Mehmet Özay 19.09.2024
Bu durum, elbette ASEAN üye ülkelerini de doğrudan
ilgilendiriyor...
ASEAN’ın gündeminde Myanmar’ın yer alması, aslında yeni
bir gelişme değil. Ancak, 2021 yılı Şubat ayında ordunun (Tatmadaw),
yapılan genel seçim sonuçlarını hiçe saymasıyla yeni bir döneme girildi.
2010-2015’de cunta takipçisi olsa da sivil yönetime
geçildiğinin izlenimini veren Thein Sein hükümeti yerini 2016-2020’de Aung San
Suu Kyi liderliğindeki Ulusal Demokrasi Birliği’ne (National League of
Democracy-NLD) bırakmıştı.
Ülkede, demokrasi pratiği olarak önem arz eden bu on
yıllık sürecin ardından Tatmadaw’ın, bir kez daha yönetime el koyması yaşanan
sorunun, sadece bu ülke ile sınırlı olmadığını -diğer bazı bölgesel
gelişmelerle birlikte- çok daha belirginlik kazandırdı.
Bölgesel sorun
Bugün Myanmar sorunu, ASEAN’ın yani, bölgesel yapının
tümünün güvenliğini yakından ilgilendirmesiyle önem taşıyor.
Bunun yanı sıra, söz konusu darbe ve sonrası gelişmeler,
Myanmar’da sorunun Arakanlı Müslümanlarla sınırlı olmadığını tüm dünyaya bir
kez daha kanıtladı.
Aşağıda değineceğim üzere, başbakanı Enver İbrahim’in, 2025
yılında Malezya’nın üstleneceği ASEAN dönem başkanlığı vesilesiyle yapmış
olduğu bazı kritik açıklamalar, üye ülkelerini de yakından ilgilendiriyor.
Nihayetinde, ASEAN’da dönem başkanlığını üstlenen
ülkenin, tekil politika yapıcılığından değil, aksine tüm üye ülkeler arasında,
kollektif siyasi tavır alış ve eylem
gerçekliği olduğunu hatırlamak gerekiyor.
Malezya dönem başkanlığı
Myanmar konusunun kimilerinin sandığı üzere, salt
Arakanlı Müslümanlar sorunuyla sınırlı olmadığını belirtelim.
Myanmar, topraklarının geniş bir bölümünde, Kaçin, Şan,
Mon, Rakhine, Karen vb. gibi birbirinden farklı etnik yapılar otonom yönetim
talepleriyle dikkat çekiyor...
Ve bu yapılar, etnik dillerinin yanı sıra bayrakları,
para birimleri, orduları vb. gibi kurumsal varlıklarıyla gündemdeler.
Bu siyasal sorunun, bugün yeni karşılaşılan bir durum
olmadığı aksine, 1948 yılındaki bağımsızlıktan bu yana, Myanmar’ı sürekli
meşgul eden kronik bir kriz olarak anılmayı hak ediyor.
Malezya’yı Myanmar’la doğrudan ilgilendiren hususun
tarihsel boyutu olduğunu burada hatırlatmakta yarar var.
Bugün, Malaya Üniversitesi Asya-Avrupa Enstitüsü’nde
yapılan ve “Malezya’nın dönem başkanlığında Myanmar politikası” temalı
etkinliğin başlarında, Dr. Roy Anthony Rogers, 1948 sonrasında, - gündeme gelen
mülteci akınını gündeme getirerek, çok sayıda Myanmarlı -o dönem ki adıyla
Burmalı’nın-, bağımsızlığını henüz kazanmamış olan Malaya topraklarına geçtiğini
ve özellikle, Penang Adası’na yerleştiğini hatırlattı.
“Yapıcı müdahale”
Başbakan Enver İbrahim, bu konuyla ilgili olarak, Haziran
ayında Kuala Lumpur’da gerçekleştirilen Asya-Pasifik Yuvarlak Masa
toplantılarında yaptığı konuşmada, bu konuya değinmişti.
Enver İbrahim, söz konusu konuşmasında, “Myammar’da
barışın teşisi, etkin insani yardımın ortaya konulabilmesi ve farklı grupların
yer alacağı siyasi yapının oluşturulabilmesi için, ASEAN üye ülkeleri ve
diyalog partnerleriyle çalışacaklarını” vurgulamıştı.
Bu kısa açıklamada iki temel husus bulunuyor. İlki ASEAN
üye ülkeleri, ikincisi ise aralarında ABD, Çin, Rusya, Japonya gibi ASEAN’la
tek tek diyalog işbirlikleri bulunan küresel güçler geliyor.
Konuyla ilgili olarak, Uluslararası İlişkiler uzmanı
emekli Prof. Johan Saravanamuttu ise bugünkü etkinlikte yaptığı konuşmada,
Enver İbrahim’e atıfta bulunarak, Myanmar’da süren darbe yönetimi ve anarşi
ortamının sona erdirilebilmesi için, “yapıcı müdahale” (constructive
intervention) kavramını gündeme getirdiğini söyledi.
Önümüzdeki yılın ilk günlerinden itibaren Malezya’nın
dönem başkanlığıyla birlikte, Enver İbrahim’den gelen -yukarıda dikkat çekilen-
iki temel yaklaşım çerçevesinde, ASEAN’ın Myanmar politikasında önemli adımlar
atılabileceğini düşünmek mümkün.
Aslında, ortada başlatılan bir süreç var. Endonezya’nın
dönem başkanlığında Myanmar’daki darbe yönetimine sunulan beş maddelik yol
haritasi gayet önemli.
Söz konusu bu beş madde: i) şiddet ortamının acilen sona
erdirilmesi; ii) tüm taraflarla diyalog sürecinin başlatılması; iii) ASEAN
nezdinde özel bir elçinin atanması; iv) insani yardımın acilen uygulamaya
geçirilmesi; v) özel elçinin tüm taraflarla doğrudan görüşmeler yapması.
Enver İbrahim’in özellikle, bu beş madde üzerinden
Myanmar’da hem merkezi yapı hem de etnik yapılar ve temsilcileriyle diyalog
sürecini başlatacağını düşünebiliriz.
Zorluklar
Bununla birlikte, Myanmar sorunu bağlamında, bölgesel ve
uluslararası işbirliği temelli bir politika düşüncesi geliştirmiş olan Enver
İbrahim’in karşısında, bir dizi zorluğun farkında bir lider olduğunu
düşünebiliriz...
Bu süreçte, sadece Malezya siyasi elitinin kararlılığının
yeterli olmayacağı ortadadır.
Zorlukların başında, ASEAN içerisinde güçlü bir siyasi
tutumun takınılması ve bunun sürdürülebilir bir niteliği kavuşturulması
geliyor.
Bir diğer husus, Myanmar üzerinden tüm bölgede
jeo-politik ve jeo-stratejik politikalar geliştirme arzusundaki küresel
güçleri, Myanmar’da kalıcı bir barış ve sürdürülebilir bir demokratik yapıya
ikna etmek oluşturuyor.
Yaklaşık son yirmi yıldaki yaklaşımlar ve hatta 2021
yılında, Myanmar’da yeni bir darbenin ortaya çıkması bile, bu küresel güçlerin
Myanmar üzerindeki egemenlikleriyle bağlantılı olduğunu söylemek abartılı
olmayacaktır.
On beş yıl
Myanmar’ın Batısında Rakhine Eyaleti’nde yaşam süren
Arakanlı Müslümanları doğrudan ilgilendiren süreçler 2008, 2009, 2012, 2015 ve
2017 yıllarında yaşanmıştı.
Bu süreçleri, Açe’den başlayarak yakından izleyen ve
hatta, bu gelişmelerin bazılarına doğrudan tanık olan biri olarak, o yıllarda
kaleme aldığımız yazılarda, bazı hususlara özellikle dikkat çekmiştik.
Bunlar, Myanmar’da yaşananların salt Arakan
Müslümanlarıyla ilgili olmadığı; bu sorunun dahi salt 2008’de başlamış ve devam
etmiş merkezi hükümet, Tatmadaw ve Arakanlı Müslüman etnik yapı arasında
olmadığını; ülkenin çok temel siyasal ve toplumsal sorunları olduğunu vb. dile
getirmiştik.
Bugün dönüp, on beş yıl öncesinde olan bitene
baktığımızda ve bugün Myanmar’da ortaya çıkan yapıyı ele aldığımızda bölgenin
özelliklerinin, bazı çevreler açısından hâlâ anlaşılabildiğini söylemek güç.
Bu durum, sadece bölgeye uzak coğrafyalardaki ülkeler
için değil, bizatihi ASEAN içinde dahi olduğunu ifade etmek yanlış
olmayacaktır.
2025 yılında ASEAN dönem başkanlığını devralacak olan
Malezya’da başbakan Enver İbrahim, Myanmar sorununu Arakanlı Müslümanlar sorunu
olarak görmediği açık.
Bu yaklaşımı da son derece yerinde...
Başbakan Enver İbrahim’in kararlı tutumu, hükümetin
ilgili organlarının ASEAN’ı Myanmar sorununu çözmeye oryante edecek yapıcı
politikaları bütün bir bölge için önem arz ediyor.
Bununla birlikte, Malezya’nın dönem başkanlığında, kayda
değer bir şekilde ele alınacağı beklenen Myanmar sorunuyla ilgili çabanın bazı
önemli engelleri olduğunu da akıldan çıkarmamakta yarar var.
Bir yanda, ASEAN içerisinde Myanmar politikasında ayrışma
gösteren ülke yaklaşımları ile uluslararası arenada özellikle de, küresel güç
merkezlerinin, Myanmar üzerinden jeo-politik tasarımlarının çelişkilerin
başında geldiğini söylemek gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder