Mehmet Özay 28.04.2022
Bangsamorolular Filipinler’de 9 Mayıs’ta yapılacak başkanlık ve yerel seçimlere kendi partileriyle girmeye hazırlanıyor.
Söz konusu bu seçimler, Bangsamoro toplumunun özerk
yönetim hakkını elde ettiği bu süreçte, ilk önemli siyasi sınavı anlamı
taşıyor.
Bangsamoro Adalet Partisi
Bu çerçevede, Bangsamoro Müslüman toplumu özerk yönetimde
temsiliyet hakkı kazanmak amacıyla Birleşik Bangsamoro Adalet Partisi (United
Bangsamoro Justice Party-UBJP) adıyla bir siyasi parti kurdu.
Parti’nin, 9 Mayıs’ta yapılacak başkanlık ve yerel
yönetim seçimlerine hazırlıklarını tamamladığını söylemek mümkün.
Hem geçiş dönemi özerk yönetim birimi başında bulunan hem
de UBJP’nin başkanı konumundaki Hacı Murad İbrahim, yaptığı açıklamada,
Müslüman Moro toplumunun yerel seçimlerde kendi partilerini desteklemeleri
çağrısında bulundu.
Selamet Haşim’in 2003 yılında vefatının bu yana, Moro
İslami Kurtuluş Cephesi (Moro Islamic
Liberation Front-MILF) liderliğini yürüten ve yine bu süre zarfında,
Filipinler merkezi hükümetiyle gündeme gelen barış görüşmelerinde liderliği ile
dikkat çeken Hacı Murad İbrahim, 9 Mayıs seçimlerini Bangsamoro toplumu için
gayet önemli bir dönemeç olduğuna dikkat çekiyor.
Hatırlanacağı üzere, 27 Mart 2014 tarihinde imzalanan
Bangsamoro Kapsamlı Antlaşması’nın (Comprehensive Agreement on the
Bangsamoro-CAB) ardından, 2019 yılında, Müslüman Mindanao Bangsamoro Özerk Yönetim
(Bangsamoro Autonomous region in Muslim Mindanao-BARMM) süreci hayata
geçirilmişti.
Üç yıl olacağı belirtilen süreç, gerek kovid-19 gerekse
bazı teknik aksaklıklar nedeniyle 2022-2025 yılları arasında olmak üzere
uzatılmış durumda.
Bu durum, geçiş sürecinin sona ermesinin yeni başkan ve
iktidarı döneminde gerçeklemesi, yeni başkanın siyasi kimliği ile barış süreci
arasında doğrudan bir ilişki kurulmasına yol açıyor.
Ulusal seçimlerin, özerk yönetiminde geçiş sürecinin
yaşandığı Lanao del Sur, Maguindanao, Basilan, Sulu, Tawi-Tawi, Marawi,
Lamitan, Cotabato ile Kuzey Cotabato’da 63 yerleşim yerini kapsayan Müslümanların
çoğunlukta olduğu toplam beş eyalette yerel yönetimlerin de belirlenecek
olması, barış sürecinin bu ilk seçiminde, UBJP kendi adaylarıyla seçime
katılması noktasında, temsiliyet sınavı anlamı taşıyor.
Başkan adayları ve UBJP’nin desteği
Bangsamoro toplumunu ve barış sürecini 9 Mayıs
seçimlerinde yakından ilgilendiren bir diğer konu ise hiç kuşku yok ki,
başkanlık yarışı olacak.
Başkan adaylarının isimleri gündeme gelmeye başlamasından
itibaren özellikle, sabık devlet başkanı Ferdinand Marcos’un, aynı ismi taşıyan
Genç Ferdinand Marcos’un popüler oylara talip olduğu görülüyor.
Bu durum, baba Marcos döneminde, ülkenin farklı
bölgelerindeki gelişmeler bir yana, Müslüman Bangsamoro toplumuna yönelik uygulanan
zulüm ve şiddet hatırlandığında, UBJP başkan adayları arasında tercihini Leni
Robredo’dan yana kullanıyor.
Bu çerçevede, başta Bangsamoro toplumu olmak üzere,
ülkenin bazı kesimlerinde, genç Marcos’un babasının iktidarda olduğu 1970’lerin
politikalarını tekrarlayabileceği endişesi kendini açıkça hissettiriyor.
Genç Marcos’un ülkenin öne çıkan sosyo-ekonomik
problemleri ile Bangsamoro barış sürecine dair politikaları gündeme taşımamış
olması da olası bir Marcos iktidarının siyaset yapma biçiminde belirsizliğin ve
de şüphenin hakim olmasına neden oluyor.
2016 yılında devlet başkan yardımcılığı seçimini kazanan
ve ardından başkan Rodrigo Duterte’nin politikalarına önemli eleştiriler
getiren Robredo, bu sefer başkan adayı olarak ulusal siyaset sahnesinde yerini
alıyor.
UBJP’yi Robredo’ya yakınlaştıran bir diğer neden ise,
başkan Duterte’nin genç Marcos’u desteklemesi ve seçimlerde kızı Sara Duterte ile
ittifak yapmış olması bulunuyor.
Başkan adayları noktasında, ulusal siyasette yaşanan bu
ayrışma, hiç kuşku yok ki, Bangsamoro barış sürecinin sağlıklı bir şekilde
devam ettirilebilmesi adına gayet önemli gözüküyor.
Niçin Robredo?
Bu noktada, Hacı Murad İbrahim’in Robredo için,
“Bangsamoro toplumunun dostu” ifadesi gayet önemli bir vurguyu içinde
barındırıyor.
Başkanlık yarışını kazanacak siyasetçinin güvenlik,
yolsuzluk, yoksulluk, uyuşturucu gibi bir anlamda modern Filipinler’de endemik
olan ağır sosyal ve ekonomik sorunlar devralması kadar, özelde Bangsamoro
toplumunu, genelde Filipinler toplumunu önemli barış süreciyle tanıştıran 2014
barış antlaşmasının devamlılığının nasıl sağlanacağı konusundaki siyasi bir
sorunu da karşısında bulacağına şüphe yok.
Bu noktada, son altı yıllık ulusal siyasete bakıldığında
başkan Duterte ile başkan yardımcısı Robredo arasında siyaset yapma ve
kamuoyuna ulaşma noktasındaki farklılaşma, Robredo’yu daha çok hukukun
üstünlüğü, şeffaflık, ilgili alanların uzmanlarıyla ve özelikle de sivil
toplumla yan yana siyaset yapmaya yaklaştırdığı görülüyor.
Duterte’nin geleneksel yöntemleri tekrarlaması, genç
Marcos’un bu yönde onun takipçisi olacağı yönündeki düşünceler ile Robredo’nun
ise tıpkı Benigno Aquino gibi ülkenin önemli sorunlarının üstesinden gelme
noktasında reformcu tavır takınması iki temel siyaset yapma biçimini ortaya
koyuyor.
Bu durum, Bangsamoro barış süreci bağlamında, olası bir
Robredo iktidarında, merkezi hükümet ve organlarının Mindanao ve çevresindeki
özerk yönetime barışın ruhuna uygun bir şekilde işlerlik kazandırabilecekleri
ihtimalini güçlendiriyor.
Barış devam etmeli
Her ne kadar, barış antlaşması imzalanmış ve özerk
yönetim döneminin geçici sürecine başlanmış olsa da, 2014 barış antlaşmasının
2016 yılında ulusal senato’dan geçmesinde özellikle, o dönem muhalefet
kanadının lideri konumundaki genç Ferndinand Marcos tarafından güdülen siyaset
nedeniyle yaşanan sorunlar hatırlandığında, Bangsamoro barışına yaklaşımın yeni
başkanın kim olacağıyla da yakından irtibatlı gözüküyor.
Bu noktada, barış süreci çerçevesinde “normalleşme”nin önemli
aşamalarından biri olan, MILF’e bağlı silahlı grupların ellerindeki silahların
bırakmalarına yönelik takvimin üçüncü safhasına geçilmiş durumda.
Bir başka açıdan bakıldığında, hâlâ ellerinde silahları
olan grupların varlığı bir yandan MILF öte yandan, merkezi yönetim için bir tür
tehdit unsuru olmaya devam ettiğini söylemek mümkün.
2016 yılında Mindanao Adası’nın önemli yerleşim
yerlerinden Marawi şehrinde yaşanan şiddet olayları ve Abu Sayyaf adlı küçük
ancak etkili grubun adam kaçırma eylemleri hatırlandığında, ulusal siyasette
herhangi bir olumsuz evrilmenin, Bangsamoro barış sürecini tehlikeye atabilecek
gelişmelere yol açabileceğini akılda tutmak gerekir.
Bu çerçevede, MILF’in ve geçici özerk yönetim hükümetinin,
bu tür olası gelişmeler karşısında temkinli ve tutarlı hareket ettiğini
söylemek gerekir.
Filipinler’de 9 Mayıs seçimleri bir yandan, ulusal
politikalarda reformcu eğilimleriyle öne çıkan siyasetçiler ile geleneksel
politikaların tekrarcısı siyasetçilerin rekabetine konu olurken, aynı zamanda
Bangsamoro barış sürecinin istikrarlı bir düzlemde devam ettirilmesi açısından
da ayet önemli bir sürece işaret ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder