Mehmet Özay 15.01.2020
foto:en.antaranews.com |
Endonezya devlet
başkanı Joko Widodo (Jokowi) geçen hafta sonu, yani 12 Ocak Pazar günü Birleşik
Arap Emirlikleri’ne resmi ziyarette bulundu. Ziyaretin getirisi BAE’nin 6.8
milyar Dolarlık yatırım vaadi olurken, bu gelişme Endonezya’nın bugüne kadarki en
önemli anlaşması olarak dikkat çekiyor.
Bu ziyaretin alt
yapısını, geçen yıl Temmuz ayında BAE heyetinin Cakarta’ya yaptığı ziyarette
gündeme gelen ve o dönem bazı çevreler tarafından on milyar dolar olarak
açıklanan görüşmeler oluşturuyor.
Yeni dönemde yatırım çabaları
Endonezya’nın
çokça ihtiyaç duyduğu doğrudan dış yatırımlar çerçevesinde önemli bir yeri
bulunan BAE vaadinin özellikle tarım, enerji, madencilik ve eğitim
sektörlerinde kullanılacağı belirtiliyor.
Jokowi’nin geçen
yıl ekim ayında başlayan ikinci dönem başkanlığında ülke alt yapısını
geliştirmeye yönelik politikalarına destek anlamında BAE ile yapılan anlaşmanın
önemli bir yeri bulunuyor.
Başta, Kalimantan
Adası’nda yapılmasına karar verilen yeni başkent olmak üzere, denizcilik
konusundaki politikaların fiiliyata geçirilebilmesi için ihtiyaç duyulan fonun
en azından bir bölümünün BAE varılan kalkınma projeleri ile sağlanacağını
söylemek mümkün.
Ekonomik işbirliği
Öncelikle şunu
söylemek gerekiyor. Bu ziyaretin, Jokowi’nin yardımcısı Amin Ma’ruf Hoca’nın üzerinde
taşıdığı anlaşılan dini liderlik konumundan dolayı bir İslam ülkesine yapılan
ziyaret olarak telâkki etmek için pek neden bulunmuyor.
Aksine, sahip
olduğu petrol zenginliği kadar, bölgesel ve uluslararası siyasette Suudi
Arabistan ile birlikte adı geçen BAE ile Endonezya arasındaki ilişkiler ekonomi
temelli olarak dikkat çekiyor.
Pazar günü
gerçekleşen ziyaretin de böylesi bir açılımı olması şaşırtıcı değil. Bu
çerçevede, basına yansıyan açıklamalar dikkate alınacak olursa, Jokowi’nin
ziyaretindeki biricik öge, BAE’nin Endonezya’ya yapacağı milyar dolarlık
yatırımlar.
Suud’un milyarlık yatırım vaadine ne oldu?
Suudi Arabistan
kralı Fahd’ın 2017 yılı başlarında Doğu ve Güneydoğu Asya ülkelerine yaptığı
ziyarette dağıttığı milyarlarca dolarlık dış yatırım vaatlerinden Endonezya ya
yaklaşık 6.5 milyar Dolarlık pay düştüğünü gösteriyor.
En azından kağıt
üzerinde böyle bir görüntü mevcuttu. Ancak başka Jokowi bu vaadin boyutu
karşısında memnuniyetsizliğini, ziyaretten sadece bir ay sonra yaptığı bir konuşmada
dile getirmişti.
“Kral’a şemsiye
bile tuttum” diye başkan Jokowi bunun karşılığında düşük bir yatırım alındığını
ve buna “sadece birazcık alındım” diyerek istihza ile dile getiriyordu.
Başkan’ın bu
söyleminin o dönem ülke gündemini işgal eden gösteriler nedeniyle, adına
muhafazakâr denilen ve Suud rejimine yakın duran gruplarla arasına mesafa koymak
istemesi olarak da yorumlayanlar olmuştu.
Başkan Jokowi’nin
“birazcık” dediği yatırım Suud Kralı’nın Çin’e yaptığı 65 milyar Dolarlık
yatırımın sadece onda biri olmasından kaynaklanıyordu. Kaldı ki, bugüne kadar
bu yatırım sözünün ne kadar ve hangi alanlarda gerçekleştiğine dair elimizde
bir veri var mı diye sormak gerekiyor.
Dış yatırım gerçekliği
Jokowi’nin
başkanlığının ilk döneminde (2014-2019) ticari ve ekonomik ilişkilerde Çin’le
yakınlaşması, ülkede neredeyse siyasi kriz nedeni olarak değerlendiriliyor ve
bazıları da politikalarını bunun üzerine dayandırıyordu.
Aslında Jokowi’nin
ekonomi plânlamasında Batılı ülkeler yerine Çin tercihi, Çin yatırımları ve
ticaretine öncelik verilmesi korumacı politikalarla ne denli örtüştüğünü
sorgulatır bir duruma işaret ediyor.
Çin’le ekonomik
anlamda yakınlaşmanın bizatihi Çin’in, özellikle Asya-Pasifik bölgesindeki
ülkelerin ekonomik kalkınmasını teşvik edici bir itici güç olmasının getirdiği
doğal bir bağlamdan bahsedilebilir.
Ancak, Endonezya
kamuoyunun önemli bir bölümünde Çin’le gerçekleşen bu yakınlaşmanın komünist
ideolojinin ülke topraklarında yeniden tezahür edebileceği yönündeki algıyla
tepkiyle karşılanıyordu. Böylesi bir tehlike karşı beslenen kaygının, örneğin
2016 yılı Sonbaharı’nda yüz binlerce kişinin meydanları doldurmasına neden olan
gelişmelerin arka plânında yer aldığını da unutmamak gerekir.
Endonezya’nın yatırımlar
konusunda Çin’e yakınlaşması ile, Çin’in tarihi deniz İpek Yolu projesinin
önemli safhalarından biri olarak bu ülkeyi görmesi arasındaki ilişkinin
varlığına dikkat çekilmelidir.
Son dönemde Suud
ve Çin’le gerçekleşen bu iki önemli gelişmeye karşın, Endonezya ekonomisini
yukarılara taşıyacak sürecin ne kadar gerçekleştiği sorusu önemli olduğu gibi,
bugün BAE ile varılan yatırım anlaşmasının nelere yol açacağı meselesi de merak
konusudur.
Suudi Arabistan ve
Çin yatırımlarının ülke kalkınmasının sürdürülebilirliği noktasında ne tür getiriler
sağladığı ortaya konulmalıdır. Şayet, bu süreçlerin kayda değer bir gelişmeye
yol açmadığı gündeme getirilirse, o zaman BAE’den gelmesi beklenen yatırımların
nasıl bir sonuç vereceği de bir sorun olarak ortada bulunmaktadır.
Dünya Bankası verileri ne diyor?
Geçen Ekim ayında
ikinci dönem başkanlığına başlayan Jokowi, ilk dönemin aksine gelecek beş yılda
ülke ekonomi plânlamasında devletçi (milliyetçi) bir eğilimden ziyade, dışa
açık bir yönelim sergileyeceği belirtiliyor.
Geçen Eylül ayında
Dünya Bankası’nca yayınlanan ülke raporunda, ülke ekonomisinin gelişmesi önünde
yapısal sorunlara yapılan vurgu öne çıkıyor.
Korumacı ekonomi
modelinin ülkede arzu edilen ekonomik kalkınmayı sağlayamaması bu politika
değişikliğinin temel nedenini oluşturuyor. Her ne kadar, ülke ekonomisi büyüme
eğilimi gösterse de, bu iç tüketime dayalı bir gösterge.
Üretim süreçlerinde,
geleneksel ihracat kalemleri olan petrol, madencilik ve bazı tarım ürünleri
dışında, örneğin neredeyse tüm bölge ülkelerinin ekonomik kalkınmasında önemli
bir rolü olan imâlat sanayiini görmek mümkün değil.
Bu noktada,
Endonezya’nın üyesi olduğu ASEAN’daki Tayland, Singapur, Vietnam, Malezya gibi
diğer bazı ülkeler gibi imâlat sanayi, yenilikçilik ve yeni piyasalar
oluşturulmasında rekabetçi bir ortamda bulunamaması ekonomik yapılaşmanın
sınırlı alanlarla var olduğunun göstergelerinden biri.
Öte yandan, 2018
rakamlarına göre, ASEAN içerisinde gayri safi milli hasılaya oranla
Endonezya’nın çektiği doğrudan dış yatırım Vietnam, Malezya, Filipinler ve
Tayland’ın gerisinde.
Yolsuzluk ekonomisi açmazı
Dünya Bankası
raporunda dikkat çekilen bir diğer husus, devlet teşekküllerinde hakim olan yolsuzluk
ekonomisi. Kanımca, diğer unsurlar dışında yolsuzluk olgusu ülke ekonomisinin
gelişmesine mani olan en önemli olgu olarak hâlâ gündemde yer alıyor. Bu
hususun, salt bir ekonomik veri olarak kalamayacağına daha önce de dikkat
çekmeye çalışmıştık.
Bu durumun yeni
bir olgu olmadığını hatırlatmak gerekiyor. Örneğin 1990’larda aralarında
Japonya, Güney Kore ve hatta Çin’in de bulunduğu ülkelerin Endonezya
yatırımlarını geri çekmelerine sebep olan alt yapı eksiklikleri, insan iş gücü
yetersizliği gibi bir dizi yapısal sorunun altında hiç kuşku yok ki, yolsuzluk
olgusu ve bunun sadece bürokrasi de değil, neredeyse toplumun genelince yaygın kültür
haline gelmiş olması yatıyordu.
Bugün G-20 üyesi
bir ülke olmasına rağmen, Endonezya ekonomi konusunu tartışmaya sıra geldiğinde,
yine aynı konuları konuşuyor olmak açıkçası bir çelişki.
Toplumun kahir
ekseriyetinin Müslüman olduğu ve seküler bir yönetim olmakla birlikte İslami
kurumların ya bizzat devlet tarafından desteklendiği veya otonom alanlar olarak
kamusal görünüm kazandığı bir yapıda yolsuzluk ekonomisinin başat bir özellik
olarak ortaya çıkması oldukça manidardır.
Kaldı ki, bu sorun
salt bir ekonomi sorunu olmadığı ve bunun bir kültür haline dönüşmüş olması
üzerinde düşünülmesi gereken en önemli hususa işaret ediyor.
Bugün, Jokowi’nin
adına İslam ülkesi denilen BAE’ye yaptığı ziyarette konunun yine ekonomi olması
şaşırtıcı değil. Bu anlamda, Endonezya başkanı ve hükümetinin ülkenin ekonomik
çıkarları doğrultusunda herhangi bir ülke ile ikili ilişkiler geliştirmesi de
oldukça doğal.
Başkan Jokowi gibi
bir yandan komünist Çin ile öte yandan Wahhabi denilen ekolün resmi temsilcisi
hüviyetindeki Suudi Arabistan ile liberal ekonomik ilişkiler geliştirmesinin
ülkesinin ulusal çıkarlarına hizmet ettiği aşikâr. Bu sürece şimdi BAE eklenmiş
gözüküyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder