Mehmet Özay 06.12.2019
Endonezya savunma bakanı Prabowo Subianto’nun 27-29 Kasım günlerinde
gerçekleştirdiği Türkiye ziyaret sadece savunma alanında değil, genel anlamda iki
ülke ilişkileri açısından önemliydi.
Bu ziyaretin teknik boyutlarına geçmeden önce, ‘Prabowo’ ismi üzerinden
bazı hatırlatmalar yapmakta fayda var. 2014 ve bu yıl Nisan ayında yapılan
başkanlık seçimlerinin iki adayından biri olan ve her iki seçimde de rakibi
Joko Widodo (Jokowi) karşısında başarısız olan bir siyasetçiden bahsediyoruz.
Ülkede seçim süreci ve yasal gereklilikler bağlamında resmi olarak
başkanlık yeminini Ekim ayında yapıldığı dikkate alındığında, aradan bir ay
gibi çok az bir süre geçmesine rağmen, bugün Prabowo’yu, Jokowi hükümetinde
Savunma Bakanı olarak görmemiz açıkçası büyük bir sürpriz.
1998’deki Prabowo
1998 yılı Mayıs ayında Suharto’nun 32 yıllık iktidarının sona erdirildiği
dönemde, özel kuvvetler komutanı olan Prabowo’nun geçici başkan merhum Baharuddin
Yusuf Habibie yönetimine karşı muhalefeti ve kimi araştırmacılara göre darbe
girişiminden birkaç ay sonra görevinden alınmıştı.
Suharto’nun kızlarından biriyle evliliğinden ötürü, zaman zaman eski
başkanın üvey oğlu olarak da anılan Prabowo, bu akraba bağının ötesinde dönemin
siyasetine eklemlenen bir isim olarak dikkat çekiyordu. Ve Prabowo, diğer
benzerleri gibi üniformayı çıkarıp sivil siyasete atılarak ulusal siyasetin en
zirvesine çıkmak arzusundaydı.
İki seçim yenilgisinin ardından Prabowo’nun niçin bugün Savunma Bakanlığı
koltuğunda oturduğu sorusuna rasyonel bir cevap vermek gerekiyor. 2016 yılı
Ağustos ayından itibaren birkaç ay süren gösterilerin ardındaki isim olarak o
günlerde bizzat tanık olduğumuz Prabowo’nun, benzer bir eğilimi bu yıl Nisan
seçimlerinden sonra da sergilemesi, başkent Cakarta meydanlarının tıpkı yirmi yıl
öncesinde olduğu gibi yönetim karşıtı gruplarca teslim alınması çabası, kimilerinin
aklına 1998 yılındaki darbe girişimini akıllara getiriyordu.
Kayda değer bir araştırma konusu olan bu hususu burada kapatıp, bugün
Prabowo’nun Savunma Bakanlığı’nda oluşunu Jokowi siyasetinin bir başarısı
olarak görmek gerekiyor.
Merkeze çekilen Prabowo ve ‘topyekun
savunma’ projesi
Açıkça dillendirilmese de, Nisan sonrasında gösterilerin meşru seçim
sonuçlarına itirazı bir tür ulusal güvenlik konusu olarak değerlendiren bir
siyaset aklından bahsetmek gerekir.
Bu siyaset aklı, çatışmacı bir unsur olarak nükseden Prabowo ve
destekçilerini ulusal siyasetin merkezine eklemlemek suretiyle kamuyounda ve
siyasette barışçıl ortamın oluşmasını arzulamış olsa gerek...
Şimdi, Sayın Prabowo’nun Savunma Bakanı olarak Türkiye ziyaretine dair bazı
hususlara değinebiliriz.
İki ülke arasında, 2010 yılından itibaren savunma sanayi işbirliği
çabalarında görüşmeler yapıldığı biliniyor. Bu işbirliğinin ifadesi olarak 2020
yılında yeni nesil tank üretimi gerçekleştirilmesi bekleniyor. Söz konusu bu
işbirliğinin başlangıç noktası olarak Türkiye’de savunma alanında işbirliğini
geliştirme yönünde çabaların kayda değer bir yeri var.
Türkiye’de bu alanda ortaya konulan teknolojik yatırımlar ürün olarak
karşılığını bulmaya başlarken, uluslararası arenada hem ilgili alanda işbirliği
hem ekonomik yatırım olarak değerlendirilmeye matuf gelişmelere konu oluyor.
Öte yandan, Takımadalar topluluğu Endonezya’nın son dönemde karşı karşıya
kaldığı güvenlik sorunlarına çözüm bulma arayışlarının Türkiye ile buluştuğu
bir alandan bahsedebiliriz.
İki ülkenin var olduğu ileri sürülen dini/kültürel yakınlığının bu süreçte
ne gibi bir rol oynadığı tartışılabilir. Ancak daha rasyonel bir tutum
takınarak, konuya Endonezya vechesinden bakıldığında, bağımsızlıktan bu yana
küresel güçler ve oluşumlar karşısında “bağlantısızlık” ilkesini sürekli gündeminde
tutmuş bir ülkenin uluslararası arenada savunma gibi stratejik bir alanda yeni
bir partner arayışından söz edebiliriz.
Buradan hareketle, bugünkü koşullarda, Güneydoğu Asya coğrafyasında veya bu
coğrafyayı daha genişletilmiş haliyle ele alarak söylemek gerekirse
Asya-Pasifik’te, Çin ve ABD rekabetine konu olan bir süreçte Endonezya’nın
farklı bir güç merkezi ile yakınlaşmakta olduğu yorumunu yapmak mümkün.
Söz konusu savunma işbirliğinin 2010’da başladığından hareket edilirse, bu
gelişmenin Jokowi öncesinde iki dönem başkanlık yapmış olan Susilo Bambang Yudhoyono
politikalarınca belirlendiği görülür. Bugün bu politikanın devam ediyor
oluşunu, Endonezya siyasetinde yukarıda dile getirdiğimiz yeni güç merkezleri
arayışının bir sonucu olarak görülebilir.
Eski bir general ve ardından ulusal siyasetin muhalif kanadında yer alan
bir siyasetçi, bugünse Savunma Bakanlığı gibi çok önemli bir bakanlığın başında
gördüğümüz Prabowo’nun ulusal güvenlik meselesine vakıf bir kişi olarak görmek
gerekiyor. Zaten başkan Jokowi de ona savunma bakanlığı görevini verirken bu
nedeni ileri sürmüştü.
Nisan ayındaki başkanlık seçimi sürecinde, ülkenin savunma politikalarının
zaafiyetine dikkat çeken Prabowo, temelde bununla kamuoyunun ilgisini Çin
faktörüne gönderme yapıyordu. Bunun üzerinden, Çin’le yakınlaştığı iddiasına
konu olan Jokowi hükümetini yıpratma gibi arka plânda daha büyük bir
politikanın yattığı dikkatleri çekiyordu.
Savunma bakanlığı koltuğuna oturmasıyla birlikte Prabowo ülkenin savunma
alanındaki sorununu “topyekün savunma” kavramıyla dile getirdiği bir yöntemle
çözme arzusunda.
Söz konusu bu ulusal savunma stratejisi ülke içerisinde çeşitli çevrelerden
eleştiri alsa da, Prabowo’nun en azından şimdilik bu konuda ısrarcı olduğu
görülüyor. Endonezya gibi, demokratikleşme süreçlerini tecrübe etmekte olan bir
ülkede geniş kitleleri savunma konusunda mobilize etme anlamı taşıyan bu
yaklaşımı temkinli karşılamak gerekiyor.
Savunma sanayi işbirliğinde yeni dönem
Bu noktada, Türkiye ile var olan savunma sanayi işbirliğinin yakın
gelecekte savunma işbirliğine evrileceği dikkate alındığında, Endonezya savunma
bakanlığının söylemlerinin yakından takip edilmesinde fayda var.
Peki Endonezya ile savunma gibi önemli bir alanda bu gelişmeler yaşanırken,
acaba 15 Temmuz 2016 darbesinin ardından Türkiye’nin çıkarlarını kim nasıl
koruyor; terör yapılanmasının farklı boyutlarıyla ülkedeki varlığı üzerine
kimler neler yapıyor; Endonezya merkezi hükümeti ve örneğin Açe Eyaleti gibi
kendine daha yakın hissettiği eyaletlerdeki bu terör yapılanmasının uzantılarına
karşı hangi politikalar geliştiriliyor gibi soruları gündeme getirmekte fayda
var.
Kanımca, Prabowo gibi bir siyasetçi ile masaya oturulmasından hasıl olacak
kazanımlardan en önemlisi Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden terör
yapısının Endonezya’daki varlığına karşı aktif politikalar geliştirilmesini
sağlamaktadır.
Böylece genel olarak Jokowi hükümeti ve de Savunma Bakanı olarak Prabowo Türkiye’nin
güvenini kazanabilecek ve yeni dönemde, başta yukarıda dikkat çekilen savunma
sanayi işbirliği başta olmak üzere çeşitli alanlarda ikili işbirliklerini
artırma çabası sergileyebileceklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder