Mehmet Özay 03.09.2024
87 yaşındaki Papa Francis, on üç saatlik uçuşun ardından,
Asya-Pasifik bölgesi ziyaretinin ilk durağı Cakarta’ya geldi. Karşılama
töreninde resmi makamlar adına temsil görevini din işleri bakanı ... yaptı.
Üç gün süreyle Endonezya’da bulunacak olan Papa Francis,
daha sonra Doğu Timor, Papua New Gine ve Singapur’a geçecek.
Papa’nın açıklanan programında devlet başkanı Joko Widodo
ile yarın yani, Çarşamba günü görüşmesi, Cakarta’daki meşhur İstiklal Camii’nde,
ülkedeki altı dinin temsilcileriyle ‘dinlerarası’ program çerçevesinde biraraya
gelmesi ve -Endonezya kardinali Ignatius Suharyo Hardjoatmodjo ile birlikte- 80
bin kişilik stadyumda Katolik toplumuna yönelik ayini bulunuyor.
Ziyaret gerekçesi
Papa’nın, görev süresi boyunca gerçekleştirdiği en uzun
seyahat olarak tarihe geçecek olan bu Asya-Pasifik gezisi, temelde üç farklı
açıdan önem taşıyor.
Bunlar, Resmi olarak gündeme getirilen ‘iklim
değişikliği’ konusu, kendisi döneminde oluşturulan kardinallikler ve
dinlerarası diyalog.
Her üç alanı, sıradan ve günlelik kullanımlarının dışında
ve ucuz küresel politikaların odağından çekip olarak, birer medeniyet unsuru
şeklinde değerlendirmek mümkün.
İklim değişikliği-sorumlu kim?
Papa Francis’in bu ziyaretine dair yapılan resmi
açıklamalarda temel amacı, “iklim değişikliği” konusu oluştursa da, ziyaret
edeceği ülkelerin iklim değişikliği sorununu ortaya çıkaran değil, belki
doğrudan bunun mağduru olan ülkeler kategorisinde yer alması bu başlığın
ziyaretin kapsamıyla ilgisi sorgulanmaya değer.
Örneğin, Cava Adası’nın batısındaki başkent Jakarta’nın
Kalimantan Adası’na taşınmasının başlıca nedeni başkentin -insan faktörüyle
ortaya çıkan nedenler dışında- iklim değişikliğinin doğrudan bir göstergesi
olarak deniz seviyesinin altında kalma riskini, bu mağduriyetin bir ifadesi
olarak değerlendirmek gerekir.
Veya bir başka açıdan değerlendirilecek olursa...
İklim değişikliği sorununu ortaya çıkaran tarihsel olarak
Batılı endüstrileşmiş ülkeler olurken, bugün ihtiyaç duyulan işbirliğinde
örneğin, Endonezya gibi bir ülkenin katkısının gözardı edilemezliği gündeme
taşınabilir.
Her iki halde de, mağdur ve destek istenen tarafta yer
alan Endonezya’nın, manipüle edilmekte olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Bu noktada, endüstrileşmemiş bir ülke olan Endonezya’nın
bugün batısından doğusuna doğal zenginlikleri ile anılıyor oluşu tam da, iklim
değişikliği ile Batı ülkelerinde apokaliptik söylemler karşısında bir
alternatif olduğunu bize gösteriyor.
Bu söylemi, ‘İyi ki, Endonezya endüstrileşmemiş’ olarak
değerlendirmek yerine, endüstrileşmenin entellektüel kaynaklarına yönelik bir
eleştirinin, başlangıcı olarak ele almak gerekir.
Diyalog
Ziyaretin, ikinci nedeni olarak dikkat çeken ‘dinlerarası
diyalog’...
Girişte ifade ettiğim üzere bu başlık altındaki etkinlik
İstiklal Camii’nde yapılacak. Ülkede resmen tanınan altı dinin temsilcilerinin
yer alacağı diyalog sürecinde, Papa Francis’in, İstiklal Camii imamıyla küresel
olarak yaşanan ‘insanlık dışı gelişmelere’ (dehumanization) karşı bir
deklarasyona imza atması bekleniyor.
Endonezya, tıpkı bölgedeki diğer ülkeler gibi çok
etnikli, çok dinli bir yapı arz ediyor.
Her ne kadar antropolojik ve sosyolojik olarak ‘geniş
Malay dünyası’ kavramı içeresinde yer alsa da, kültürel ve dini yapılanmalar
noktasında farklılıkları içinde barındırıyor.
Bu durum, dünyanın farklı köşelerinde, özellikle de,
halkının önemli bir bölümü Müslüman olan ülkelerde tanık olunan çatışmacı bir
toplumsal yapıyı burada görmek mümkün değil.
Endonezya’yı bunun aksi bir tanımlamayla resmettirmeye
dair eğilimlere ve bunun malzemesi olacak unsurları ortaya çıkarmaya dair
çabalar olsa da, sadece bugün değil, tarihsel olarak bölge toplumlarının
farklılıklarıyla birarada yaşama geleneği taktire şayan kabul edilmelidir.
Endonezya’di bu toplumsal gerçekliği daha önce fark etmiş
olduğu anlaşılan Papa Francis’un, Fratelli tutti’sine bunu yazdığı ve bölgedeki
gerçekliğin devam edeceğini öngördüğü belirtiliyor.
Evet, Endonezya adına güzel bir nokta...
Zaten bu nedenle de ziyaretin motto’sunu “inanç,
kardeşlik ve merhamet” kavramları teşkil ediyor.
Bununla birlikte, gerçekliği hakkıyla koymak adına şu
yaklaşımın da, küresel kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor.
Şayet ortada, farklı dini ve kültürel toplumsal yapılar arasında
bir diyalog’dan söz ediliyor ise bunun, Batılı gelişmiş ülkeler veya bu
ülkelerin ortaya koydukları modern dünya görüşüyle ve bunun felsefi ve
entellektüel temellerini oluşturan Aydınlanma düşüncesiyle (Enlightenment
thought), uzaktan yakından alâkası bulunmuyor.
Aksine, ve de temelde, söz konusu farklı dini ve kültürel
toplumsal yapılar arasındakibu diyalogun, bugün adı Endonezya olan, tarihte ise
Malay Takımadaları (Malay Archipelago) olarak bilinen coğrafyanın
ürettiği değerlerle anlaşılması gerekir.
Şayet Papa, ‘diyalog’ konusunu ele almak istiyorsa, bu
tarihsel gerçekliği gündeme taşımalı ve özellikle, sorgulamasını Batı
dünyasının ürettiği ve bugün küresel toplumu yanlışa sürükleyen değerleri
açıkça paylaşmalıdır.
Bununla birlikte, her halükârda, Papa’nın dinlerarası diyalog bağlamını gündeme
taşımasının mahsuru bulunmuyor.
Ancak, toplumsal, kültürel ve dini gerçeklikleri hakkıyla
ortaya koymak şartıyla.
Jokowi’den final
Kanımca, ziyaretle ilgili olarak yukarıda dile getirilen
üç temel nedenin ötesinde, başka bazı nedenleri de görmek mümkün.
Resmi açıklamalara bakıldığında ziyaretin, kovid-19
süreci öncesinde plânlandığı belirtiliyor.
Her ne olursa olsun, Papa’nın Endonezya’ya ziyareti,
görev süresi Ekim ayında sona erecek olan devlet başkanı Joko Widodo’nun, on
yıllık iktidarını dünya barışına önemli bir miras bırakarak sonlandırma
arzusunun bir göstergesi olarak değerlendirmek yanlış olmayacaktır.
Jokowi’nin, insanlık için küresel öneme sahip Papa’nın bu
ziyaretine ev sahipliği yapmak suretiyle, hem kendisi hem de ülkesi adına,
uluslararası ilişkilere güzel bir son nokta koymak istediğini söyleyebiliriz.
Endonezya’da Katolik nüfusun yüzde 8 civarında olduğu ve
bu oranın, 280 milyonluk nüfus içerisinde 8 milyona tekabül ettiği düşünülürse,
ülkedeki bölgedeki ifadeyle dile getirmek gerekirse, ‘Katolik ümmeti’ için
Papa’nın ziyareti manevi olarak büyük önem taşıyor.
Bazı veriler
2022 verilerine göre halkının yüzde 87’si Müslüman, yüzde
11’i Hıristiyan olan Endonezya’da ulusal sınırlar içerisinde, dinler arasında
önemli bir barış süreci olduğunu söylemeliyiz.
Bununla birlikte, Müslüman nüfus arasında çoğunluğun Şafi
Mezhebi’ne bağlılığı karşısında Hıristiyan nüfusun kendi arasında Katolik,
Protestan kiliselerini -ki bu noktada, Metodistler başı çekiyor- belli başlı
alt birimlerine ayrılıyor.
Bunun yanı sıra, yerel kiliselerin varlığını da, kültürel
ve sosyolojik bakımından önemlerine binaen dikkate almak gerekir.
Örneğin, Kuzey Sumatra’nın dağlık bölgelerinde yaşam
süren Batak toplumunun bazı alt gruplarının mensubu bulunduğu Batak Hıristiyan Protestan Kilisesi (Huria
Kristen Batak Protestan-HKBP) bunların öne çıkanıdır.
Bu rakamların ulusal
siyasetteki karşılığı nedir diye sorulacak olursa, 2023 verileri bize ulusal
parlamentoda temsilcilerin yüzde 15’lik bölümü Hıristiyan siyasetçilerden
oluşuyor.
Katolik dünyasının manevi
lideri Papa Francis’in Endonezya’ya yapmakta olduğu ziyareti aynı zamanda
Endonezya İslamı’nın küresel toplumu sunduğu Nusantara İslam’ı (İslam
Nusantara) kavramının da anlaşılabilmesine vesile olacağını umuyorum.
Halkının kahir ekseriyeti
Müslüman olan Endonezya’nın dünyanın farklı bölgelerinde ağır toplumsal ve
siyasal sorunlar altında yaşayan Müslüman toplumlarına gizli-açık sunduğu bir
alternatif yaklaşım olarak Nusantara İslam’ı anlamak ve bunu küresel çapta toplumsal
ve kurumsal boyutlarıyla öne çıkarmak hem dinlerarası diyalog hem de küresel
barışa önemli bir katkı olacaktır.
https://guneydoguasyacalismalari.com/ve-papa-francis-endonezyada/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder