7 Kasım 2020 Cumartesi

Myanmar’da seçim ve demokratikleşme sorunu / elections in Myanmar and the issue of democratization

Mehmet Özay                                                                                                                            08.11.2020

Myanmar genel seçimler için bugün sandık başında. Ulusal parlamento ve 13 eyalet parlamentosu seçimleri kovid-19 salgını altında gerçekleştiriliyor.

Ülke, 2011 ve 2015’deki seçimlerin ardında üçüncü kez demokratik seçime konu olurken, Suu Kyi’nin başkanı olduğu iktidardaki Ulusal Demokrat Parti’nin (National League for Democracy-NLD) 35 milyon kayıtlı seçmenin katılacağı seçimi kazanması bekleniyor.

Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran iktidardaki NLD ile ordu destekli Birleşik Dayanışma ve Kalkınma Partisi’nin (Union Solidarity and Development Party-USDP) yanı sıra, yeni kurulan ve Birleşik Siyasal Partiler İttifakı (United Political Parties Alliance-UPPA) ‘Halkın Partisi (People’s Party) ve Ulusal Politika Demokratik Parti de (Democratic Party of National Politics) parlamentoda temsil edilmeye çalışacak.

Söz konusu bu seçim, ülkenin bir yandan demokrasi sınavı olarak öne çıkarken, aynı zamanda, kovid-19 sürecinde böylesine önemli bir kamusal hareketliliğin nasıl gerçekleştirileceği konusundaki şüpheleri de üzerinde taşıyor. 8 Eylül’de başlayan seçim kampanyasına rağmen, çeşitli muhalefet partilerinin seçim iptal çağrısına iktidardaki NLD’den olumlu karşılık bulmadı.

Bununla birlikte, ülkede son dönemde yapılan ikinci demokratik seçim olma özelliği taşıyan bu seçim, ne NLD’nin protesto ederek katılmadığı 2011 süreci ne de 2015 seçimleri kadar uluslararası medyada yer alıyor.

Uluslararası gündemden düşen Myanmar

Myanmar’daki seçimin daha önce yapılan iki seçimden farklı olarak uluslararası gündemde yeterince yer aldığını söylemek güç.

Bunda, Myanmar’da reform hedefiyle iktidara gelen NLD lideri Suu Kyi’nin, 2015 seçimlerinden bu yana geçen süre zarfında, özellikle Arakan Müslümanları konusunda izlediği politika ve ülke genelinde demokratikleşme süreçlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle uluslararası çevrelerden aldığı tepkilerin önemli bir rolü bulunuyor.

Suu Kyi, ülkede Arakan sorunu kadar, çeşitli etnik yapılarla anlaşma süreçlerinde yaşanan sorunlara rağmen, özellikle Bamar etnik çoğunluğun desteğiyle yeniden seçilme şansı bulunuyor.

Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 70’ini oluşturan Barma etnik çoğunluğunun oyları, diğer geri kalan yüzde 30’lık bölümü oluşturan etnik yapıların oylarının kendi siyasi oluşumları arasında bölüşüldüğü dikkate alındığında belirleyici olacağı ortada.

Zayıflayan demokrasi umudu

Kaldı ki, geçen beş yıllık süre zarfında tüm beklentilere rağmen, merkezi hükümet ile çatışma ve anlaşmazlıkların sürdüğü çeşitli etnik yapılar arasında kalıcı barışın sağlanamamış olması, bu seçimde de etkisini gösteriyor.

Ülkenin demokratikleşme sürecine ve iktidardaki NLD’nin bu konudaki söylemlerine rağmen, çatışmaların sürmesi nedeniyle Rakine, Kayin, Kaçin, Shan ve Chin eyaletlerindeki kitlelerin oy kullanamayacak olması durumun vahametini ortaya koyuyor.

Öte yandan, özellikle 2017 yılındaki etnik soykırım sonrasında yedi yüz bini ila dokuz yüz bin arasında Arakanlı Müslüman ülkeyi terk ederken, hâlâ ülke sınırlarında olduğu ve özellikle de çeşitli kamplarda yaşam süren, ancak kesin sayısının bilinmeyen Arakanlı Müslüman’ın oy kullanma hakkı bulunmuyor.

Bu durum, ülkede yapılacak seçimlere gölge düşürdüğüne ise kuşku olmadığı gibi, seçimlerin yapılacağı ve çeşitli etnik yapıların hakim olduğu eyaletlerde NLD’nin eyalet parlamentolarında kayba uğrayacağı belirtiliyor.  

Mevcut NLD yönetiminin demokratikleşme konusundaki zaafiyetini, bir ölçüde hâlâ etkin olan askeri yapıyla açıklamak mümkün.

Sivil idarenin başındaki devlet başkanı Win Myint’en ziyade, perde arkasındaki lideri Suu Kyi, geçen süreçte askerleri karşısına almak yerine onlarla birlikte siyaset yapma zorunda kalması ülkenin halen bir geçiş döneminde olduğuna işaret ediyor.

2008 anayasasına göre, ordu mensuplarının ulusal parlamentoda yüzde 25’lik oranı temsil etmesi ve üç bakanlığı yani savunma, iç işleri ve sınır işleri bakanlıklarını elinde bulundurması, ordunun sivil siyasetteki gücüne işaret ediyor.

Bununla birlikte, seçimde NLD’nin politikalarından memnun olmayan çevrelerin kurduğu yeni partilere tanık olunacak. Bunlar arasında, 1980’li yılların ikinci yarısında Suu Kyi’nin yanında olan U Ko Ko Gyi gibi dönemin öğrenci liderinin kurduğu ‘Halkın Partisi’ de (People’s Party) bulunuyor.

Suu Kyi’nin demokrasi hareketinin iktidar olmasına rağmen, ülke yönetiminde gizli/açık söz sahibi olan askerlerin varlığı zaman zaman gündeme getiriliyor.

Bu yapının, sivil uzantısı olan ve 2010-2015 yıllarında ülkeyi yöneten USDP, seçimde yer alacak bir diğer önemli parti görünümünde.

NLD’den kovid-19’a rağmen seçim

Ülkede özellikle, Ağustos ayından itibaren etkili olan kovid-19 salgını karşısında iktidardaki NLD  seçimleri iptali gündeme getirmezken, artan vakalar karşısında Eylül ayı sonunda 24 muhalif parti seçimlerin ertelenmesi çağrısında bulundu.

Ekim ayı ortalarında, yaşanan artışlar Myanmar’ı ASEAN bölgesinde vaka sayısında ASEAN bölgesinde ilk sıraya taşıması, hükümetin söz konusu salgın karşısında bir anlamda elinin kolunun bağlı olduğuna işaret ediyor.

Seçimlerin ertelenmesine yönelik olarak yapılan taleplere NLD çevrelerinden yapılan açıklamalarda, olası bir ertelemenin ülkede zaten kırılgan bir yapıda olan demokratik sürecin akamete uğratılabileceği gibi bir endişenin varlığı dikkat çekiyor.

Bundan kasıt, hiç kuşku yok ki, böylesi bir gelişmeyi bir imkâna dönüştürme heveslisi ordu çevrelerinden gelecek bir hareket olarak değerlendiriliyor.  

Gözden düşen Suu Kyi

20. yüzyıl ikinci yarısı boyunca ülkeyi yöneten askeri cunta rejimlerine karşı özellikle 1980’lerin ikinci yarısından itibaren demokrasi mücadelesi veren Suu Kyi, 2015 yılından bu yana iktidarda olmasına karşın beklenen demokratikleşme adımlarını atamadı.

Ayrıca, önemli doğal kaynaklara sahip olan ülkede ekonomik kalkınma konusunda da arzu edilen iyileşmeler olmaması, geniş kitlelerin mevcut hükümete yönelik yaklaşımı etkileyen faktörler arasında bulunuyor.

Suu Kyi, 2010 seçimlerini protesto ederek seçimlere katılmamış olan Suu Kyi, Arakanlı Müslümanlara yönelik devlet şiddetinin soykırım boyutlarına ulaşmasının ilk örneklerinin görüldüğü, 2012 yılı Haziran ayındaki gelişmelerden başlayarak, bu konu karşısında sergilediği tavır, onu Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (Association of Southeast Asian Nations-ASEAN) içerisinde ve Batılı ülke liderleri ve sivil toplum kuruluşları nezdinde eleştirilmesine neden oldu.

Öte yandan, ülke demokrasinin kırılgan bir nitelik arz etmesinde, ülkenin sınır boylarını oluşturan bölgelerdeki çeşitli etnik yapılarla merkezi hükümet arasındaki çatışma ve anlaşmazlıklarda bugüne kadar kapsayıcı anlaşmalar yapılamamamış olmasının rolü büyük.

Siyasi ve ekonomik yapılaşmada mevcut sorunlara rağmen, bugün yapılacak seçimlerde NLD’nin başarı kazanmasını engellemese de, önümüzdeki dönemin zorlu geçeceğine kuşku bulunmuyor.

https://guneydoguasyacalismalari.com/2020/11/07/myanmarda-secim-ve-demokratiklesme-sorunu-elections-in-myanmar-and-the-issue-of-democratization/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder