Mehmet Özay 29 Temmuz 2013
Muslims living in Cambodia are originally descendants of Muslims
community in the ancient Kingdom of Champa. The historical developments put the
Champa Muslims in constant contacts with Cambodia. Though they live in Buddhist
majority country, the social relations between Khmer-Buddhist and Muslims are almost
entirely different than the relations emerged between Buddhists and Muslims in other
countries. Here there is another significant factor should be mentioned that
the percentage of the Muslim community in Cambodia can be overlooked by some
circles. This very minor percentage might be a good reason of Buddhist community
not to regard Muslims as a danger of ‘invading group’ through marriages and
business opportunities in the country. On the other hand, it can be argued that
the major factor behind this affirmative relationship between these
religio-social groups is their both being discriminated in entire manner under
the Khmer Rogue. In this juncture, it should be asked about the future of
Champa Muslims in Cambodia…
Kamboçya’da, Hint-Çini’ni oluşturan diğer ülkelerde
gözlemlendiği üzere sosyo/dini hayatta Budizmin
baskın olduğu bir yapı hakim. Halk katmanlarındaki bu önemini, Budizmin ülkenin
resmi dini olarak kabul edilmesinde görmek mümkün. Kimi tanıklıklardan
hareketle, ülkenin temel insan stoğunu oluşturan Khmerlerin -ve de diğer etnik
azınlık gruplarının- bu topraklarda yaşam süren Müslümanların tıpkı diğer
Budist egemen Hint-Çini toplumlarındakine benzer bir ‘baskı’ altında oldukları
akla gelebilir. Ancak Kamboçya’nın özellikle modern tarihinde yaşanan gelişmeler
halk katmanında olduğu gibi yönetim bazında da Müslümanlara karşı farklı bir
etkileşimi gündeme getirdiği görülüyor. En azından dışa yansımayan etnik/dini
unsurlar arasında var olan bir ‘sosyal anlaşmadan’ söz etmek mümkün.
Bu anlamda, ülkedeki etnik azınlıkların mensup olduğu dini yapıları da dikkate alarak
Kült ve Din İşleri Bakanlığı faaliyet gösterdiğine dikkat çekmek gerekir.
Bununla birlikte, tarihin değişik evrelerinde çeşitli vesilelerle bölgeye gelip
yerleşmiş olan azınlık Müslüman gruplar, bugün toplam nüfus içerisinde %1 gibi
kimilerince göz ardı edilebilecek küçük bir grubu teşkil ettiği de bir başka
gerçek. Yani sayısal oranla değerlendirilerek ülkenin siyasi ve dini başat
unsurlarınca varlığı göz ardı edilebilecek bir Müslüman kitle mevcuttur. Bu
yüzde birlik kısma göz atmakta fayda var. Müslümanların kendi içlerindeki
dağılımında da yaklaşık %80’ini ise Champa Müslümanları oluşturuyor. Yapılan
son çalışmalar Müslümanların nüfusunun 700.000 civarında olduğunu ortaya
koyuyor. Bu bağlamda, Müslümanların ülke genel nüfusu içerisinde %5’lik bir yer
aldığı söylenebilir. Bu nüfus “Cham” ve “Chvea” adı verilen iki etnik Müslüman
grubunu oluşturuyor. ‘Chvea’ muhtemelen Malay toplumu için kullanılan yaygın
kelime olan ‘Java’ anlamına kullanılmış bir kelimedir. Müslümanlar ülkenin
önemli şehirlerinden olan Kampung Cham başta olmak üzere, Kampong Chenang,
Kompot ve başkent Phnom Penh’de yaşam sürmektedirler. Müslüman halk kendini
kimi sivil oluşumlar vasıtasıyla da ifade etme imkânı bulmaktadır. Müslümanların
tümünü bağlayıcı kılan Şeyühislam kurumunun yanı sıra, çeşitli birliktelikler
şeklinde de örgütlenmeler hizmet vermektedir. Bunlar arasında Kamboçya İslam
Birliği, Kamboçya Khmer İslamc Birliği, Kamboçya Cham İslam Birliği, Müslüman
Öğrenci ve Öğretmenler Birliği dikkat çekmektedir.
Ülke Müslümanlarına adını veren ‘Champa’ kelimesi
üzerinde durmakta fayda var. ‘Champa’ tarihin erken devirlerinde bugünkü
Vietnam sınırları içerisinde doğmuş ve gelişmiş bir krallık. Bu toprak
parçasının Çin’e yakınlığı, Malaka Boğazı, Sunda Denizi gibi önemli su
yollarıyla bağlantısı dikkate alındığında değişik coğrafyalardan -aralarında
Müslümanların da olduğu- kitlelerin yerleşimine açık olduğu anlaşılıyor.
Krallık içerisinde Müslüman olan kitlelerin -ki Champa Müslümanları olarak
adlandırılmaktadır- İslamla tanışmaları yaklaşık Miladi 1000 yılında
gerçekleşmiş ve önemli bir sosyo-siyasi grup olarak krallık içerisinde 15.
yüzyıl son çeyreğine kadar kayda değer bir rol oynadığı ilgili kaynaklarca dile
getirilmektedir.
Müslümanların göç etmek zorunda kaldıkları Kamboçya’daki
yönetim ve toplum yapısını anlamaya çalışmak da, Müslümanların konumlarını
değerlendirmede kayda değer bir rol oynayacaktır. Kamboçya, Khmer adı verilen
halkın ana yurdu olarak bilinir. Tarihin erken dönemlerinde (12. yüzyıl) Angkor
Medeniyeti’ni inşa etmiş olan bu halk 16-17. yüzyıllara gelindiğinde eski
gücünü yitirmişti. O yüzyıllarda bölgede öne çıkan güç merkezi Ayudha Siam
Krallığıydı. Bu yüzyılların gerek doğulu gerekse batılı denizci ve tüccar
kesimlerinin Malay Takımadaları, Hint-Çini bölgesine yönelik ‘istikrarlı’
nüfuzları görülüyordu. Bu çerçevede her ne kadar kayda değer bir güç merkezi
niteliği taşımasa da, Kamboçya Krallığı’nın başkenti Phnom Penh’de de bu
yabancı komunitelere rastlamak mümkündü. Bu dönemde Kamboçya’nın ihtiyaç
duyduğu, özellikle askeri insan gücünü Malay ve Champa’lıların sağladığı ifade
edilir.
Champalıların sahneye çıkmasından önce Kamboçya
Krallığı’nda Malay toplumu varlığından bahsedilir. Öyle ki bu Malay nüfus 16.
yüzyıl sonlarında yaşanan taht mücadelesinde bir güç unsuru olarak ortaya
çıkmış ve başlarındaki Laksamana (Komutan) bağımsız bir siyasi ve askeri yapı
oluşturmuştur. Tabii Malay toplumunun, o dönemde İspanyol ve Portekiz
unsurlarının varlığı ve Saray’a yönelik müdahalelerine karşı bir blok
oluşturduğunu haliyle düşünmek mümkün. Söz konusu bu Malay grubunun coğrafi
yakınlık, o dönemki siyasi gücünün yanı sıra, gene o dönem Kabmoçya’da
sınırlarında olan bugün Vietnam’a bağlı Mekong Deltası’nın güney ucu ile deniz
bağlantısı dikkate alındığında Patani Sultanlığı’ndan nüfuz eden Patani
Malayları kadar Pahang, Johor ve hatta Sumatra Jambi ve Minangkabau’dan gelen
Malay grupların varlığından bahsedilmektedir. Bu grubun o dönem Kamboçya’sında
en önemli ikinci Müslüman grubu oluşturduğu vakidir.
Kamboçya Kralı’nın
Müslüman Oluşu
Kamboçya Krallığı’nda 16. yüzyıl sonlarından itibaren baş
gösteren taht mücadelesi nihayetinde 1641 yılında Prens Chao Ponhea Cand’ın
tahta çıkmasıyla sonuçlansa da, amcasıyla olan siyasi mücadele devam etmiştir.
Ancak, önde gelen dört komutandan aldığı destekle giriştiği savaşta amcasına
karşı galip gelmesiyle uzun süren taht mücadalesine son vermiş oldu. Burada
dikkat çeken husus, komutanlardan birinin ‘Mantri Tejah Mas’ adında bir Malay Müslüman
olmasıdır. Bunun üzerine siyasi gücünü pekiştiren Chao Ponhea, I.
Reameathipadei adını alarak tahtta oturdu.
17. yüzyıl ortalarına doğru belki de bölge tarihinde bir
ilk anlamı taşıyacak önemde bir değişim yaşandı. Dönemin Kralı I.
Reameathipadei (1641-1658), İbrahim adını alarak Müslüman olması bölgede
yaşayan Müslümanların toplumsal ve siyasal kaderleri üzerinde değişime neden
oldu. Kral’ın Müslüman olma serüveni birkaç nedene bağlantılandırılır. İlk
etapta bir ‘aşk’ hikâyesi ortaya konulsa da, arka plânda, aslında Kral’ın
tahtını koruma adına Müslüman kitle ile siyasi ittifak yapma niyeti olduğundan
bahsedilir. Kral, Bir diğer neden ise savaşta amcasını öldürmesinden neşet eden
vicdan azabıdır. Bu azaptan kurtulma adına Budist papazlara yönelmesinden
umduğu ‘tatminkâr’ cevabı alamaması üzerine bölgedeki Müslüman din adamlarına
danışır. Bu sürecin akabinde Müslüman olduğu ifade edilir. Bir diğer neden ise,
Sri Sa Jhar bölgesine yaptığı bir gezi sırasında bir Malay veya Cham Müslüman
kızıyla karşılaşmasıyla bağlantılandırılır. Müslüman kıza tutulan kral Müslüman
olmakla kalmamış, önemli bir aileye mensup olduğu ifade edilen gelinin babasını
Müslümanların toplum liderliğine atar. Bu anlamda Saray ile Müslümankitle
arasında bir tür sosyo-siyasi ilişkinin temelleri de atılmış olur. Kralla
birlikte sarayın önde gelen tüm yöneticilerinin de -kralın isteği
doğrultusunda- Müslüman olduğu da kayıtlar arasında dikkat çeker. Bunda pek
yadsınacak bir durum yok. Çünkü tarih boyunca dünyanın değişik bölgelerinde olduğu
üzere, Güneydoğu Asya’da da Müslüman olan siyasi liderlerin onlara tabi
kitleleri de beraberinde İslamiyete taşıdığı bilinmektedir.
Tarihi Göç Hadisesi
Kamboçya’daki bir diğer önemli etkin Müslüman grubu
oluşturan Champalıların varlığı, 1471 yılında Vietlerin Champa Krallığı’nın
başkenti Vijaya’yı istilası üzerine gerçekleşen göçle ilişkilendirilmektedir. ”Viet”lerin saldırıları karşısında çareyi ‘hicret’ etmekte
bulmuşlar ve bugünkü topraklara yerleşmişlerdir. Göçün akabinde birtakım antropolojik benzerliklerden hareketle Malay
toplumuyla ilişkiler geliştiren Champalılar bu süreçte Müslüman oldular.
Khmerler bu iki grubun sosyo-dini birlikteliğine atıf anlamında “Cam-Java”
terimini kullanırlar. Champalılar, savaşkan karakterleri ile öne çıkmışlar ve
saray ve çevresindeki güç mücadelelerinde rol almışlardır. Bu noktada, yukarıda
kısaca vurgulandığı üzere Champalıların Kamboçya’nın askeri gücü içindeki yeri
işte bu savaşkan karakterleriyle bağlantılıdır.
‘Chvea’
Müslümanları ise, daha erken dönemlerde bugünkü Endonezya Takımadaları’ndan
özellikle de Sumatra’dan gelip yerleşen Müslüman grupların torunlarıdır. Bu
noktada, günümüz Kamboçya toplumunda yaşam süren Müslümanların bir bölümünün
Malay diğerlerinin Hint-Çini topluluklarından Champalılar olduğunu ifade etmek
daha doğru olacak. Ancak, yerel düzeyde karşımıza çıkan bu etnik ayrıma
karşılık, bölgesel ve uluslararası arenada ülkedeki Müslümanlar “Champa
Müslümanları” olarak biliniyor. Öte yandan, ülkenin etnik çoğunluğunu teşkil
eden Khmerlerin ve bu toplumsal grubun söz konusu toprakların siyasi ve
toplumsal dayanak noktasını oluşturmasından hareketle kimi çevrelerin
kendilerinin, -yani Champa Müslümanlarının- ‘Khmer Müslümanları’ olarak
adlandırılmasını ise tasvip etmiyorlar. Bunda hiç kuşku yok ki, 1970’li
yılların ikinci yarısında yaşanan önemli soykırımın büyük bir yeri var.
Khmerler Dönemi ve
Soykırım
Bu dönemde, Kamboçya’da yaşanan insanlık dramından
Müslümanlarda payını almıştır. Khmer nedir önce bunun cevabını verelim. Khmer,
ülkenin çoğunluğu oluşturan etnik grubu. II. Dünya Savaşı sonrasında Çin ve
Rusya üzerinden bölgede yaygınlık kazanan komunist hareketlerin bir uzantısı
olarak ortaya çıkmış ve ülke siyasetinde rol almıştır. Pol Pot adındaki lideri
bu uluslararsı bağlantının ötesinde, ülkenin kuzeyindeki dağlık bölgelerde
yaşayan köylü kabilelerinin yaşam koşullarını ütopik sosyalizmin örneği kabul
ederek bunu bir devlet nizamı haline getirme düşüncesi ülkeyi kana bulayan
sürece girmesine neden oldu. Bir yandan, dini inançlara yönelik baskı öte yanda
maddi gelişmenin unsurlarının kabul edilmemesinin birleşiminden doğal katı
siyasi rejim askeri güç ile ülkede muhalefeti temsil eden tüm kesimleri içine
alan bir yıkıma başladı. Bu bağlamda, Khmerler döneminde ülkedeki diğer azınlık grupları ve muhalifler gibi Müslümanlar da
zulme maruz kalan kitlelerden. Özellikle Müslümanların tarihsel olarak yoğun
olarak yaşadıkları Kampung Cham bölgesinde gerçekleşen saldırılarda kimi
ifadelere göre 500.000 Müslüman hayatını kaybetmiş. Bu süreçte ülkeden
kaçabilenler mülteci olarak Tayland, Malezya, Fransa, ABD ve Suudi Arabistan’a
sığınmışlardır. Khmer rejiminin sona ermesinin ardından özellikle Tayland ve
Malezya’daki grupların geri döndüğü belirtilmektedir.
1970’li yılların bölgesel ve küresel ilişkilerine
bakıldığında Kamboçya’da olup bitenden Müslümanların genel itibarıyla haberdar
olduğunu düşünmek hayalcilik olur. Sadece Müslüman unsurların değil, bir ölçüde
dikkate alınabileceği varsayılarak Birleşmiş Milletler gibi kuruluşların da
Kamboçya’da yaşanan ve her kesimi içine alan soykırım karşısında elinin kolunun
bağlı kalışı dünyanın son dönemde yaşadığı önemli dramlardan kabul edilmelidir.
Tam da bu noktada, bölgenin bir başka ülkesi Myanmar’da aynı yıllarda Arakanlı
Müslümanlara yönelik baskı ve zulüm politikalarının neden olduğu dev göç
hadiselerinin yaşandığı biliniyor. Bu noktada, aynı siyasi rejim ve aynı
sosyo-dini yapıya sahip olduğu ileri sürülebilecek Myanmar ve Kamboçya’nın
bilinçli olarak birbirlerine destek verdikleri ve özellikle azınlıklara ve
Müslümanlara karşı ortak bir politika geliştirdikleri söylenemese bile, hiç
kuşku yok ki, birinde başlayan bu sürecin diğeri üzerinde ‘teşvik edici’ bir
mahiyeti olduğuna şüphe yok. Bu çerçevede 1978 yılında Arakanlı Müslümanların
göçe zorlandıklarını ve akabinde 1982 yılında çıkartılan bir yasa ile
vatandaşlık haklarının elinden alındığını hatırlamakta fayda var.
Hedefin ütopik tarım toplumu yaratmak olduğu
hatırlandığında karşımıza çıkan manzarayı tahayyül etmek zor değil. Bu süreçte
Champa Müslümanlar evlerinden yurtlarından sürülmüş, aileler birbirlerinden
koparıldı ve küçük gruplar halinde farklı yerlere göçe zorlandılar. Zulmün
pençesine düşen Müslüman kitleler Müslüman olmayanlarla evlenmeye, domuz yetiştirmeye
ve yemeye zorlandılar. Dini yaşamın ve kurumların varlığının ortadan
kaldırıldığı bu süreçte canlarını, ailelerini, mallarını ve mülklerini korumak
isteyenler derhal infaz edildiler. Bu yıkımdan camiler de payını almış. Kimi
ifadelere göre bölgedeki 132 cami yıkılmış… 1960 yılında dönemin kralı Norodom
Sihanouk tarafından ülkenin ilk müftüsü olarak atanan Hacı Res Lah da
katledilenler arasında.
Champa
Müslümanlarının Bugünkü Yerleşim Yerleri
Müslümanların örgütlü bir
yapıya sahip oldukları söylenebilir. Bu örgütlü yapının ‘resmi’ ayağını ülke
siyasi rejimince de tanınan ‘Müftü’ kurumu geliyor. Ayrıca, ‘Ulusal İslam
Hareketi’ bunlardan biri. Müslüman toplum Budist çoğunluk ile içiçe yaşıyor.
Örneğin, önemli bir topluluk, başkent Phnom Penh’e sadece birkaç kilometre
mesafedeki bölgede yaşam sürüyor. Ancak Kamboçya Müslümanları dendiğinde akla
gelen ilk yer Kampung Cham. Literal anlamda ‘Cham Köyü’ dense de önemli bir
yerleşim yeri… Malayca bir kelime olan ‘Kampung’un kullanılması elbette tarihte
Malay dünyasıyla bir bağlantı olduğunun göstergelerinden. Tahmin edilebileceği
üzere, bu bölge özellikle de Svay Khleang ve Koh Phal adlı yerleşim yerleri
Khmer komünist rejimine karşı mücadelenin verildiği önemli yerler.
İslami Eğitim
2005 verilerine göre, Kamboçya’da Müslümanların çoğunlukta olduğu yerleşim yeri sayısı 417. Bu
Müslüman kitlenin sosyo-dini faaliyetlerini sürdürdüğü 244 cami ve 313 mescid
bulunuyor. Ülkede İslami eğitim çalışmalarının başlangıcı 1948 yılında Hacı Sam
Sou’un kurduğu pondok’la başlatılıyor. Patani’deki kurumların bir benzeri
olarak hayata geçirilen bu kurum bugüne kadar ortaya konan İslami eğitim
kurumlarının ilk nüvesini teşkil eder. Eğitim alanındaki yatırımların
özellikle, 1993 yılında yapılan genel seçimlerin akabinde giderek ivme
kazandığı söylenebilir.
Müslüman aileler çocuklarının ilk eğitimini kendileri veya toplumun yaşlılarının yardımıyla
sağlıyorlar. Bu bağlamda, Kur’an-ı Kerim öğretiminin burada farklı bir önemi
olduğunu söylemeliyiz. Bu önem, Kutsal metnin yazılı sistemi bulunmadığı ifade
edilen Cham diline çevrilememesi. Bu nedenle, bölgede Kur’an öğretimini
sağlayacak kurumsal yapılanmalara ihtiyaç olduğu söylenebilir. Öte yandan,
ülkenin resmi dile konumundaki Khmer diline Kur’an tercümesi faaliyetinin ‘ağır-aksak’
sürdürüldüğü de beyan edilen hususlardan.
İslami eğitimi devam ettirmek isteyenler ya Başkent’teki
veya meşhur Kampung Cham’daki mevcut kurumlara başvuruyorlar. Gençlerin İslami
eğitim amacıyla yöneldikleri diğer iki önemli coğrafya Patani’deki geleneksel
ve modern okullar ile Malezya’daki benzer okullar. Bunun anlaşılabilir maddi
temelleri var kuşkusuz ki. Bunun en temel nedeni, Patani ve Malezya’nın kuzey
ve doğu eyaletlerindeki İslami eğitimin köklü bir geçmişinin olmasıdır.
Kamboçya Müslümanlarına maddi ve öğretici kadrosu yardımında bulunan Ortadoğu ülkelerinden bazı
kurumların çalışmaları Müslümanlar tarafından takdir edilmekle birlikte
uluslararası çevrelerin dikkatini çekiyor. Bunun temel sebeplerinden biri
Kamboçyalı öğrencilerin bazılarının öğrenimlerinin bir bölümünü Ortadoğu’da
devam etmelerine olanak tanınması olduğu ifade ediliyor.
Din İşleri
Bakanlığı’nda Müslüman yetkililerin de görevlendirildikleri ve kendi
bölgelerinde siyasi partilerden aday gösterildikleri ve Meclis’te temsil imkânı
bulabildikleri biliniyor.
Kamboçyalı Müslümanlar,
bölgedeki diğer Budist ağırlıklı toplumlarla karşılaştırıldığında görece
‘tatminkâr’ bir yaşam sürdükleri düşünülebilir. Kendine özgü bir komünist
yönetim biçimine sahip olan Kamboçya’da hükümetin Müslümanlara yönelik
alışılmışın dışındaki yaklaşımın temelinde Khmer rejimi döneminde yaşananların
rolü büyük. Bu süreçte 1993, 1998 ve 2003 yıllarında yapılan seçimlerde din
özgürlüğü olgusu üzerinde durulmuş ve Müslümanlara dinlerini yaşama imkânı
tanınmıştır. Aynı zamanda, Müslüman kitlenin siyasi olarak kendini ifadesi
olarak da anlaşılabilecek şekilde parlamentoya birkaç milletvekili
göndermişlerdir. Müslümanların Hun Sen yönetimine yaklaşımları da gene bu
minvalde değerlendirmek gerekir. Özellikle 1978’de başgösteren kitlesel
katliamlara tanık olanlar, Hun Sen ve Vietnam ordusunun müdahalesi olmaması
halinde tüm Müslümanların yok edileceğini ifade ediyorlar. Bu anlamda, toplumun her kesiminin büyük acılar çektiği o dönemde Müslümanların maruz kaldığı zulmün ülke siyasi
otoritesine yönelmemesi adına ‘kontrollü’ bir yapılanmaya izin verildiği
söylenebilir.
Ancak özellikle 9/11/2001 sürecinde tıpkı bölgedeki diğer Müslüman unsurlar ve kurumlar kadar
Kamboçya’daki eğitim kurumları da ‘derin gözaltında’ bulunuyor. Kimi ülkelerin
Kamboçya’da dini eğitim kurumlarına yaptıkları yatırımlar ve insan kaynağı
desteğinin bu süreçte önemli bir rol oynadığı anlaşılıyor.
Tarihin bir evresinde Vietnam’ın güneyinden
Kamboçya topraklarına göç etmiş veya göçe zorlanmış; sömürgecilik döneminde
Avrupa unsurlarıyla karşılaşmış; modern dönemde Kamboçya’nın etnik çoğunluğunu
oluşturan Khmerlerin komünist rejimi boyunca mağdur düşmüş; akabinde şu veya bu
şekilde uygulamaya konulan parlamenter system içerisinde kendini ifade etme
şansı bulmuş Kamboçya Müslüman toplumunu anlamaya çalışmakta fayda var.
Yukarıda zikredilen süreçler elbette ki bitmiş değil. Bir yanda ASEAN özelinde
bölgesel değişimi hızı belirlenemeyecek bir kalkınma ilkesi bağlamında
körükleyen değişim olgusu, öte yandan
uluslararası camianın genel itibarıyla İslam’la olan sorununun yerel düzeydeki
yansımaları, Müslüman toplulukların eğitim, meslek edinimi, ekonomik
yeterlilik, kültürel ve entellektüel kapasite ve eylemleri gibi alanlar
ilerleyen dönemde karşımıza çıkacak süreçler olarak duruyor. Bu noktada, başta
Champa Müslümanları olmak üzere Kamboçya’daki Müslüman unsurları tek başlarına
ele almak yerine, Budist egemen toplumları içerisindeki konumlarına bağlı
olarak birlikte değerlendirmek gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder