24 Mart 2025 Pazartesi

Amerika ile Endonezya arasında benzerlik var mı? / Are there any similarities between America and Indonesia?

Mehmet Özay                                                                                                                            24.03.2025

Geçen yıl farklı dönemlerde yapılan ancak neredeyse, birbirine yakın sayılabilecek tarihlerde başkanlık koltuğuna iki yeni ismin oturduğu Amerika Birleşik Devletleri ve Endonezya’daki bazı gelişmeler, iki ülke yönetimleri arasında değer bir benzerlik olup olmadığını sorgulamamızı gerektiriyor.

Açıkçası, yukarıda belirttiğim seçim süreçlerini bir başlangıç kabul ederek, ABD’de ve Endonezya’da son birkaç ayda yaşananlara göz atıldığında, iki ülke siyaseti arasında bazı benzerliklere dikkat çekmek istiyorum...

Trump ve Prabowo

ABD’de Donald Trump ve Endonezya’da Prabowo Subianto hükümetleri, daha birkaç aylarını doldurmuş olmalarına rağmen, sadece medyanın çeşitli organlarında değil, aynı zamanda meydanlarda da kamusal karşı çıkışlara konu oluyorlar...

Biri kalkınmış ülke ve süper güç niteliğiyle dikkat çeken ülke yani ABD; diğeri ise gelişmekte olan ülkeler sıralamasında yeri bulunan, ve bu bağlamda kimi açılımları sayesinde, ‘gelişmekte olan güç’ (emerging power) tanımlamasına muhatap kılınan Endonezya...

Bu temel hususiyetlere bakıldığında, bu iki ülkenin birbiriyle pek de kıyaslanamayacak karakteristikleri olduğuna işaret ediyor.

Ancak, iki ülkede mevcut başkan ve hükümetlere yönelik eleştirilerin temelinde, seçim vaatleri ile aradan geçen kısa sürede, bu vaatlerin yerini alan ve demokrasi ile çelişen farklı politikaların varlığı, bu iki ülkede kamusal tepkilerin ve bir ölçüde gelişmekte olan muhalif toplumsal hareketlerin varlığına temel teşkil ediyor.

Trump ve Prabowo yönetimleri altında ortaya konulan pratiklerin, adına demokrasi denilen yönetim biçimi ile çelişiyor olması ve diktatöryal olarak adlandırılması, hiç kuşku yok ki, en önemli ana benzerliği teşkil ediyor.

Sürecin en dikkat çekici boyutlarından biri hiç kuşku yok ki, Trump’ın ABD’de muhalif çevrelere yönelik alınabilecek her türlü politik karara imza atması ile, Prabowo’nun Endonezya’da kamuyönetiminde emekli askerleri ataması ve bu temayülün yasalaşmaya süreci, demokrasi pratiklerine yönelik engellemeler olarak kabul ediliyor.

Dünyanın en gelişmiş demokrasilerinden biri kabul edilen ABD ile Müslüman toplumların çoğunlukta olduğu ülkeler arasında demokrasi yönetimiyle dikkat çeken Endonezya’daki bu siyasi pratikler, bu iki ülkeyi tanımlayana ‘demokrasi’ kavramı ve içeriğiyle gayet farklılaşan bir sürecin ortaya çıktığına işaret ediyor.

New York’da ve Cakarta’da geçtiğimiz günlerde ve bugünlerde devam eden gösterilerin varlığı, memnuniyetsiz kitlelerin varlığına açık bir delildir.

Pasif tepkiler

Bunun yanı sıra, ortaya konulan tepkilerin aktifliği ve dinamikliği kadar, pasif yönelimleriyle ortaya çıktığına dair açılımlar gündeme taşınıyor.

Örneğin, ABD’de yaşanan ekonomik belirsizlikler, kısa aralıklarla farklılaşan politikalar, vb. süreçler nedeniyle borsa’da yatırımcılar farklı piyasalara yönelme eğilimi sergiliyor.

Endonezya’da ise halk, işsizlik ile yüz yüze kalmak ve/ya halen bazı iş kollarında istihdam edilmiş özellikle de, bir ölçüde, orta sınıf olarak adlandırılmaya aday kitleler ülkeyi terk ederek, yurt dışında belli ülkelerde çalışma arzusunu dillendiriyorlar.

Ekonomide açılım mı kapanma mı?

İki ülkeyi benzer kılan bir diğer önemli alan ekonomide karşımıza çıkıyor...

ABD’de, genişleyen ve kapsayıcı bir ekonomiden ziyade, içe kapanan ve daralan bir ekonomiye doğru gidiş öngörülürken, Endonezya’da bir önceki başkan Jokowi döneminin aksine, ekonomik yatırımlara yönelme konusunda çekingen tutum özellikle genç kitleleri tedirgin etmeye yetiyor.

Ekonomik darboğaz ABD kanadında, “Önce Amerika” sloganıyla şu veya bu ölçüde ‘aşırı sağ’ eko-politik uygulamaların hayata geçirilmesi sonucu ortaya çıkarken, Endonezya’da yönetim ve/ya kamu idaresinin oturmamışlığından kaynaklanan ve bunun doğal ve doğrudan uzantısı olan, genel itibarıyla ‘yolsuzluklar’ olgusu başat bir şekilde dikkat çekiyor.

Endonezya’da yaşanan ve artma eğilimi göstereceğini kestirmenin zor olmadığı kitle gösterilerinin temelinde, genç ve dinamik nüfusuyla dikkat çeken ülkede, ekonomik yatırımların ve büyümenin önünü açmak yerine, mevcut kaynakları kamuda, örneğin askerler gibi, belirli eller vasıtasıyla paylaşmaya yönelik bir tür tekelci eğilimi toplumsal tehdit olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır.

Bu noktada, Endonezya’da ülkenin önemli şehirlerinde yaşayan orta sınıfların ayakta kalabilme yollarından birinin mevcut küresel ekonomik gerileme/duraklama süreçlerinin dışında ve ötesinde kökleşmiş bir zemini bulunuyor.

Yıllar öncesinden, Uluslararası İş Organizasyonu’nun (ILO), Endonezya yönetiminden çalışanların maaşlarını artırma konusunda adımlar atması talebinin, bugün için de geçerli olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Nüfusları, coğrafi genişlikleri, demokrasi söylemleri ile biri batı’da diğeri doğu’da iki önemli ülke ABD ve Endonezya bölgesel ve küresel kamuoyuna ümit vaad edecek demokrasi pratikleri yerine, çeşitli alanlarda ortaya çıktığı ve gözlemlendiği üzere içe kapanmacı, korumacı, tekelleştirici politikalar ile kendi halklarından başlayarak ümitsizlik yayan bir sürece yöneliyorlar.

Her iki ülke kamuoylarında, farklılaşmanın ötesinde kutuplaşmanın egemenliği ve bunun yayılma süreci ortada var olan bu durumun, istenir ve kabul edilebilir olmadığına bir kanıt olarak karşımızda duruyor.

https://guneydoguasyacalismalari.com/amerika-ile-endonezya-arasinda-benzerlik-var-mi-are-there-any-similarities-between-america-and-indonesia/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder