Mehmet Özay 04.12.2024
4 Aralık 1976 tarihinde bir siyasi hareket olarak, Açe
Özgürlük Hareketi’nin (Gerakan Aceh Merdeka-GAM), Hasan di Tiro
tarafından dünya kamuoyuna deklare edildi.
Hasan di Tiro adı, GAM ile özdeşleşmiş olduğunu söylemek
yanlış olmayacak. Tiro’nun olgun yaşlarına eriştiği bir dönemde, Amerika
Birleşik Devletleri’nde refah içerisinde süren yaşamını sona erdirme kararı
almasının ardından, Malaka Boğazı’nda bir gemiden tekneyle alınıp Kuzey
Sumatra’da karaya çıkmasıyla başlayan süreç, salt onun tekelinde başlayan bir
hareket olarak görülmemelidir.
Dönemin siyasi koşulları çerçevesinde, Endonezya
Cumhuriyeti’ne karşı bağımsızlık hareketi olarak gündeme gelen GAM’ı bir fikir
etrafında örüntüleyen Hasan di Tiro’nun, Endonezya bağımsızlığı öncesinde
Hollanda sömürge döneminin son yılları, onu takip eden 1942-1945 yılları
arasında Japon yönetimi tecrübesi ve nihayetinde, Endonezya Cumhuriyeti’nin
kuruluşu gibi siyasal dinamiklerin ardından Açe, yeni kurulan ulus
devletin bir eyaleti statüsüyle, yeni
bir siyasal unsura adaptasyonu tecrübe etmeye başladığını dikkate almak gerekir.
Açe’yi burada ‘bir siyasi akıl’ olarak kabul etmek
suretiyle, adaptasyon süreci söylemini bilerek kullanıyorum...
Bunun nedeni, Açe’nin 20. yüzyılın başlarına kadar süren
siyasi varlığının ardından, bir ulus devlet çatısı altında tam bağımsızlık
kavramıyla karşılaşmasının, yine o dönem akıllarda dipdiri varlığını sürdüren sultanlık
dönemi çerçevesinde, kendi bağlı olduğu siyasal sistemden ayrışmanın adı
olmasından kaynaklanıyor.
Bu kısa giriş, temelde bir hareket olarak GAM’ın,
tarihsel olarak nasıl anlaşılması gerektiğine dair bir fikir verdiğini
düşünüyorum.
Genel itibarıyla baktığımızda, literatürde ‘ayrılıkçı
hareket’ olarak zikredilmekle birlikte, kanımca bu oluşumu, bir düşünce
sisteminin uzantısı ve dönemin getirdiği şartlar içerisinde, bir askeri
harekete dönüştürmüş olmasıyla birlikte düşünmek gerekir.
Aksi halde farklı bir duruş, GAM’ı sıradan,
anti-merkezci, çatışmacı ruhu öne çıkan etnik milliyetçi gibi yüzeysel bağlamlarla
anlaşılmaya iter ki, bu durum hem, bu hareketin kurucusunun ideallerinin
farkında olunmadığını hem de, bölgenin uzun dönemli siyasal yapılaşmalarından
habersizsizliğini ortaya koyar.
Buradan, GAM’a ne oldu sorusunu sorarak yazıya devam
etmek mümkün. çeşitli vesilelerle yazdığım üzere, GAM siyasi ve askeri elitinin
yapılaşmayı sonlandırma süreci 2004 yılı sonunda bölgede yaşanan deprem ve
tsunami sonrasında Endonezya merkezi hükümetiyle başlatılan barış görüşmeleri
süreci oldu.
Tsunami öncesinde de barış süreçleri yaşanmasına rağmen,
2005 yılı başında başlayan sürecin aynı yılın 15 Ağustos günü anlaşmanın
imzalanmasıyla sonuçlanmasını, ‘doğal afetin’ doğurduğu psikolojik ve
sosyolojik gerçeklikle ilişkilendirmeye elverişli bir zemin olduğunu göz ardı
etmemek gerekir.
Helsinki Barış Anlaşması olarak tarihe geçen bu barış
anlaşması, Açe’yi ‘bağımsız’ bir siyasi yapıya taşımasa da, eyalet yönetimi,
yasama, ekonomi-dış ticaret gibi alanlarla ilgili maddelerle, önemli bir otonom
yönetim sürecine evirecek gayet önemli maddeler içeriyordu.
Bunların başında Açe’nin Açeliler tarafından yönetilmesi
ilkesinin maddeleşmesinin somut karşılığı, Endonezya’nın başka herhangi bir
eyaletinde görülmeyen bir uygulama olarak, Açe’de yerel siyasi partilerin
kurulması oldu.
Açe’nin nasıl yönetileceğine dair yasama süreci de ‘Açe
Yasası’ (LoGA) olarak bilinen Açe parlamentosunca ortaya konuldu.
O günden bu yana, dört yerel seçim geçti. 2007, 2012 ve
2017 seçimlerinde valiler GAM’ın eski sivil kanadında bulunan isimlerin katıldığı
ve seçimi kazandıkları dönemlerdi.
Dördüncü seçim geçen hafta yani, 27 Kasım’da yapıldı. Bu
seçimi de, barış anlaşması öncesinde, GAM’ın askeri kanadının son lideri
konumundaki Müzekkir Manaf kazandı.
Bununla birlikte, burada şu detayı da vermekte yarar var.
Açe’de yapılan bu seçimler eyaletin büyüklüğüyle kıyaslanmayacak ittifaklar
bloğu mücadelesine konu oldu. Geçen hafta yapılan yerel seçimlerde de bu
yakından gözlemleniyordu.
İttifak bloklarının sadece, Açe’deki yerel partilerle
sınırlı olmadığı, bunun yanı sıra ulusal düzeyde siyaset yapan partilerin de
yer aldığını hatırlatmak gerekir.
Açe gibi ülkenin en batısında bir anlamda -kimilerince
ileri sürüldüğü üzere, kıyıda köşede kalmış bir eyalet olarak görülmekle
birlikte, ulusal partilerin Açe siyasetine niçin bu denli önem verdikleri de
açıkçası bir araştırma konusu.
Endonezya’da 7 Şubat’ta yapılan devlet başkanlığı ve
parlamento seçimleri öncesinde ulusal partilerden ve başında başkan adayı
Prabowo Subianto’nun bulunduğu Gerinda, Açe yerel partilerinden GAM hareketinin
siyasi uzantısı Açe Partisi (Partai Aceh-PA) ile ittifak kurdu.
Öte yandan, son iki dönem devlet başkanlığı koltuğunda
oturan Joko Widodo’yu resmen desteklemiş olan, başında Megawati
Sukarnoputri’nin bulunduğu Endonezya Mücadeleci Demokrasi Partisi (Partai
Demokrasi Indonesia-Perjuangan-PDI-P), Açe’nin bir diğer eyalet partisi ve
yine GAM’ın uzantısı ancak, yaklaşık on yıl önce Açe Partisi ile yolları
ayırmış olan grubun kurduğu Açe Ulusal Partisi’yle (Partai Nasional Aceh-PNA)
ittifakıydı.
Ulusal siyasetin odağında ve son başkanlık seçimlerinde
birbirinin rakibi konumunda olan Gerinda ve PDI-P’nin Açe eyalet siyasetinde, GAM’ın
devamı hükmündeki iki yerel partiyle ittifakını doğru değerlendirmek gerekiyor.
Bu durum, Açe siyasi hareketinin öncü konumundaki yerel
partilerinin, merkez siyasetle yakınlaşması olarak değerlendirilebileceğini
akla getiyor.
Öte yandan, ulusal siyasetin en önemli siyasi
hareketlerinin Açe Eyaleti’ni ve de, bu eyaletin siyasi varlığını göz ardı
edemeyecekleri kadar önemli olduğunun farkında olduklarına işaret ediyor.
Yerel seçimlerin hemen öncesinde, devlet başkanı Prabowo
Subianto’nun özel danışmanı Fouka Noor Farid’in Açe’ye yaptığı ziyarette,
eyalet siyasetinin sembolik kabul edilen ancak, siyasal yaşama etkisi
noktasında önemine kuşku bulunmayan Tgk. Malik Mahmud al-Haytar’la görüşmesi ve
görüşmenin içeriği açıkçası merkez siyasetin Açe’ye ilgisinin en somut yanını
oluşturuyordu.
Yerel seçimler bağlamında Açe’de yaşanan ve bir anlamda,
siyasal olarak ‘birbirine muhtaçlık’ olgusunu ortaya koyan gelişmeler, GAM’ın
kuruluşundan bu yana geçen 48 yılın ardından ve 2010 yılında vefat eden Hasan
di Tiro sonrasında Açe’de, siyasal vizyonun nasıl ve ne yönde yapılandırılmakta
olduğuna dair yeni araştırmaların ortaya konulmasını gerektiriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder