Mehmet Özay 12.01.2025
Ishiba bir gün öncesinde Malezya’ya yaptığı ziyaretin ardından, 10 Ocak öğleden sonra Jakarta’ya geçti.
Japon başbakanı Ishiba ve devlet başkanı Prabowo Subianto arasındaki resmi görüşmeler ise, 11 Ocak Cumartesi günü Bogor’daki başkanlık sarayında yapıldı.
Yeni bir süreç mi?
Geçtiğimiz Ekim ayında Japonya’da başbakanlık koltuğuna outran Shigeru Ishiba’nın Endonezya’ya yaptığı bu ziyaret, Japonya’nın son dönemde Güneydoğu Asya ile ilişkilerindeki en önemli süreç olarak adlandırılmayı hak ediyor.
Japonya başbakanı Ishiba’nın, Endonezya devlet başkanı Prabowo Subianto ile Bogor’da yaptığı görüşme, iki ülke ilişkileri kadar özellikle, son on yılda gayet komplike ve de kompleks bir düzeye ulaşan uluslararası ilişkiler açısından da değerlendirilmesi gereken bir durum.
Bu ziyaretin öncelikle, Japonya-Endonezya ikili ilişkileri başta olmak üzere, bölgesel ilişkiler yani, Japonya’nın ASEAN ile ilişkilerin geliştirmesi bağlamında da, yeni bir ivme kazandıracağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Görüşmeler
Yapılan görüşmelerde, özellikle güvenlik, gıda, enerji vb. gibi günün en önemli alanlarında ikili ilişkilerin geliştirilmesinin öngörülmesi Endonezya açısından sadece Çin’e, bağımlı olduğu yönünde bir görünümün ortaya çıktığı Jokowi döneminin aksine, yeni bir diplomatik alan olarak anlaşılabilir.
Çin’in aksine, Japonya’nın -birazda abartarak-, Endonezya’da neredeyse her alanda bir model ülke olarak algılandığını hatırlayacak olursak, bölgesel ve küresel gelişmelere baktığımızda, Ishega’danın bu ziyaretinin zamanlamasının, gayet yerinde olduğunu ifade edebiliriz.
Alternatif mi?
Bu çerçevede, iki rakip konumundaki “Çin ve ABD’nin bölge ve de Endonezya ile ilişkileri karşısında Japonya ne yapıyor, ne yapmalı?” vb. sorulara cevap bulma noktasında Ishiba’nın ziyareti bazı fikirler veriyor.
Bu noktada bazı temel hususlar akla geliyor…
Bunlardan ilki, özellikle, gözlerin Çin’in bölgedeki kontrol süreci ile ABD’nin bunun önünü alma yönündeki girişimlerine odaklandığı uzunca bir dönemin ardından, Japonya’dan gelen bu çıkışı doğru okumak gerekiyor.
İkincisi, ABD’nin bölge politikalarını özellikle, güvenlik eksenli geliştirme çabalarının bölge ülkeleri tarafından, özellikle de, ASEAN’da ne denli olumlu karşılık bulduğu tartışmaya açıktır.
Üçüncüsü, Endonezya’nın bu ziyaretten sadece birkaç gün önce BRICS’in onuncu resmi üyesi ilânıdır. Endonezya BRICS’e üye olma sinyallerini geçen yıl yapılan açıklamalar ve görüşmelerle vermişti…
Bu temel hususları destekleyici mahiyette olmak üzere, Endonezya siyasetinde, en azından liderlik konumunda yaşanan değişimin de, bu ziyaretin gerçekleştirilmesinde önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Öyle ki, Endonezya’da yaşanan başkanlık değişimi, Prabowo’nun bölgesel ilişkiler başta olmak üzere, dış politikada verdiği ‘aktif katılımcı olma’ mesajı kanımca, Japonya başbakanının kısa ancak, önemli ziyaretinin alt yapısını oluşturan ögelerden biri.
ASEAN
On ülke -ve Timor Leste’nin üyeliğinin kesinleşmesiyle on bir ülkenin- teşkil ettiği AESAN’ın küresel güçlerin çekim merkezinde olduğuna -en azından, bu yüzyılın başından itibaren tanık olunuyor.
Bölgesel birliğin öne çıkmasında Çin’in ekonomik modernleşmesinin önemli bir ayağını ASEAN bölgesi oluşturması bu faktörün bir yanını oluşturuyor.
Bir diğeri ise ASEAN’ın toplam 700 milyona varan nüfusu ile hem, üretim hem de, tüketim gücünü ortaya koyuyor.
Bu noktada, ASEAN’ın ekonomik değerler açısından görünümü nedir diye sorulduğunda karşımıza 4.1 trilyon dolarlık bir ekonomi çıkması küresel güçlerin niçin bölgede olmak istediklerini açıklamaya yetiyor.
Çin’in uzunca bir süredir bölgenin en önemli ticaret partneri olması, ve bunun sayısal karşılığının 2023 yılında Çin-ASEAN toplam ticaretinin 911,7 milyar doları bulması, buna karşılık Japonya’nın dördüncü sırada yer alması, bugün başbakan Ishiba’nın Endonezya gibi önemli bir ülkeye ziyaretinin nedenlerinden birini teşkil ediyor.
ASEAN’ın küresel suyollarının en önemlilerine sahip olması ve dünya ham petrol dolaşımının yüzde 37’sinin bölge suyolları üzerinden gerçekleştirilmesi, enerji ve güvenlik meselelerinin aynı ölçüde önemle ele alınmasını gerektiriyor.
Geniş işbirliği alanları
ASEAN’ın ve de bu bölgesel birliğin, hiç kuşku yok ki, en önemli üyesi ve bazı açılardan gizli lideri konumundaki Endonezya’nın yaygın eğitim, yüksek öğretim, mesleki eğitim, sağlık, küçük ve orta ölçekli işletmeler merkezli ekonomik kalkınma, denizcilik vb. alanlarda çokça ihtiyaç duyduğu bilgi, kurumsallaşma, teknoloji, boyutlarına en önemli katkının Japonya’dan geleceğinin herkes farkında.
Tam da, bu boyutların, güncel politika ve uygulamaları noktasında, öne çıkan veya çıkartılan hususlarından olan ve Prabowo’nun başlattığı milyonlarca öğrenciyi ve ihtiyaç sahibi kesimleri kapsayan “ücretsiz öğle yemeği” projesine Japon başbakanı’ndan destek talebi gayet ilginçti.
Japonya’da bu alanda yapılan ve başarılı olduğu görülen “ücretsiz öğle yemeği” (kyushoku) uygulamasından Endonezya’nın alabileceği dersler bulunuyor.
Kyushoku uygulamasının 1889’lara kadar giden, görece uzun bir tarihi olması herhalde Japonların bu uygulamada haklı bir üne ve öneme sahip olduklarını gösteriyor olsa gerek…
Endonezya yönetiminin gelişmiş ülke Japonya’dan ikinci talebi ise, doğal kaynakların varlığı ve kullanımında yaşanan gerilemeyle mücadeleydi.
Görüşme sürecinde, Ishiba, geçtiğimiz Aralak ayında yapılan ikili anlaşmaya binaen, Japon Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle bir sahil güvenlik gemisi bağışında bulundu.
Bu desteğin, yukarıda dikkat çekilen ‘güvenlik’ ilişkileri çerçevesinde olduğu açık.
Bununla birlikte, Adalar ülkesi Endonezya’nın ‘bir tek’ sahil güvenlik gemisi bağışının sembolik olduğuna da kuşku yok.
Denizcilik işbirliği noktasında, Japonya’nın Endonezya deniz kuvvetlerinin kapasite geliştirme konusunda yapacağı teknik ve eğitim yardımı stratejik bir öneme sahip olacaktır.
İki ülke heyetleri arası görüşmelerin içeriğinde olup olmadığı bir yana, Endonezya’nın hem, sivil hem de, askeri anlamda denizlerini çok daha işlevsel kılacak köklü bir Denizcilik politikasına ihtiyacı olduğunun herkes farkında.
Ancak, bunun nasıl gerçekleştirileceği konusu ise muamma…
Denizcilik konusunda Jokowi döneminde başlatılan politikanın kapsamlı ve uzun dönemli olarak ele alınıp gerçekleştirilmesi Endonezya açısından bir zorunluluk.
Endonezya’nın bu süreci yönetebilme konusunda ise, tıpkı kendisi gibi Adalar ülkesi olan Japonya ile işbirliğinin sağlıklı olacağına ise kuşku yok.
Japonya’nın çeşitli alanlarda Endonezya’ya modellik taşıdığını söylemek mümkün.
Bunun görünür yanlarından birini, bu ülkeye gönderilen ve özellikle mühendislik alanlarında üniversitelerde öğrenim gören gençler oluşturuyor.
Endonezya’da Prabowo ve Japonya’da Ishiba’nın yeni başlayan iktidar süreçlerinin iki ülke ilişkilerinin yeniden artarak geliştirilebilmesini sağlaması bekleniyor.
Bu alanda Japonya’nın desteği kadar, Endonezya’nın da bu süreci yönetebilecek mekanizmaları sağlıklı bir şekilde ortaya koyması gerekiyor.