23 Ocak 2020 Perşembe

Uluslararası Adalet Divanı: Myanmar ordusu Arakanlı Müslümanlara karşı “soykırım niyetiyle” hareket etti


Mehmet Özay                                                                                                                        23.01.2020

foto:benarnews.com
Myanmar’da Arakan Müslümanlarına yönelik şiddet ve etnik temizlik/soykırım konusunda açılan davada uluslararası adalet divanı bugün, yani 23 Ocak günü kararını açıkladı.

17 kişilik uluslararası yargıç ekibi Myanmar hükümetinden Arakanlı Müslümanların baskı ve zülumden korunması hususunda acil tedbirler almasını istedi. Mahkeme ayrıca, özellikle 2017 Ağustos ayından itibaren işlenen suçlarla ilgili kanıtların korunmasına da dikkat çekerken, dört aylık bir süre tanıyarak bu sürenin sonunda mahkemeye rapor verilmesini istedi.
Mahkeme heyetinin aldığı bu karar, nihai karar olmadığı ve bunun için uzun bir döneme ihtiyaç olduğu belirtiliyor.

Mahkeme kararında en önemli ifade ise, Birleşmiş Milletler araştırma komisyonunun Myanmar ordusunun “soykırım niyetiyle askeri girişimde bulunduğu” ifadesi dikkat çekici.

Mahkemenin bugün öğlen saatlerinde kararı açılmasından saatler önce, Myanmar dışişleri bakanı ve devlet başkan danışmanı (state councillor) statüsüne sahip Suu Kyi’nin bir gazetede çıkan yazısında, “2017 yılında Arakan Eyaleti’ndeki askeri harekat sırasında ülkenin güçlü ordusuna mensup kişilerce savaş suçları işlenmiş olabilir” açıklaması dikkat çekiciydi.

Suu Kyi, ordu mensuplarınca işlenmiş olabilecek savaş suçlarının ordunun tabi olduğu adalet sistemine göre soruşturulacağını söyledi.

Mahkemece alınan bu kararın temyiz edilmesi mümkün değil. Öte yandan, alınan kararın uygulanması konusunda ise, bir yaptırım söz konusu değil. Bu durumda, uluslararası mahkemenin kararının, özellikle Myanmar üzerinde baskı kurabilecek ilgili devletlerin ve bazı uluslararası kuruluşların yaptırımlarının gündeme gelmesi mümkün gözüküyor.

Öte yandan, Myanmar’da 100’ü aşkın sivil toplum kuruluşu yaptıkları açıklamalarda uluslararası adalet kurumunun çalışmalarının olup biten gerçeği ortaya koymasını istediler.

Açıklamada, ülkede uygulanan siyasi ve askeri politikaların Myanmar halkının siyasi ve dini inançları ile etnik kimlikleri bağlamında sistematik ve kurumsal olarak güç ve tehdit kullanılmak suretiyle bugüne kadar uygulandığına dikkat çekiliyor. Ayrıca, uluslararası mahkemenin aldığı kararın Myanmar halkına yönelik değil, aksine siyasi ve askeri güçü elinde bulunduran sorumlulara yönelik olduğuna yer veriliyor.

Suu Kyi, 11 Aralık 2019’da başlayan ve yaklaşık bir hafta süren duruşmalara bizzat katılmış ve mahkemeden davanın düşürülmesini talep etmişti.

Suu Kyi’nin bugün kaleme aldığı yazı ve den Haag’dan gelen karar Myanmar hükümetinin Arakanlı Müslümanlar’a yönelik şiddet ve zulmünü kanıtlayıcı mahiyette.

İslam İşbirliği Teşkilatı (OIC) adına Gambia’nın Myanmar devletinin yaklaşık iki yıl önce Arakan Eyaleti’nde yaşanan Müslümanlara karşı Myanmar ordusunun (Tatmadaw) soykırıma kadar varan şiddet uyguladığı iddiasıyla açılan davanın görüşülmesine 11 Aralık 2019’da başlanmıştı.

25 Ağustos 2017 tarihinde başlayan ve kısa süre zarfında resmi rakamlara göre 750.000’e yakın Arakanlı Müslümanın topraklarını terk ederek komşu ülke Bangladeş’e sığınmalarına neden olan şiddet olaylarında insan hakları kuruluşlarının çalışmalarına göre yaklaşık 10.000 kişi hayatını kaybetmişti.

Bu gelişme üzerine harekete geçen uluslararası kuruluşların, Myanmar ordusunun soykırım uyguladığı yönündeki görüşleri gündeme gelmişti.

Bu gelişme üzerine Gambia’nın 2019 Kasım ayında Birleşmiş Milletler nezdindeki girişiminin ardından BM’nin en üst düzey organı kabul edilen uluslararası adalet divanı konuyu 11 Aralık’ta görüşmeye başlamıştı.

Bu karar, adalet arayışındaki Arakanlı Müslümanlar başta olmak üzere Arakan’daki gelişmeleri yakından izleyen çevreler tarafından da memnuniyetle karşılandığını söylenebilir.

Bu karar bir nihai durum arz etmiyor. Aksine mahkeme sürecinin devamını ve bunun uzun süre alacağına dair görüşler bulunuyor. Bu yönde gündeme gelecek en önemli gelişme hiç kuşku yok ki, bir başka bağımsız mahkeme olan Uluslararası Suçlar Mahkemesi’nde konunun görüşülecek olmasıdır.

Bununla birlikte, Suu Kyi’nin gerek hak ihlallerine karşı 2017’den bu yana sergilediği tutum, gerekse mahkeme sürecindeki yaklaşımları özellikle ele alınmayı hak ediyor.

Suu Kyi, duruşma sırasında Gambia’nın başvurusunun kabul edilmesi halinde bunun Myanmar’da sorunun çok daha derinleşmesine yol açacağı konusundaki açıklaması önemliydi. Benzer bir açıklamayı mahkeme sürecinden önce Arakan Eyaleti’nde yaşananların oldukça kompleks bir yapı arz ettiğini söylemesi akıllara uluslararası sistemin bilmediği ancak ülkeye özgü bazı siyasi konuların ve/ya sorunların olduğuna işaret ediyor.

Sorunu Arakan Müslümanlarının yaşadığı bağlamda ele almak gerekirse, ortada bir dışlamanın olduğu ve bunun sadece aynı eyalette yaşayan Budist kitlelerle sınırlı olmadığı kesin.

Bu yapının, devlet organları tarafından da şu veya bu şekilde desteklendiği ve örneğin vatandaşlık yasasında yapılan değişiklikle Arakanlıların ülkenin diğer etnik yapılarına tanınan haktan yararlandırılmadıkları ortada.

Bir diğer hususu, sadece 2017’den itibaren değil, 2012’den itibaren vatanlarını terk eden ve başta Bangladeşle bulunan Arakanlı Müslümanların ülkelerine dönmeleri konusunda bugüne kadar Myanmar hükümetinin olumlu adım atmamış olması.

Tüm bu hususlar, Suu Kyi’nin den Haag’daki mahkemede ortaya koyduğu argümanlarla çelişen hususlar içeriyor. Elbette den Haag’da sadece “soykırım” bağlamı ele alınmış olsa da, Myanmar’daki sorunun bugün bu safhaya varmasında hiç kuşku yok ki, yukarıda dikkat çekilen süreçlerin rolleri yadsınamaz.

Öte yandan Suu Kyi’nin mahkeme sürecinde, ülkesi hakkında açılan davanın soykırım sözleşmesine binaen gündeme getirildiğini, ancak Myanmar ordusunun silahlı bir gruba karşı mücadele ettiğini  söyleyerek açıklama getirmesi önemliydi.

Uluslararası adalet divan’nın bugün açıklanan kararı, Myanmar hükümetinin ve ordusunun Arakanlı Müslümanlara karşı uygulamalarının soykırım niyeti taşıdığını açıklaması yeni bir sürecin başlaması anlamına geliyor. Mahkemenin, Myanmar devletine tanıdığı dört aylık süre sonrasında yeni belgelerin ortaya çıkmasıyla mahkeme sürecinin devam etmesi bekleniyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder