Mehmet Özay 5
Şubat 2016
Endonezya’nın önde
gelen dini kuruluşlarından Alimler Birliği'nin (Nahdat’ul Ulama) 90.kuruluş yıl
dönümü kutlandı.
Hollanda sömürgesi
döneminde ortaya çıkan "modernist dini hareketlere" karşı geleneksel İslami değerleri öne çıkartmak amacıyla 6 Şubat 1926’da Hasyim
Asy’ari tarafından kurulan Alimler Birliği, özellikle Cava Adası’nın
doğusundaki geleneksel dini okulların yöneticileri olan hocaların biraraya
gelmesiyle teşkil edildi. Bu bölge bugüne kadar bu yöndeki öncülüğünü devam
ettiriyor. Binlerce geleneksel dini okula yani pesantrene ev sahipliği yapan bu
bölgenin yanı sıra, ülkenin değişik bölgelerinde de benzer eğitim yapıları ile
varlık sürdürüyor.
Geleneksel dini okullar, ülkede İslami eğitimli kadroların
oluşumuna olanak tanırken, ülke bürokrasisi ve siyasetindeki rolüyle de işlev
gördü ve görmeye devam ediyor.
Diyanet işlerinden, istihbarat kurumuna kadar çeşitli bürokratik
kadrolarda sempatizanları olan merkezdeki varlığının yanı sıra, Birlik,
kırsaldaki binlerce geleneksel dini okullarıyla da toplumda dini geleneksel
yaşamın sürekliliğine katkı sağlıyor.
Günümüzde “Endonezya Fetva Konseyi” adıyla hizmet veren, hükümet
ve toplum nezdinde kabul edilirliği olan kurumda Alimler Birliği’nin üyeleri
kayda değer bir rol oynuyor.
Bugün bugün resmi kayıtlı olmamakla birlikte seksen milyona
yakın mensubu ve sempatizanı olduğu tahmin edilen Birlik, homojenik bir
yapı olmak yerine hem bir sivil inisiyatif hem de siyasi bağlamında farklı
görüşlere bünyesinde yer vermesiyle dikkat çekiyor.
-Siyasetteki yeri
1945 yılında bağımsızlığın ilanından sonra ülke Müslümanlarının
biraraya gelerek kurdukları Masyumi partisi içerisinde yer alan Alimler
Birliği, kısa bir süre sonra yani 1952’de bu partiden ayrılarak kendi adıyla
bir siyasi parti kurdu.
Suhartolu yıllarda (1965-1998) geniş kesimleri içine alan baskı
ortamında ülkenin siyasi temelleri kabul edilen ‘Beş İlke’yi (Panca Sila)
tanıyan ilk dini yapı oldu. Bu dönemde, siyasal yaşamdan çekilerek daha çok
sosyo-dini çalışmalara yönelen Birlik, Suharto sonrasının ‘reform döneminde’
ise -en azından bazı yapılarıyla- diğer kesimler gibi siyasal yaşamda var olma
eğilimi sergiledi.
Özellikle ‘Beş İlke’yi benimsediğini ilanından sonra Birlik,
ülkenin seküler siyasi sisteminin bir garantisi olarak işlev gördü. Birlik ve
‘devlet’ arasındaki bağ, birlik mensuplarının çeşitli bürokrasi ve hükümette
görevlere getirilmeleriyle karşılık buldu.
Bunun en önemli göstergelerinden biri, Ulusal Uyanış Partisi
(PKB) ile siyaset sahnesine girmesi oldu. Bu partinin lideri ve aynı
zamanda Alimler Birliğin’in kurucusunun torunu Abdurrahman Wahid, bu dini yapı
içerisinde yürüttüğü görevinden ayrılarak 1999 yılında Devlet Başkanlığı’na
seçilmesi oldu.
Birlik yönetimi, mensuplarının siyasi eğilimlerine karışmaması
nedeniyle harekete yakınlık duyan kişiler çeşitli siyasi partiler altında
faaliyet gösterebilmektedir.
-Sivilleşme
Birlik’in siyasetle sivil toplumculuk arasında dönüşümünde 1984
yılındaki kararın önemli bir yer taşırken, pür sivil toplum çalışmalara
yönelmesiyle bazı çevreler tarafından ‘örnek bir kurum’ olarak gündeme
getiriliyor.
Sivilleşme çabasında zamanla gerek ülke içerisindeki gerekse
yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarında öğrenim gören kadroların zamanla
Birlik içerisinde önemli konumlara getirilmeleri başat rol oynadı.
Bu sürecin en önemli adımını siyaset alanında rol almaktan
ziyade, mevcut geleneksel dini okullar ile eğitim, bu kurumlardan yetişenler
vasıtasıyla toplum geneline yayılan dini tebliğ çalışmaları ve genel anlamda
toplumsal eğitime katkı yapan çeşitli kurumlarının öne çıkması
oluşturuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder