17 Ağustos 2024 Cumartesi

Endonezya bağımsızlığı’nın 79 yıl dönümü üzerine bazı görüşler / Some ideas on the 79th anniversary of Indonesian Independence

Mehmet Özay                                                                                                                            17.08.2024

Bugün, Endonezya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının 74. yıldönümü...

Bu yazıda, bağımsızlık olgusunu genel itibarıyla, coğrafya ve antropolojik sınırları ile ilişkisi bağlamında kısaca ele almaya çalışacağım.

Coğrafya ile adına, Malay Takımadaları denilen bütünün önemli bir bölümünü içeren yapıyı kastediyorum. Ve bu yapı üzerinde, tarihsel olarak varlık süren ve antropolojik olarak aynı, ancak çeşitli kültürel ögeler bağlamında birbirinden ayrışan unsurların varlığına tanık olunuyor.

Coğrafya ve demokrafik yapı

Bir ulus-devletin adı olarak, Endonezya adı ile bu adın maddi unsurları yani, coğrafya üzerinde kendini ortaya koyan boyutlarının, şu ya da bu şekilde ilintili olduğu iki husus bulunuyor.

Bunlar, sömürgecilik dönemi tecrübesi ile Batı Avrupa’da geliştirilmiş olan ulus-devlet kavramının, bölge toplumları ve siyasal yapılaşmaları üzerindeki karşılığıdır.

Uzun sömürgecilik sonrası dönem, 20. yüzyıl başlarındaki küresel gelişmeler ve geniş Malay toplumlarının siyasal, ekonomik ve kültürel varlığı gibi unsurlar söz konusu olduğunda, Endonezya’nın bağımsızlığını olumlu bir gelişme olarak değerlendirmek gerekiyor, hiç kuşku yok ki.

Bununla birlikte, söz konusu bağımsızlığı ülkenin, coğrafi ve demografik sınırları ile değerlendirmek te mümkün.

Bir başka deyişle, hem coğrafi nitelikleri ve hem de, etnik yapıları göz önüne alındığında, bağımsızlığın akademi çevrelerinde hâlâ tartışılan yönleri olduğuna da kuşku bulunmuyor.

Öte yandan, bu tartışmanın, ulus-devlet merkez yapılarında ve de çevresinde, gizli/açık bir tartışma ortamında devam ettiğini söylemek de yanlış olmayacaktır.

Aslında bu durum tam da, Endonezya bağımsızlığına giden süreçte, bağımsızlığı teşkil eden unsurlar arasında çok yönlü, dinamik yatay ve dikey etkileşimlerin ne denli hayati olduğunun bir göstergesidir.

Bütünlüklülük

Yukarıda geliştirilen düşünceyi desteklemesi mahiyetinde bir parantez açarak, şu görüşü de paylaşmakta yarar var.

O da, yukarıda kısaca değinilen ulus-devlet kavramının ortaya çıkışı ve gelişimi ile bunun Takımadalar toplumlarına ve coğrafyasındaki karşılığının sorunlu boyutları, Endonezya ile sınırlı değildir.

Aksine, bu sorunlu boyutların, şu veya bu şekilde sömürgeleştirilmiş toprakların genel ve yaygın bir özelliğini teşkil ettiğini söylemek gerekiyor.

Temelde, Takımadalar coğrafyasının teritoryal genişliğinin ve bu genişliğin bütüncül bir kara parçası olmaktan uzak oluşu problemin azımsanmayacak bir bölümünü teşkil ediyor.

Tecrübi olarak bunun karşılığını, örneğin ulaşım -ve yakın döneme kadar iletişim noktasında-, bağımsızlık sonrası onyıllar içerisinde ve hatta bugün dahi kendini ortaya koyacak şekilde ‘merkez’ ile ‘çevre’ ilişkililiğinin doğallığındaki ve sürdürülebilirliğindeki zorluklar üzerinden tanık olunuyor.

Bir başka ifadeyle, bu cografi yapının Kalimantan, Sulawesi, Sumatra, Cava, Lombok, Bali vb. Adalar ile özellikle de, ülkenin doğu’sunu -bölgesel olarak düşündüğümüzde- Takımadacıkların oluşturduğu devasa ve birbirinden ayrışan fiziki yapılar olarak karşımıza çıktığı görülür.

Ulus-devlet kavramı

Bu geniş coğrafyayı ve üzerinde yaşam süren farklı toplumsal yapıları, Batı Avrupa’da geliştirilmiş olan ve dil, toprak bütünlüğü, siyasi irade, dini/mezhebi yapı vb. gibi parametrelerle ortaya koyan ulus-devlet kavramına ve oluşumuna zemin teşkil eden siyasal anlayışın, Takımadalar geneline şamil olup olmadığı, önemli bir teorik sorudur ve bu bağlamda, kendi başına anlamlılık taşımaktadır.

Bunun sağlamasını yapabilmek için Takımadalar coğrafyası ve toplumları ile Batı Avrupa toplumlarının sosyolojik temellerinin karşılaştırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

Bununla birlikte, bugün bağımsız bir ülke olan Endonezya’nın ulus-devlet oluşumu sürecinin temellerinin yakın geçmiş sömürgecilik süreciyle bağı olduğu konusunda bir konsessus bulunuyor.

Bu çerçevede, Indonesia yani, ‘Doğu Adaları’ veya sömürge döneminde adlandırıldığı şekliyle, “Hindistan’ın Doğusu” (East Indies) bağlamlarının yukarıda dile getirilen ve Batı’da üretilmiş ulus-devlet konseptine uyumluluğu noktasında, bir veri olarak kabul edilebilir.

Öte yandan, sömürge dönemi özellikleri yani, sömürge yönetiminin ürettiği siyasal, ekonomik ve kültürel yapılaşmaların kapsamı konusunda, söz konusu bu bağlamın gerçeklik ile kurgu arasında durduğu da, bir o kadar gerçektir.

Bu hususun, yukarıda dikkat çekilen ve sömürge döneminden ilhamla oluşturulan coğrafi sınırlarla bir çelişkisi olup olmadığı tartışmaya açıktır.

Bu tartışmanın bir yanında, sınır ve etkileşim olguları yine birer ilginç alan olarak karşımıza çıkıyor.

Yani, Takımadalar’ın sömürgeleştirilme tarihini 350 yıl olarak zikderen literatür içerisinde, buna alternatif teşkil edecek şekilde, Takımadalar’ın sadece, ulaşıma ve iletişime elverişliliğiyle dikkat çeken belirli sahil şeridlerinde ve bununla birlikte, sınırlı olarak iç bölgelerde kendini ortaya koyan ve bu çerçevede, bütüncüllükten uzak bir sömürge tecrübesi olduğu da vurgulanagelen hususlar arasındadır.

Dolayısıyla, sömürgecilik sürecinin, -en azından belirli alt coğrafya parçaları için- 350 yıl değil, aksine daha az sürelerle ifade edilmeye matuf bir yönü bulunuyor.

Nihayetinde bugün karşımızda, Malay Takımadaları adıyla anılan, geniş Malay toplumlarını temsil kabiliyetinde olan bir coğrafya ve bu coğrafya üzerinde yaşam süren çeşitli toplumların varlığı bulunuyor.

Bugün ulus-devlet çatısı altında bağımsızlık olgusuna muhatap olan bu coğrafya ve toplumlara anlamlılık kazandırma adına, yukarıda dikkat çektiğim sömürge dönemi yapılaşmalarının gizli/açık reddine karşılık, yeni bir tarihsel, coğrafi ve kültürel bütünlüğe referansı gerekliliği ortaya çıkıyor.

Buna, örneğin diyelim ki, Srivijaya ve Majapahit dönemleriyle ortaya çıktığı üzere, sömürge öncesi dönemin siyasal gerçekliğiyle açıklık getirme çabasının anlamlı olduğu söylenebilir.

Tarihi devamlılık olarak algılanabilecek olan bu durumun Batı Avrupa ulus-devlet yapılaşmasıyla örtüştürmeye yeter bir neden olup olmadığı, yine üzerinde durulmaya değer bir konudur.

https://guneydoguasyacalismalari.com/endonezya-bagimsizliginin-79-yil-donumu-uzerine-bazi-gorusler-some-ideas-on-the-79th-anniversary-of-indonesian-independence/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder