Mehmet Özay 05.08.2020
Mahkemenin 12 yıl
hapis ve 50 milyon dolar para cezasına çarptırdığı Necib Rezzak, 2009 yılında
başbakanlık kolduğuna oturmasının ardından, Maliye Bakanı sıfatını da taşıması
dolayısıyla, ülke ekonomisini geliştirmeye yönelik attığı önemli bir adım olan
1MDB bugün ona, sadece mahkumiyet kararı olarak dönmüş değil.
Babasının oğlu değil!
Ülkenin ikinci
başbakanı ve saygın bir siyasetçi olarak bilinen Rezzak bin Hüseyin’in oğlu
olan Necib Rezzak, babasının aksine başbakanlık koltuğunda oturduğu 2009-2018
yılları arasında halka mesafeli, elitist duruşuyla dikkat çekiyordu.
Necib Rezzak’ın kendisinden
ziyade ülkeyi eşi Rosmah Mansur’un yönettiği yollu istihza ile karışık
ifadeler, açıkçası onun siyaset dünyasındaki ağırlığına dair kısmen de olsa bir
izah getirmektedir.
Mensubu olduğu ve yıllarca
bakanlık yaptığı UMNO’da 2009 yılında başbakanlığa getirilmesi de, eski
başbakan ve Malezya siyasetinin duayeni Dr. Mahathir Muhammed tarafından
olmuştu.
Dr. Mahathir, 2008
seçimlerinde o dönemki adıyla Halk Cephesi’nin (Pakatan Rakyat-PR) iktidardaki Ulusal Cephe (Barisan Nasional-BN) hükümetinin ve dolayısıyla bu hükümetin
omurgasını teşkil eden UMNO’nun federal parlamentoda üçte ikilik çoğunluğuna
son vermesinin ardından başbakan Ahmed Badawi’yi değiştirme kararı, gündeme
Necib Rezzak’ın gelmesine neden oldu.
Dr. Mahathir, UMNO
içinde güçlü liderlik arayışında kararını ve desteğini Necib Rezzak lehine
kullanmasında onun güçlü bir siyasal kişilik olmasından öte, tıpkı kendisinin
açıkladığı gibi, “babasının yani, Rezzak bin Hüseyin’in siyasi kararlılık ve
dürüstlüğüne” atfen bu yönde bir karar verdiğini söylemektedir.
UMNO siyasi eliti
Gelinen noktada,
UMNO’daki hiyerarşik yapılanmada Necib Rezzak’ın geldiği noktayı da göz ardı
etmemek gerekir. Çeşitli bakanlıklarda ve parti yönetiminde görev yapmanın
ardından, parti içinde kayda değer bir destek alan siyasetçilerin başbakanlık
yolunun açık olduğu UMNO’da genel bir kural olarak bilinmektedir.
Dr. Mahathir’in,
özellikle aralarında 1MDB sürecininde olduğu bazı gerçeklerin zamanla gün
yüzüne çıkmasıyla, Necib Rezzak liderliğine karşı eleştirilerini açıktan gündeme
getirmeye başladı.
Bu çerçevede, 2013
yılında yapılan 13. genel seçimlerde muhalefet koalisyonunun, Ulusal Cephe hükümetinin
federal parlamentoda üçte iki çoğunluğu almasının önüne bir kez daha geçmesi ve
hatta popüler oylar noktasında halkın daha çok teveccühünü kazanması dönüm
noktası oldu.
O dönem henüz
sınırlı çevreler tarafından tartışılan 1MDB’nin yanlış yönetildiği konusu
giderek gündemde daha ciddi bir şekilde yer etmeye başlaması ve bunun Dr.
Mahathir’in Necib Rezzak’ın siyasi kalibresine yönelik eleştirileriyle
birleşmesi UMNO’da ciddi kopmaların yaşanmasına neden oldu.
Yaşanan bu
gelişmelerin ardından Dr. Mahathir, UMNO’da 2009’da yaptığı değişikliği bu
sefer yapamaması 2016 yılında partiden ayrılmasına neden oldu. Bu gelişme, Dr.
Mahathir’i giderek muhalefete yaklaştırırken, ortak nokta ülkede yolsuzlukların
önüne geçilmesi ve buna sebep olan Necib Rezzak yönetimindeki Ulusal Cephe
koalisyonu ve dolayısıyla UMNO’nun iktidardan edilmesi konusuydu.
Siyasi etik söylemi
2009 yılında
başbakanlık koltuğuna oturan Necib Rezzak, iktidarının ilk yıllarında siyasi
ahlâk ve etiğe vurgu yapan political
integrity kavramını çokça dillendirmesi, aslında ülke siyasetinin ve
toplumunun neye ihtiyacı olduğuna kavradığına delâlet ediyordu.
Bu vurguyu
güçlendirecek şekilde, ülkede bazı temel hakları askıya almaya matuf yasaları
düzenleme kararı da eklenmesi genel kamuoyu nezdinde olumlu gelişmeler olarak
yorumlanmıştı.
Ancak, söz konusu
bu süreci yönetemeyen Necib Rezzak’ın yargılama sürecinde avukatları
vasıtasıyla gündeme getirdiği üzere, ‘kendisinin kurban edildiği’ şeklinde
anlaşılabilecek bir söylemi dillendirmesi onun, en hafif ifadesiyle, ne kadar
siyasi manipülasyonlara ve çıkar çevrelerinin nüfuzuna açık olduğunu ortaya
koymaktadır.
Dava süreci
Necib Rezzak’a
verilen mahkumiyet kararının, sadece bir siyasetçinin hataları ve yanlış
uygulamalarıyla sınırlı olduğunu düşünmek yanlış olur.
Yukarıda dikkat
çekildiği üzere, hem aile çevresi, hem de yıllarca içinde yer aldığı UMNO
elitiyle birlikte hareket ettikleri dikkate alındığında, yolsuzluk davasını bir
kişi özelinde değerlendirmek Malezya siyasetini saran yolsuzlukların göz ardı
edilmesi anlamı taşır.
Öte yandan, Necib
Rezzak’ın 1MDB sürecindeki yargılanması bitmiş değil, bir yandan şu anki sonuca
itiraz ederek temyize giderken, görülmeye bekleyen dört davanın daha olması,
yolsuzluğun boyutlarına işaret ediyor.
Kazanan Muhyiddin Yasin mi?
1MDB davasının geldiği noktada, kimi
çevrelerin gelişmelerin siyasi kazanımına dair söylemleri gündeme geliyor.
24 Şubat sivil darbesinin ardından kurulan
Ulusal İttifak (Perikitan Nasional-PN)
hükümetin başındaki Muhyiddin Yasin’in yakında yapılacak erken genel seçimlerde
Necib davasından dolayı halkın siyasi desteğini alabileceği dillendiriliyor. Özellikle,
geçen Şubat ayından bugüne kadar yaşanan gelişmeler dikkate alındığında,
böylesi bir olasılığın mantıksal temellere dayanmadığı aşikâr.
Bu noktada, Muhyiddin Yasin’in önünde üç
temel engel var. Birincisi 24 Şubat’taki sivil darbenin ardından kapalı kapılar
ardında önce mensubu bulunduğiu parti başkanına yani, Dr. Mahathir Muhammed’e
ihanet; ikincisi yılların deneyimli siyasetçisi olmakla birlikte, federal
sultanın kendisini başbakan olarak atarken, parlamentoda kaç milletvekilinin
desteğini aldığına dair güçlü bir referansının olmaması ve bunu bugüne
kadar parlamentoda güvenoyu oturumuyla
teyit etmeye yanaşmaması.
Federal parlamentonun toplanamamasına, kovid-19
sürecinin tıpkı pek çok gelişmelerde olduğu gibi bir bahane olarak ileri
sürülmesi kabul edilemeyecek bir durumdur. Çünkü, söz konusu bu gelişmeler,
kovid-19’un Malezya’da etkisini göstermeye başladığı dönemin öncesinde olurken,
aynı zamanda aradan geçen zaman zarfında kovid-19’un hız kesmesine rağmen,
parlamentoda bu yönde bir icraata henüz rastlanmamış olmasıdır.
Üçüncüsü ise, 2018
genel seçimleri öncesinde başkan yardımcılığını yaptığı Yerli Birlik
Partisi (Parti Pribumi Bersatu Malaysia-Bersatu) ile
birlikte, reformcu siyasal söylemi ile öne çıkan Umut Koalisyonu’nu (Pakatan Harapan-PH) oluşturmasına
rağmen, 24 Şubat sürecinde sadece bu siyasi oluşuma değil, ülkede yolsuzluklar
başta olmak üzere siyasal ve toplumsal bozukluklarla mücadele ve ülkeyi yeni
hedeflere taşıyacak bir hükümete karşı gerçekleştirilen ihanet plânının
bir parçası olmasıdır.
Sivil darbe ve sonrası
Muhyiddin Yasin’in,
sivil darbenin ardındaki koalisyon yapısı içerisinde, eski mensubu olduğu ve
bünyesinde yıllarca başkan yardımcılığı ve çeşitli bakanlıklar yaptığı UMNO ile
işbirliğine kapı aralayan isimlerden biri olduğuna kuşku yok.
Yeni Birlik Partisi’ni, bu skandal sivil
darbeci koalisyonun içine çeken Muhyiddin Yasin’e en iyi cevabı partinin eski
üyesi ve genç siyasetçisi ve gençlik ve spor bakanı Syed Saddiq Syed Abdul
Rahman o günlerde “Parti olarak yolsuzluklara bulaşmış olan UMNO ile işbirliği
yapmamalıyız” şeklinde beyanlar veriyordu.
Benzer söylemi Dr. Mahathir Muhammed de
dile getirmesine rağmen ve bizatihi kendisinin aldatıldığı yönündeki
açıklamalar rağmen, bugün hâlâ
sağlıklı bir koalisyon yapısıyla muhalefetin yeniden iktidarı ele geçirmesinin
önündeki en önemli engeli, yine kendisi oluşturması onun Malay siyasetine
hediye ettiği “ikilem” (dilemma)
kavramının tastamam şahsında zuhur ettiği anlamı taşıyor.
Bugün, 1MDB yargılanmasında Necib
Rezzak’ın hapis cezası almasında başbakan Muhyiddin Yasin’in önemli bir siyasi kazanım
elde ettiği görüşünü temkinli karşılamak gerekiyor.
Yukarıda da dikkat çekildiği üzere,
gayri meşru temeller üzerine inşa edilen Ulusal İttifak (Perikatan Nasional-PN) hükümetinin oluşumunda tüm gücüyle yer alan
UMNO’da hâlâ önemli bir siyasetçi
konumundaki Necib Rezzak’ın “erken seçim yap” tavsiyesinde bulunduğu kişi
Muhyiddin Yasin.
2018 Mayıs seçimlerinin ardından kurulan
reform hükümetinin iktidarının ilk günlerinde başlattığı 1MDB soruşturması
nedeniyle UMNO başkanlığından istifa eden Necib Rezzak’ın bu soruşturmadan
aklanması halinde, yine UMNO’nun başına geçmemesi için kayda değer bir neden
bulunmuyor.
Acaba Necib Rezzak’ın “erken seçim”
talebi, 1MDB ile bir ilişkisi olabilir mi sorusu akla gelen ilk nedeni teşkil
ediyor. Şu anki Muhyiddin Yasin hükümetinin federal parlamentodan güven oyu
almak yerine, seçimi tercih etmesi halkın teveccühünün, tıpkı Ulusal Cephe
iktidarları dönemindeki gibi, bugünkü Ulusal İttifak hükümetinin de omurgasını
oluşturan UMNO’ya yöneleceği hususunda sağlıklı bir kamuoyu açıklaması veya güçlü
bir hissiyat mı var acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder