Cihan Kurtaran 25 Nisan 2016
Maleyza’nın Borneo Adası’ndaki iki eyaletinden biri olan Saravak’da 11.
Eyalet Başkanlığı ve meclis seçimlerine az bir süre kaldı. 7 Mayıs’da
gerçekleştirilecek seçimler, sadece Saravak Eyaleti’nde yeni bir yönetimin
belirlenmesi anlamı taşımıyor. Malezya Federasyonu’na dahil olduğu 1963
yılından bu yana, iktidardaki Ulusal Cephe (BN) koalisyonunun ‘oy deposu’
olmasıyla da Saravak bu seçimlerde de siyasi gözlemcileri için cazibe
merkezi. Saravak seçimlerinin Federal
hükümet ve genel ülke siyaseti üzerindeki etkisi üzerinde durmadan önce, Eyalet
siyasetinde hangi partilerin gündemde olduğuna bakalım.
Kelabit, Kenyah, Kayan, Penan ve Iban gibi görece küçük azınlıklardan
müteşekkil çoğul etnik yapının belirgin olduğu Saravak’da bu bölünmüşlük
siyasal yaşama da yansıyor. Bugüne kadar Eyalet siyasetinde hak ettiği yeri
bulamayan etnik yapılar kadar, merkezi yönetimle yani UMNO ile ‘güçlü’ bağlar
teşkil etmiş siyasi oluşumlarsa, her daim en önde yer alıyor. Eyalet’te öne
çıkan siyasi partiler arasında Geleneksel Birleşik Bumiputra Partisi (PBB),
Saravak Birleşik Halklar Partisi (SUPP), Saravak Halk Partisi (PRS) ve Devlet
Reform Partisi (STAR) bulunuyor. Bunlar arasında özellikle PBB, UMNO ile
kurduğu ittifak sayesinde eyaleti on yıllardır yönetmede öncü bir siyasi güç.
Öyle ki, 2011 yılında görevi bırakan PBB lideri Abdül Tahib Mahmud, Malezya’da
en uzun süre eyalet başbakanlığı yapan lider unvanına sahip. Taib Mahmud’un
başbakanlıktan çekilmesi onun siyasi emekliliği anlamına gelmiyor. Aksine,
eyalette sahip olduğu gücü sayesinde, diğer ‘klasik’ eyaletlerdeki sultanlara
eş bir yöneticis konumuna atanarak üst düzeyde siyasi elit rolünü oynamaya
devam ediyor.
7 Mayıs seçimleri öncesinde bugün yani Pazartesi bütün partiler adaylarını
seçim komisyonuna bildirecek. Partiler, daha doğrusu koalisyon blokları seçimlerde
82 sandalye için mücadele edecek. 71 sandalye için yapılan 2011’deki seçimlerde
muhalefet partileri (DAP ve PKR) toplam on beş sandayle kazanabilmişti. Bu
arada, 11 yeni seçim bölgesinin de eklendiğini belirtelim.
2011 yılında alınan bu sonuçdan hareketle bu sefer eyalet siyasetinde niçin
ve ne gibi bir değişiklik söz konusu olabilir üzerinde durmakta fayda var.
Eyaletteki seçimler, son dönemde Federal hükümet Başbakanı Necib bin Razak’ın
adının tam da odağında yer aldığı yolsuzluk iddialarınının ağırlığı altında
geçecek. Bir yılı aşkın bir süredir ‘1 Malezya Kalkınma Fonu’ (1MDB) etrafında
yükselen yolsuzluk söylemleri üzerine eski Başbakanlardan Dr. Mahathir
Muhammed, Çin azınlık partisi Demokratik Eylem Partisi (DAP), 2007 yılında
kurulan ‘Şeffaf Seçimler’ (Bersih) hareketi liderlerinden ve eski baro başkanı
Ambiga Sreenevasan gibi farklı kanattan birey ve siyasi oluşumların bir araya
gelmesi başta başbakan ve hükümet üzerinde kayda değer bir siyasi basınç oluşturmuş
durumda.
Bu anlamda, Federal meclis ve de hükümet teşkilinde on yıllarca UMNO
iktidarları için Saravak’ın ‘oy deposu hükmünün’ devam edip etmeyeceği de
sınanacak. Yukarıda dile getirdiğim üzere, çok etnikli toplum yapısı, kitle
iletişim araçlarının görece zayıflığı, eyalet yönetiminin ‘merkezden’ gelecek
muhalif liderlerinden bazılarının girişine izin vermemesi, lider kültür ya da
feodal çıkar ilişkileri temelli hususlar Saravak halkının ‘demokratik’ sistem
ve işleyişteki rolünü kısıtlayıcı unsurlar olarak öne çıkıyor. Bu
‘manipülasyonun’ başında da, Malezya’nın diğer bölgeleriyle kıyaslanamacak geri
kalmışlığına vurgu yapılarak Sarava halkının ‘mevcut liderler eliyle’
kalkınmadan başka çıkar yol olmadığı söylemi yer alıyor. Öte yandan, tüm parçalı
yapısına rağmen, muhalefet bloğu için de Saravak seçimleri bir eşik anlamı
taşıyor. Örneğin, muhalefet bloğunun iki güçlü siyasi hareketi Demokratik Eylem
Partisi (DAP) ve Halkın Adaleti Partisi (PKR) arasında adaylar konusunda
yaşanan sorunun aşılıp aşılmaması muhalefetin yakın gelecek vizyonunu da
belirleyecektir.
Saravak üzerinden gerçekleşen bu iç politik saflaşmanın yanı sıra,
Saravak’ı ulusal siyaset gündeminin dışına çıkaran husus ise, ‘Sarawak Report’
adlı araştırma sitesi. Sitenin editörü, İngiliz İşçi Partisi ve başbakan Gordon
Brown’ın kardeşiyle evli Clare Rewcastle Brown’ın -şu anki verilere göre bir
komplo teorisine konu olmayacak şekilde bir tür ‘hümanistik’ yaklaşımla,
‘doğduğu ve ilk çocukluk yıllarını geçirdiği topraklardaki’ yerli toplumların
doğal haklarının korunması konusundaki ‘duyarlılığın’ bir ürünü olarak gündeme
taşıdığı yolsuzluk olayları. Clare’ın duyarlılılığı yağmur ormanları başta
olmak üzere çeşitli doğal kaynaklara sahip eyaletin bu zenginliğinin
Eyalet’teki yerli kitlelerden esirgenmesi ve gün be gün bu kitlelerin
topraklarını yitirmesi olduğu belirtiliyor. Clare’ın, özellikle yukarıda atıfta
bulunulan Eyalet eski başbakanı Taib Mahmud’un yağmur ormanlarını katletmesi ve
yerlilerin arazilerine el konulması vb. icraatları üzerine yaptığı yayınlar ve
bu çerçevede ilişkilerini araştırma süreci yolunu 1MDB bağlantısına kadar
götürdü.
Clare’ın hem Malezya’da hem de uluslararası medyada tanınır kılan ise, 1MDB
konusundaki iddiaları, Başbakan’ın kişisel banka hesabına aktarılan paralar vb.
gibi hususları 2015 yılı Mart ayında yayınlaması ve akabinde Dr. Mahathir
Muhammed ile Kuala Lumpur’da bizzat görüşmesi oldu. Tabii, bir daha da ülkeye
girişine izin verilmeyen ve sitesine erişimin kesildiği Clare, Saravak yerli
halklarının hakları için başlattığı mücadelede sadece Saravaklı elit
siyasetçi/leri/nin değil, ülkenin Başbakan’ının da içinde yer aldığı bir
komplike ilişkiler silsilesini uluslararası basına aktardı. Clare’ın, Malezla
muhalefetinden bazı isimlerle çalışarak ortaya koyduğu ‘veriler’,
Avustralya’dan ABD’ye kadar değişik ülke basınında yer alırken, beş ülkede de
para aklama işlerinden ötürü soruşturmalar başlatıldı. Her ne kadar, ulusal
düzeyde faaliyet gösteren kurumlar, Başbakan’ın tüm bu gelişmelerde ‘dahli
olmadığını’ söylese ve kanıtlasa da konu tartışılmaya devam ediyor.
İşte bu husus, 7 Mayıs Saravak seçimlerini çok daha anlamlı kılıyor. Çünkü,
konuyla ilgili görüşüne başvurduğum -bir süre önce kapatılan- Malaysia
Insider’ın editörü Jahabar Sadiq, Clare’ın 2011 seçimleri öncesi yaptığı
yayınlar sayesinde Taib Mahmud’un eyalet başbakanlığı görevinden ayrılmak
zorunda kaldığını söylemişti. 7 Mayıs seçimlerinde de sadece Clarke faktörü
belirleyici olmayacak. Aksine farklı çevrelerin şu veya bu yöndeki
işbirlikleriyle Eyalet’te iktidardaki Ulusal Cephe koalisyonuna olan halk
desteğinin mümkün olduğunca düşürülmesi hedefleniyor. Bu da Başbakan Necib bin
Razak’ı daha da köşeye sıkıştırma anlamı taşıyor.
Seçim günü oyların belli ölçüde muhalefet adaylarına gitmesi Saravak
Seçimlerini, birkaç yıl içerisinde yapılacak 14. Genel Seçimler için bir
barometre olarak sunulmasına yol açacaktır. Saravak gibi lider ve parti yapısı
UMNO’dan farklılık arz eden; katı feodal ilişkileriyle ve zengin doğal
kaynaklar üzerinde gücünü tesis etmiş azınlık elitin varlığı karşısında Eyalet
halkı bugüne kadar ‘demokratik’ seçimlerde benzer eğilim sergileyerek siyasi
gücü aile ve ciddi ekonomik çıkarlarla birbirine eklemlenmiş eyalet elitlerine
verdi. Bir yandan eyalet siyasetinde statükocu yapıyı oluşturan ve aynı zamanda
eyaletin doğal zenginliklerini elinde tutan elite ve bu elitin on yıllarca
merkezdeki UMNO ile iyi ilişkilerine rağmen eyalet halkının geniş kesimlerine
ulaştırılması arzu edilen kalkınmacı politikaların bugüne kadar
gerçekleştirilememiş olması bir çelişki arz ediyor.
İşte bu nedenle yukarıda dile getirilen son dönemdeki yolsuzluk
söylemlerinin şu veya bu şekilde 6 Mayıs seçimlerinde tepkiye dönüşebilme ihtimali
yok değil. Bunu göz önüne alan Eyalet Başbakanı Adenan Satem, “Ulusal Cephe
koalisyonunca belirlenmiş milletvekilleri adaylarını beğenmeyebilirsiniz. Ancak
bu milletvekillerine vereceğiniz oylar, bana verilmiş anlamı taşıyor”
minvalindeki bir söylemle, Eyalet halkının demokratik tercihlerini belirlemede
farklı kriterleri gündeme taşıyor. 2011 seçimlerinde ‘reform’ söylemiyle
meydanlara inen Adenan’ın bu açıklaması açıkçası aradan geçen süreçte bir
reforma referans yapmadığı gibi, bundan sonra da böylesi bir açılıma işaret
etmiyor.
Tam da burada, UMNO içerisinde kaynayan kazanın seçimlerde ne türden
değişiklikler getirebileceği üzerinde durulabilir. Bu bağlamda, daha önce Dr.
Mahathir’den duyduğumuz ve ardından da yaklaşık altı ay önce Başbakan yardımcılığı
ve Milli Eğitim Bakanlığı görevine son verilen Muhyiddin Yasin’in iddia ettiği
üzere Necib bin Razak’ın liderliğinde girilecek 14. Genel Seçimler UMNO için
bir hezimet olacak açıklaması yabana atılır gibi değil. Dr. Mahathir gibi uzun
yıllar aktif başbakan olarak ülkeyi yönetmiş bir kişi değil, ‘siyasi
emekliliği’ sonrasında da siyaset yaşamında var olmayı sürdürmüş bir ‘kurt
politikacı’ ile UMNO’da parti başkan yardımcılığı ve başbakan yardımcılığı ile
bu siyasi yapının tüm organlarına vakıf Muhyiddin Yasin’in bu söylemi,
Başbakan’a yönelik bir saldırıdan neşet etmiyor. Aksine son dönemde
sergiledikleri en ağır eleştirilere rağmen, halen UMNO’nun ülke için
vazgeçilmezliğine dikkat çeken bu siyasiler 58 yıldır iktidardaki partinin
neler kaybedebileceğine işaret ediyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder