Mehmet Özay 03.09.2020
Malezya siyasetinde güç yapılanmaları arasında denge arayışları yeni boyutlara taşınırken, bu sürecin hiç kuşku yok ki, en önemli aktörü 95 yaşındaki Dr. Mahathir Muhammed olmaya devam ediyor.
24 Şubat 2020
tarihinde, Umut Koalisyonu’na karşı gerçekleştirilen sivil darbenin ardından, o
dönem bu koalisyonun küçük ancak, güçlü ortağı Malay Birlik Partisi’nde (Parti Pribumi
Bersatu Malaysia-Bersatu) yaşanan bir başka
darbe ile, Dr. Mahathir ve ona yakın dört isim partiden ihraç edildi.
Dr. Mahathir’den ‘Vatan Mücadelesi’
Dr. Mahathir, 12
Ağustos’ta Vatan Mücadelesi (Parti Pejuang
Tanah Air-PPTA) adlı yeni bir siyasi parti kurduğunu ilân etmesiyle, Malezya
siyasetinde var olmaya devam ediyor.
Bu yeni parti
özelinde, Malezya’da ne olup bittiğine kısaca bakmakta yarar var.
Dr. Mahathir’in bu
son siyasi hamlesini, 95 yaşındaki kurt politikacının ülkede siyasi denge arayışlarının
sürdüğü bir dönemde yapıcı bir girişim olarak değerlendirmek mümkün. Özellikle
de partinin temel hedefinin “yolsuzluklarla mücadele” olduğu dikkate
alındığında.
Denge arayışları
diyoruz, çünkü mevcut gayri-demokratik iktidarın Mecliste güven oylamasına
giderek küçük bir ihtimal de olsa çoğunluğu sağladığını gösterecek bir
girişimde bulunmak yerine, 1 Mart’tan bu yana aradan geçen zaman sonunda, çözümü
erken seçimde araması siyasi hesapların yeniden kurgulanması anlamına geliyor.
Malay çoğunluk, Malay azınlık
İktidardaki Ulusal
İttifak’ın (Perikatan Nasional-PN) hangi
partilerden teşekkül ettiğine kısaca bakmakta yarar var.
Başbakan Muhyiddin
Yasin, Dr. Mahathir sonrasında Bersatu’nun başında ve bir anlamda gizli/açık
Malay koalisyonunun öncü aktörü konumunda yer alıyor.
Ancak Bersatu’nun
meclisteki yaklaşık 40 milletvekilinden ibaret varlığı, koalisyonun büyük
ortağı Birleşik Malay Ulusal Organizasyonu (United
Malay National Organization-UMNO) ile bu parti ile 2019’da siyasi ittifakı
resmen gerçekleştirmiş olan Malezya İslam Partisi’nin (PAS) bu iktidar
yapısında daha çok söz sahibi olduğuna işaret ediyor.
Her biri etnik
Malay partisi niteliği taşıyan bu üç partinin birleşmesi, ‘Malaylar’ ve ‘ötekiler’
bağlamında parçalı bir yapının ortaya çıkması anlamı taşıyor. Bununla birlikte,
bu parçalı yapının güvenilirliği ve sürdürülebilirliği hususunda oldukça
sorunlu bir durum söz konusu.
İlki, Dr. Mahathir
Muhammed bir yandan, Malay egemenliğinin savunucusu olmayı sürdürürken, aynı
zamanda PN çatısı altında biraraya gelen Malay partilerin özellikle yolsuzlukla
biçimlenen siyaset yapma biçimlerine eleştirel bir tutum takınıyor.
İkincisi , PN ve
Pejuang’ın dışında, Enver İbrahim’in başında bulunduğu Halkın Adaleti Partisi (Partai Keadilan Rakyat-PKR) geliyor.
PKR’ı diğer Malay
etnik temelli partilerden ayıran temel husus partinin şehirli, entellektüel,
dünyaya açık, okur-yazar Malayların desteğini alması ve aynı zamanda partinin
diğer etnik yapılara açık yapısıdır.
PKR ve diğerleri arasındaki
ayrımı bu şekilde kabul etmek, bölgeye yabancı olanlar için pek fazla anlam
ifade etmeyebilir.
Ancak ‘Malay’ ve ‘Malay
olmayan’ ayrımının, bir başka deyişle ‘Müslüman-Malaylar’ ile ‘Müslüman olmayan
diğerleri’ temelli bir ayrıma dayandığının ifade edilmesi, ortada önemli bir toplumsal
problematiğin olduğuna işaret etmektedir.
Bu durumun,
ülkenin bağımsızlığından (1957) bu yana var olması bir tesadüf değil elbette.
Toplumsal ayrışmanın -burada pür bir düşmanlık kastedilmemektedir- sömürge
dönemi süreçleriyle bağlantılı yönünü göz ardı etmemek gerekir.
Aslında tam da bu çerçevede,
gerek 1946-1951 yıllarında Dato Onn bin Jaafar, gerekse 1999-2020 yılları
arasında Enver İbrahim’in siyasal yaklaşımlarını biçimlendiren Malezyalılık olgusu
bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Dr. Mahathir’den yakın gelecek hesabı
Dr. Mahathir’in 2016
yılında UMNO’dan ayrılması, ardından kurucusu olduğu Bersatu’dan ihraç
edilmesi, dört yıl gibi kısa süre zarfında ikinci partiyi kurması hiç kuşku yok
ki, siyasette hâlâ güçlü olduğunu ve bu gücünü devam ettirme arzusunda olduğunu
kanıtlıyor.
Bunun somut
karşılığı ise, 3 Eylül’de yaptığı açıklamada somut karşılığını buluyor. Dr.
Mahathir, 2021 yılı başlarında yapılması tahmin edilen erken seçimlerde, yeni
partisi Pejuang ile federal parlamentoda 30 milletvekilliği kazanmaları halinde,
Malezya siyasetinde belirleyici bir parti konumuna geleceklerini güçlü bir güven
duygusuyla ifade ediyor.
Bağımsız Pejuang
Dr. Mahathir,
mevcut siyasal bölünmüşlüğe atıfta bulunarak “bağımsız” bir parti olduklarını
ve her iki taraf yani, iktidardaki PN ile muhalefetin güçlü yapısı PKR-DAP-Amanah
koalisyonu arasındaki bölünmüşlükte yer almadıklarına işaret ediyor.
Dr. Mahathir’in yeni
partisi Pejuang’ı iki farklı siyasal yapıdan ayrıştırması, yukarıda dile
getirildiği üzere üstün bir özgüvenin bir eseri.
Ancak, Dr.
Mahathir’in bu siyasal bölünmüşlük ortamında kendini temize çıkartma çabası eleştirel
yaklaşılmayı hak ediyor.
Halk iradesi ve Umut Koalisyonu
61 yıllık UMNO iktidarına
son veren ve sadece Malezya toplumunda değil, bölge ülkelerinde de yeni bir
demokratikleşme olgusunun özgüvenle tartışılmasına yol açan Umut Koalisyonu
hükümetinin bir sivil darbeye maruz kalması üzerinde yeterince durulduğunu
söylemek güç.
Dr. Mahathir’in, Umut
Koalisyonu’nda başbakanlığın el değiştirmesine yönelik tutumunun önemli bir
krize neden olduğu ve bunun 24 Şubat sivil darbesini tetiklediği yabana atılır
bir konu değil.
Reform hareketinin
lideri Enver İbrahim’e başbakanlığı vermeme adına, ülke ekonomisinin düzeltilmesi
bahanesiyle başbakanlıkta kalma çabası, Dr. Mahathir’in en önemli hatalarından
birini oluşturuyor.
Bir başka yanlış
teşebbüsü, 24 Şubat darbesine yol açacak şekilde, Dr. Mahathir’in başbakanlıktan
ve partisi Bersatu’dan istifa etmesidir.
Bu sıradan bir
istifa olmayıp, ona vaad edilen “parlamento çoğunluğunun” onu desteklediği ve
Umut Koalisyonu dışında oluşacak yeni bir iktidarda yeniden başbakan olacağı
yolundaki gizli/açık vaaddir.
Bu girişimin
sonrasında başbakanlığın kendisine verilmemesi üzerine, Muhyiddin Yasin’in
kendisine ihanet ettiğini söylemesi, açıkçası Dr. Mahathir’in nasıl bir siyasi
kumpasa kurban gittiğinin kendi diliyle izahıdır.
PN+UMNO+PAS işbirliği ve siyasi meşruiyet sorunu
Dr. Mahathir’in Malay
etnik siyaseti yapan Bersatu, UMNO ve PAS ile birlikte hareket etmemesi, 1 Mart’tan
itibaren ülkeyi yöneten darbeci PN hükümetine destek vermemesinin ardında, söz
konusu PN hükümetinin ve bu hükümetin başbakanı Muhyiddin Yasin’in, halkın 2018
yılında meşru olarak iktidara getirdiği Umut Koalisyonu hükümetine ihanet
ettiği iddiası yer almaktadır.
Bir diğer husus, Dr.
Mahathir’in PN hükümetine, bir başka deyişle bir azınlık partisi olan Bersatu
lideri Muhyiddin Yasin’in başbakanlığının birinci dereceden destekçisi olan
UMNO’yu ve politikalarını doğrudan hedef alarak, “yolsuzlukla ve siyasi gücü
kötüye kullanma ile mücadeleyi sonuna kadar sürdürme ve temiz ve şeffaf bir yönetim
ortaya koyma” ilkesine yaptığı vurgudur.
Dr. Mahathir’in,
daha 2016 yılında Bersatu’yu kurarken, parti tüzüğünün 6.7 maddesinde yer
verdiği bu ilkeli siyasi duruşuna rağmen, bugün gelinen noktada Bersatu ilk
kurulduğu günkü Bersatu değildir.
Bu husus, tam da yukarıda
dikkat çekildiği üzere, Umut Koalisyonu iktidarında başbakanlığı Enver İbrahim’e
bırakmama ve ardından bu kararın doğrudan tetiklediği 24 Şubat darbesine neden
olma gibi Dr. Mahathir’in birincil derecede rol oynadığı bir sürece tekabül
etmektedir.
Bunu gören, Dr.
Mahathir bugün kurduğu yeni parti ile mevcut siyasal ayrımdan “bağımsız”
olduğunu ileri sürerek yakın gelecekte oluşacak bir iktidarda belirleyici
olacağını ileri sürüyor.
Aylar önce, Dr.
Mahathir Bersatu’dan ihraç edildiğinde, bir sürprzi olmazsa, Dr. Mahathir 10
Mayın 2018-24 Şubat 2020 tarihleri arasında ülkeyi yöneten Umut Koalisyonu ile
birleşerek mücadeleyi devam ettirir görüşünü ileri sürmüştük.
Ancak Dr.
Mahathir, büyük bir sürpriz yaparak dört yıl içinde ikinci partiyi kurarak Malezya
siyasetine yeni bir açılım yapmış durumda.
Bununla birlikte,
bu gelişmenin halkın iradesini yok sayan 24 Şubat 2020 sivil darbesine yol açan
siyasetçilerin ve siyasi partilerin oyununu bozmaya yetip yetmeyeceği ise hayli
şüpheli.
Aktif siyasette
bunlar olurken, Uluslararası Ticaret ve Endüstri eski bakanı Rafidah Aziz,
ülkedeki siyaset dünyasının bölünmüşlüğüne dikkat çekerek, artık buna son
verilmesi yönündeki çağrısı gayet anlamlı.
Malezya’da siyaseti
temize çıkarak yol, bundan yetmiş yıl önce Dato Onn bin Jaafar’ın gündeme
getirdiği ve Enver İbrahim’in bugün uygulamak istediği yapının sistemik hale
getirilmesinde yatıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder