Mehmet Özay 02.11.2018
thenational.ae |
Pakistan’da geçen
temmuz ayında yapılan genel seçimler sonunda ‘Pakistan Tehreek-e-Insaf’ (PTI) partisinin zaferi, uzun süredir
ulusal düzeyde başarı bekleyen İmran Khan’ın başbakanlık koltuğuna oturmasını
sağladı. Ülkede yaşanan siyasal değişim, kısa sürede bölgesel ve uluslararası
ilgilendiren bir boyuta taşındığı gözlemleniyor.
İmran Khan, geçen
Ağustos ayında, ülke tarihinin en olumsuz ekonomik koşullarının yaşadığı
yönündeki açıklaması ülkeyi Uluslararası Para Fonu (IMF) ile karşı karşıya
getirdiğinin en açık işaretiydi. Bu bağlamda, yeni hükümet IMF teslim olmamanın
yollarını ararken, bulunan çözüm yolları salt ekonomik bağlamı ile değil,
küresel siyasal ilişkileri de etkileme potansiyeli ile dikkat çekiyor. Bu
hususa aşağıda değineceğim.
Yeni
Pakistan Eski Pakistan’dan nasıl ayrışacak
Bu siyasi değişim,
ülkede Yeni Pakistan dönemi olarak anılırken, yenilik sadece bununla da sınırlı
değil. Ülke modern tarihinin en önemli ekonomik dar boğazını yaşarken, IMF’e en
az muhtaç olmanın ve bu bağlamda alternatif borçlanma yolları aramanın peşinde.
Bunun nedeni ise, İmran Khan yönetiminin, IMF yapılandırıcısı ABD’nin nüfuzunu
maruz kalmamak.
Yeni Pakistan
yönetimi ekonomik darboğazı aşma adına bir yandan Suudi Arabistan’a, öte yandan
Çin’e yanaşarak sadece ekonomik ilişkilerde Batı ile arasına mesafe koymakla
kalmıyor. Pakistan yönetimi bu girişimleri, bunun da ötesinde, çeşitli
bağlamlarda bölgesel ve küresel siyasal yapılaşmalara konu olacak gelişmeler olarak
okunmayı hak ediyor.
Yolsuzluk
temel sorun
Bağımsızlıktan bu
yana askeri rejimlere konu olmakla kalmamış, aynı zamanda ordunun sivil siyasal
rejimler döneminde de önemli bir güç merkezi olarak etkin olması çoğunluğunu
Müslümanların oluşturduğu bu ülkede çelişkileri de beraberinde getirmiştir.
Sahip olduğu
nükleer güce rağmen, istikrarlı ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek bir yana,
özellikle kamu sektöründeki yolsuzluklarla geniş toplum kesimlerinin
mağduriyetine konu olmuştur. Öyle ki, 2017 yılı küresel yolsuzluk sıralamasında
180 ülke arasında 117. sıradaydı.
Öte yandan, Pakistan
ve komşusu Hindistan arasında bir türlü sürdürülebilir barış ortamının
sağlanamamış olması; Afganistan’da yaşananlar ve çeşitli silahlı grupların
varlığı yapılanmalarının Pakistan üzerinde doğrudan ve dolaylı uzanımlarına
neden olurken bu gelişmeler güvenlik ve anarşi gibi siyasi yönetim ve geniş
kesimlerin gündelik yaşamlarına etkisi ile dikkat çekiyor.
Ekonomi
yönetimi ve siyasal çeşitlilik
Pakistan’ın işte bugün
karşı karşıya kaldığı ekonomik sorunun, yukarıda zikredilen sorunların
birleşiminin bir ifadesi olmadığı söylenemez. Ülkede çiçeği burnunda iktidar bu
süreci nasıl yöneteceği merak konusu.
Başbakan İmran
Khan’ın ülkenin küresel ekonomi yönetimi karşısında ekonomik bağımsızlığını en
azından bir ölçüde koruyabilmesi için ilk yurt dışı ziyaretini Eylül ayında Suudi
Arabistan’a yapmıştı. Bu ziyaretin en önemli yönünü Suud yönetiminden talep
edilen ekonomik yardım oluşturuyordu. Taraflar arasında yapılan görüşmelerin
ardından Pakistan altı milyar dolarlık ekonomik yardım almayı başardı.
Çin
ziyareti nelere gebe?
İmran Khan’ın bugün
başlayan Çin ziyareti işte böylesi önemli bir dönemde gerçekleşiyor. İki
ülkenin birbirine yakınlaşmasını daha önce Çin’in “Tek Yol Tek Kuşak”
projesinde ortaya konmuştu. Çin yönetimi, ‘kara ipek yolu’ olarak da bilinen bu
proje ile ülkenin batısını Pakistan’ın Hint Okyanusu’na açılan Gwadar limanına bağlamayı
hedefliyor.
İmran Khan’ın
Pekin ziyaretine rağmen, yukarıda zikredilen 62 milyar dolarlık kalkınma projesinin,
yeni hükümet tarafından 50 milyar dolara indirilmesi kararı bir çelişki olarak
yorumlanabilir. Bir başka çelişki ise, sabık başbakan Nawaz Şerif döneminde
yani geçen yıl benzer bir gerekçe ile Çin’den 6 milyar dolar borç alınmış olmasıdır.
İmran Khan’ın bugün Çin’e ziyareti yaşanan ekonomik darboğazın atlatılmasında
Pakistan’ın Çin’e ne denli bağımlı olup olmadığı sorusunu da gündeme
getirmektedir.
Pakistan
küresel aktörlerin mücadele sahası mı?
Pakistan’da
yaşanan ekonomik iflasın bu ülke yönetimince hal yoluna konulma çabasının
bölgesel ve küresel ilişkilerde yeni yapılaşmalar yol açması beklenebilir.
Bu anlamda,
Pakistan niyetlenilmemiş bir politikanın neticesi olarak, bir yandan
ABD-Hindistan bloğu, öte yandan Çin arasında gerçekleşecek bir çatışmanın
merkezi haline dönüşebilir. Öte yandan, Suudi Arabistan’ın Pakistan’da özellikle
de İran sınırı bölgesindeki enerji sahalarındaki yatırımlarının ve buna ilâve
olarak Körfez’deki Arap emirliklerinin mali desteği İran tarafından nasıl
değerlendirileceği de bir başka konu.
Pakistan-Çin
arasında yukarıda dikkat çekilen yakınlaşma, ekonomik bir birliktelik olarak
dikkat çekse de, bunun ötesinde bir anlam taşıyor. Bu bağlamda, iki ülkenin
siyasal anlaşmazlıklara konu olan Hindistan karşısındaki daha da yakınlaşması söz
konusu.
Pakistan-Çin
yakınlaşması, Çin’in Hint Okyanusu’nda giderek daha etkin bir rol almakta
olduğuna işaret ediyor. Öyle ki, Çin bugüne kadar Doğu Afrika’da Cibuti’de ve
Sri Lanka’da Hambantota liman işletmesinin ardından Pakistan’ın Gwatar limanındaki
varlığı sadece Hindistan için değil, ABD için de yeni bir rekabet ortamının
doğmakta olduğuna ortaya koyuyor.
Burada dikkat
çekilmesi gereken husus Pakistan’ın Çin’le yakınlaşması sadece
Pakistan-Hindistan ilişkilerindeki yüzyıllık gerginlikten doğmadığıdır. Elbette
ki, bunun geniş Asya-Pasifik içerisinde yer alan Hint Okyanusu-Batı Asya ve kısmen
Orta Asya bölgesinde güç ilişkilerindeki yeri yadsınamaz.
Pakistan
üzerinden yeni küresel yapılaşmalar
Bununla birlikte,
Pakistan’ın ekonomik dar boğazı ve buna temel teşkil eden sosyo-politik
bölünmüşlüğü ve bölgesel/küresel terör yapılanmalarının tam da odağında
bulunması gibi nedenler, birbirleriyle rakip konumdaki güçlü aktörlerle
birlikte ve yanyana olmasına neden oluyor. Bu gelişme, Pakistan’ı arzu ettiği
istikrarlı bir siyasal ve ekonomik yönetime kavuşturup kavuşturmayacağı ise
merak konusu.
Bir Batı Asya
ülkesi olan Pakistan’da yaşananlar Çin’den Hindistan’a kadar ve oradan Arap
Yarımadası’na kadar geniş Asya-Pasifik coğrafyasını etkileyecek gelişmelere
neden oluyor. Pakistan’da yeni dönemin hemen başlarında İmran Khan hükümetinin
ekonomiyi rayına oturtma çabasının ülke halkının refahını sağlama gibi bir
amacı kadar, bunun dışında küresel ilişkilerin şekillenmesini sağlayan bir
vechesi bulunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder