Mehmet Özay 04.12.2023
Bu yıldönümü, 4 Aralık 1976’da Açe’de siyasal bir hareketin,yani Açe Özgürlük Hareketi’nin (Gerakan Aceh Merdeka-GAM) bağımsızlık ilânına tekabül ediyor.
Bu süreçle ilgili olarak, salt dönemin öne çıkan lideri merhum Hasan di Tiro’nun, bireysel ve etrafında yer alan görece küçük bir siyasi elitin çıkışı olarak değerlendirmek ve olan biteni göz ardı etme eğilimi sergilemek mümkün değil.
En azından, siyasal bir hareket kabul edilen bu gelişmeyi akademik bağlamı içerisinde değerlendirebilme imkânının ortaya konması gerekir.
Bu durum, bize tarihin belirli bir evresinde, Müslümanların çoğunlukta olduğu bir coğrafyada olan biten gelişmeleri anlama, değerlendirme, yorumlama ve bu olan bitenden ders çıkartabilme imkânı tanıyacaktır.
Bu çerçevede, burada söylenmesi gereken temel husus, modern Endonezya tarihinde, farklı bölgelerde ortaya çıkan çatışmacı siyasal söylemler ve hareketler içerisinde Açe’nin, ayrı bir yeri bulunduğudur.
Burada, çatışmadan kasıt, salt silahlı mücadele bağlamında değerlendirilmemelidir…
Sorun bunun dışında ve ötesindedir. Ki, bu durum, söz konusu bu ulus-devletin her bir bölgesiyle ilgili, çeşitli akademik ve bilimsel çalışmalarla ortaya konacak kadar önem arz etmektedir.
Her ne kadar, yukarıda dikkat çekildiği üzere, çatışmacı siyasal hareketler içinde yer alsa da, Açe’nin, Endonezya adıyla bir ulus-devletin kuruluşuna katkısı bir anlamda, bu bölgeyi, bu toplumu ve özellikle de, siyasal liderlerini derinlemesine anlamayı gerektiriyor.
Bu noktada dahi, Açe’de 1976 yılında gündeme gelen siyasal hareketin, temelde bir silahlı hareket olmak dışında ve ötesinde, bir siyasal diyalog arayışının aracı olarak ortaya çıkmış olduğunu hatırlamak gerekir.[1]
Bunun dışında ve ötesinde, 17 Ağustos 1945 tarihinde
bağımsızlığını ilân eden ve bu bağımsızlığını sömürgeci devlet ve bölgeyi
yeniden sömürgeleştirme konusunda siyasal niyetini açıkça ortaya koyan Hollanda’yı
ve dönemin küresel süper güçlerini -ki, bunlar İngiltere ve Amerika Birleşik
Devletleri’dir- ikna ettirmek için, yaklaşık dört yıl boyunca bağımsızlık
savaşı veren (physical revolution) ve ardından, önemli bir ulus-devlet
olarak ortaya çıkan Endonezya’nın, hangi ideallerle kurulduğu ve 1950
sonrasında, tedrici olarak sürüklendiği siyasal ve ekonomik sorunları detaylı
bir şekilde ele almak gerekir.
Örneğin, sivil ve askeri bürokratik mekanizmanın teşkili; merkezde ideolojik çeşitlenmeler ve bunun istikrarlı politikaların oluşturulmasına etkisi; merkezi hükümet ve eyaletler arası ilişkiler ve belki de bunlar arasında sadece Kuzey Sumatra’da değil, ülkenin merkez siyaset ve sicil toplum unsurlarında da çokça eleştirilen ordunun ekonomiyle yakından ve doğrudan ilişkili yapılaşması[2] dikkat çekicisi alt başlıkları oluşturuyor.
Bu çerçevede, 1976 yılı hemen öncesinde yani, 1971’de Kuzey Sumatra’da zengin petrol rezevrlerinin bulunması ve işletilmesi sürecinde,[3] sadece merkez bürokrasi ve eyaletteki uzantılarının değil, askeri bürokrasinin de ne türden roller oynadığını detaylı bir şekilde ele almak gerekiyor.
Tam da bu hususlar, Açe’de olan bitene dair yeterli çalışmanın ortaya konmaması hususunda, yukarıda gizli/açık dikkat çekilen yukarıdaki vurguyla bağlantılıdır. Öyle ki, bu yönde bu güne kadar ne kadar mesafe kat edildiği ise gayet şüphelidir…
Açe özelinde dikkat çekmek gerektiğinde, bu zaafiyetin en başta, Açeli akademyanın, araştırmacıların, entellektüellerin bu alana dair yaklaşımlarının kısır kalması ve bunu ulusal boyutta diğer benzeri kesimlerin çekinikliğine bağlamak mümkün.
Ancak, bu çekinikliğin nedenleri bile başlı başına bir araştırma konusu. Bırakın 2000’lı yılların öncesini 2004 yılındaki tsunamiden sonra binlerce Açeli genç ulusal ve uluslararası üniversitelerde öğrenim görmüş olmasına ve bunlardan bir bölümünün akademide yer almasına rağmen, Açe sorununu tarihsel ve günümüz bağlamında değerlendirme noktasında gayet zaaf içerisinde olmasını anlamak mümkün değil
Bir diğer önemli neden ise, Açe’ye ilgili olduğu iddiasındaki diğer sözde Müslüman toplumların, Kuzey Sumatra gibi Müslüman coğrafyasının tarihsel olarak gayet önemli bir bölgesinde modern dönemde olan biteni anlamama konusunda gayet ısrarcı olmalarıyla açıklanabilir.
1976 girişimini, sıradan bir siyasal çıkış olarak adlandırarak geçiştirmek ve/ya Açe ile modern Endonezya devleti toplumları arasında, dini/toplumsal benzerlikler söylemine konformistçe dayanarak, var olan sorunu görmezden gelmek, sadece bu coğrafya için değil, aksine, genel itibarıyla Müslüman toplumların kendi sorunlarına nasıl yabancılaştıklarının bir görümünü anlamına geliyor.
[1]
Aguswandi; Zunner. (2008). From Politics to Arms to
Politics Again: The Transition of the Gerakan Acheh Merdeka (Free Aceh
Movement-GAM), Berghof Transitions Series No. 5, Berghof Research Center
for Constructive Conflict Management, s. 6.
[2] Lesley McCulloch. (2005). “Aceh: Then and Now”, Report, Minorty
Rights Group International, s. 12.
[3] “Aceh”, Briefing, Minority rights group international, s. 2.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder