Mehmet Özay 23.08.2021
ABD başkan yardımcısı Kamala Harris, Güneydoğu Asya’da Singapur ve Vietnam’a resmi ziyareti dün, yani 22 Ağustos Pazar günü başladı.İlk olarak Singapur’u ziyaret eden Harris, Ada ülkesinde temaslarını üç gün boyunca sürdürecek. Harris’in Salı günü Vietnam’a geçmesi bekleniyor...
ABD’nin yeniden Güneydoğu Asya’da dönmesi ve daha genel çerçevede Hint-Pasifik (Indo-Pacific) paradigmasını takviye edecek politika arayışları ve ekonomik işbirliklerini geliştirme olarak adlandırılmayı hak etse de, ziyaretin Afganistan’da beklenmedik gelişmenin gölgesinde geçmekte olduğuna kuşku yok.
Ada ülkesi ve ABD yatırımları
Harris’in başkan yardımcısı sıfatıyla bölge ziyareti, zamanlama açısından gayet önemli bir döneme tekabül ediyor.
Her ne kadar, Singapur başbakanı Lee Hsien Loong ile Kamala Harris memnuniyet pozları verseler de ortada, plânlanmamış bir gelişme olarak Afganistan’daki hiç de umulmadık gelişmenin varlığı, kendini Harris’in ziyaretleri boyunca hissettirecektir.
Bununla birlikte, ziyaretin yapıcı unsurları olarak düşünülen hususlar, Lloyd Austin ziyaretinde güdeme gelen iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik girişimlerin pekiştirilmesine yönelik olduğu görülüyor. Bu çerçevede, siber güvenlik, iklim değişikliği, ekonomik işbirliği, kovid-19’la mücadele konuları başı çekiyor.
Öte yandan, Ada ülkesi Singapur ABD için, Pasifik Savaşı’ndan bu yana bölgedeki gizli/açık önemli müttefiklerinden biri olmakla kalmıyor, aynı zamanda iki ülke ticaret ve yatırım ilişkileri gayet önemli bir işbirliğinin olduğuna işaret ediyor.
Bu çerçevede, ABD’nin bu Ada ülkesine yatırımları toplamda 315 milyar Dolar’ı bulurken, Singapur’un ise ABD topraklarında 65 milyar Dolar doğrudan yatırımı bulunuyor. ABD’nin Ada’ya yatırım miktarının Çin, Güney Kore ve Hindistan yatırımlarından fazla oluşu açıkçası iki ülkeyi ne denli birbirine bağımlı kıldığını özellikle de Singapur açısından ortaya koyuyor.
Son gelişmeler çerçevesinde ise, yapıcı ve ön alıcı politikalarıyla bilinen Singapur yönetiminde, başbakan Lee Hsien, ABD’nin Afganistan’da daralan alanını genişletme adına tahliyeler konusunda hava desteği verebileceklerini söylemesi önemliydi.
Lee Hsien’ın bu çıkışının ardında, Singapur’un daha önce Uluslararası Güvenlik Destek Gücü kapsamında Afganistan’da görev yapmış olması da bulunuyor.
Bununla birlikte, Afganistan’da son derece kritik olan gelişmeler karşısında gayet pragmatik bir çıkış olarak değerlendirilebilecek olan Lee Hsien’ın bu önerinin gerçekleşmesi halinde, geçen ay savunma bakanı Lloyd Austin’in ziyaretinde varılan askeri işbirliği anlaşmalarının ardından yeni bir gelişme olarak kalmayacak, varılan anlaşmaların sağlaması olarak da değerlendirilecektir.
ASEAN’a yeniden konuşlanma
Başkan yardımcısı Harris’in bu ziyareti, geçtiğimiz Temmuz ayının son haftasında bölge ülkelerinden Singapur, Vietnam ve Filipinler’i ziyaret eden savunma bakanı Lloyd Austin’in ardından, ABD üst düzey yöneticilerinin kısa sürede gerçekleştirdiği ikinci önemli ziyaret anlamı taşıyor.
Gerek Austin’in gerekse bugünlerde başkan yardımcısı Harris’in ziyareti ABD’de Joe Biden yönetiminin sadece bu üç ülke özelinde değil, genel itibarıyla Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (Association of Southeast Asian Nations-ASEAN) bölgesine yönelik siyasi, ekonomik ve askeri yakınlaşması anlamına geliyor.
Ancak, ABD siyasi aklının Afganistan’da olması, bu ziyaretin arzu edildiği gibi değerlendirilmesine imkân tanıyıp tanımadığı sorgulanmaya açık. Bununla birlikte, Afganistan krizinden önce plânlanmış olan bu ziyaretten hasıl olacağı tahmin edilen kazanımların bile gerçekleşmeyebileceğine dair göstergelere mevcut.
Lloyd Austin ziyareti vesilesiyle kaleme aldığımız yazıda da dile getirdiğimiz üzere, ABD yönetimi ASEAN bölgesine yönelik söz konusu bu ziyaretlerle, Trump döneminde ilişkileri gerileyen ABD’nin bu yeni dönemde, bölge ülkeleriyle “küresel işbirliğinin yeniden inşası”na çaba sergiliyor.
Bir başka deyişle, bu ziyaretler vesilesiyle, ABD bölge ülkeleri yönetimlerinde ve de geniş halk kitleleri nezdinde kaybettiği imajını yeniden kazanmaya çalışıyor.
Tabii ABD açısından, söz konusu bu yaklaşımın somut hedefleri ve çıktıları açısından bakıldığında özellikle, Çin’e karşı geliştirilmekte olan yeni Hint-Pasifik ittifak bloğuna, mümkün olduğunca daha çok ülkeyi kazanmak...
Austin’in ziyaretinde özellikle, Filipinler’le oldukça zayıflayan ilişkisi onarmaya ve yeniden yapılandırmaya yönelik adımlar atılırken, Singapur ile de askeri işbirliği noktasında yeni anlaşmalarla var olan ittifak görüntüsü genişletilmeye çalışılmıştı.
Bu ikili güvenlik ilişkilerine rağmen, ASEAN’ı bir bütün olarak Hint-Pasifik stratejisi içerisinde görüp görülemeyeceği konusunda ise, ciddi tartışmaların olduğunu söyleyebiliriz.
Harris’in çabası
Kamala Harris, diş politikaya uzak bir isim olarak adlandırılmakla birlikte, bölgenin dini-kültürel yapılaşmasında önemli bir etkisi olan Hindistan’la olan kök bağının, azınlık da olsa bölgede var olan Hint kökenlilerin varlığı ve bunların siyasal ve toplumsal yaşamdaki etkisi, ona yönelik bir sempati oluşmasına neden olduğunu söyleyebiliriz.
Bu durum, akıllara bir nebze de olsa, 2009-2017 yıllarında devlet başkanlığı yapan Barack Obama dönemini getiriyor. Obama, bölgeye yaptığı ziyaretlerle bölge toplumları ve ülkelerinde ABD lehine önemli bir yaklaşımın gelişmesine katkısı olmuştu.
ABD’nin Asya-Pasifik taahhüdü
Başkan yardımcısı Harris’in Hindistan kökenli olması ABD adına yumuşak güç kazanımı olarak değerlendirilebilecek bir durum oluşturabilir.
Ancak, ABD’nin gerek Donald Trump döneminden devr aldığı olumsuz miras gerekse, son birkaç haftadır Afganistan’da olan bitenler hiç kuşku yok ki, bölge ülkelerinde ABD’ye yönelik düşünce ve duyguların değişkenlik göstermesine yol açtığını söyleyebiliriz.
ABD’nin Afganistan’a yönelik ‘taahhüd’ün bugün aldığı siyasi ve toplumsal hâlin bir benzerinin, -coğrafya/koşullar vb. farklılıklara rağmen- ASEAN özelinde ortaya çıkıp çıkmayacağı bir endişe kaynağı olarak kendini hissettiriyor.
Kaldı ki, ABD kamuoyunda ortaya çıktığı üzere, Afganistan’daki gelişmelerin niyetlenilmemiş sonuçlarının kendini Güneydoğu Asya toplumlarında da göstermesi olasılığını yabana atılmamalıdır.
Öyle ki, böylesine olumsuz yönde bir gelişmenin olmayacağının garantisi bulunmuyor...
Trump yönetiminin beklenmedik politikalarının, Çin’in giderek daha da agresif bir politika izlemesine neden olup olmadığı ve bunun karşısında, ASEAN ülkelerinin yaşadıkları hem askeri hem ekonomik güvenlik kaygılarının hatırlanmasında yarar var.
Yakın gelecekte, Trump veya Trumpvari intikamcı bir siyasetçinin ABD’nin başına ‘musallat’ olması, aynı zamanda ASEAN bölgesinde de güvenlik güvenilirlik sorunun neşet etmesi anlamına gelecektir.
ASEAN’a Afganistan engeli
Hiç de gündemde olmayan Afganistan’daki gelişmeler, ABD’nin ASEAN bölgesinden beklentilerini ertelemesine yol açacağı gibi, Çin’in bu gelişmeden mümkün olduğunca yararlanması ABD’nin önüne yeni bir engel olarak çıkacaktır.
Bu gelişmeler ABD’nin bölgedeki meşruiyetinin gizli/açık sorgulanır hale getireceğini söylemek mümkün. En azından, yaşanan kaotik ortamın sorumlusu, geride bırakılan Afgan halkının hali, yirmi yıldır siyasal ve askeri yatırım yapılan Afgan siyasetçilerinin ve yöneticilerinin ‘teslim olmaları’ hiç kuşku yok ki, Güneydoğu Asya toplumları arasında önemli bir sorgulamayı da beraberinde getiriyor.
Harris’in ziyaretinin bir diğer önemli noktası, bu konuyla doğrudan bağlantılı olacak şekilde bölgedeki ittifak arayışlarını veya mevcut ittifakları genişletme yaygınlaştırma çabalarıyla ilgilidir.
Afganistan’da yaşanmakta olan siyasal dönüşüm ve bunun doğuracağı ve şimdilik belirsizliklerle dolu gelecek hiç kuşku yok ki, sadece ABD’yi değil, Güneydoğu Asya’da Müslüman toplumları ve/ya Müslüman toplumlara ev sahipliği yapan ulus-devletleri de yakından ilgilendiriyor.
Not: Afganistan’daki gelişmelerin Güneydoğu Asya toplumlarına etkisin ilerleyen günlerde bir yazıda ele alacağım.
https://guneydoguasyacalismalari.com/2021/08/23/abd-baskan-yardimcisi-harris-asean-bolgesinde-kamala-harris-vice-president-of-the-u-s-visiting-asean-region/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder