Mehmet Özay 19.10.2018
foto: Thestar.com.my |
2015 yılı Şubat
ayında beş yıllık hapis cezası nedeniyle milletvekilliği düşen Enver İbrahim 13
Ekim’de yani geçen Cumartesi günü Port Dickson şehrinde yapılan seçimin
ardından yeniden mecliste.
Negeri Sembilan
eyaletine bağlı, bir deniz üssü olarak da bilinen Port Dickson şehrindeki
seçimde Enver İbrahim’in yanı sıra çeşitli partilerin yanı sıra bağımsız
adayların da yer almıştı. Enver İbrahim, kullanılan toplam 43.489 oyun
31.016’sını alarak tarihi bir seçimi kazanmış oldu. Bu sonuç, iktidarın 9 Mayıs’taki
seçiminin ardından -bir tek seçim bölgesinde olsa da, halkın yeni iktidara olan
güveninin pekiştirilmesini sağlayan önemli bir gelişme olarak kabul ediliyor.
Reform döneminin pratiğe geçirilmesi
Port Dickson seçimini önemli kılan unsurlardan biri
çok etnikli, çok dinli bir yapıya sahip olması bağlamında, ülkeyi temsil
edebilecek önemli bir belde olması.
Bu anlamda, şehrin demografik dağılımına bakıldığında,
Müslüman Malay nüfus yüzde 42.7; Çinli nüfus yüzde 33.1 ve Hint kökenliler ise
yüzde 22’lik bölümü teşkil ediyor. Bunun yanı sıra, bölgede adına Orang Asli denilen, görece az bir orana
tekabül etse de şehrin etnik dağılımında yer alan bir toplumsal yapının
olmasını da unutmamak gerekir.
Dolayısıyla bu demografik yapının Enver İbrahim’e
teveccühü, onun 1990’ların sonlarında başlattığı reform programında ülkenin tüm
etnik ve dini gruplarını içine alan düşüncesinin pratiğe geçirildiğinin bir
kanıtı olarak da okunmaya elveriyor.
9 Mayıs
seçimlerinde Halkın Adaleti Partisi’den (PKR) Port Dickson milletvekili seçilen
Danyal Balagopal Abdullah’ın istifasıyla boşalan milletvekilliği için yapılan
seçimi Enver İbrahim’in yanı sıra çeşitli partilerin yanı sıra bağımsız
adaylarla birlikte toplam 8 aday katılmıştı.
Enver’le yeni dönem
Seçimin ardından
Pazartesi günü yani 15 Ekim’de yapılan yemin töreniyle Enver İbrahim, Federal
Meclis’te milletvekilliği süreci yeniden başlamış oldu.
Onun bu seferki
meclis üyeliğini farklı kılan, artık iktidardaki koalisyon güçlerinin yanı
sıra, yaklaşık yirmi yıldır reform için
mücadele veren ve 9 Mayıs seçimleri sonrasında en güçlü siyasi parti olarak
çıkan PKR’ın genel başkanı hüviyetine sahip olmasıdır.
Böylece, Enver
İbrahim, iktidarı oluşturan çok partili koalisyonun önemli lideri olarak
sorumluluğunu artık meclis üyesi olarak daha aktif olarak ortaya koyması
bekleniyor.
Sultan’ın bağımı ve siyasal adaletsizlik
Enver İbrahim,
cezavinde bulunması nedeniyle 9 Mayıs seçimlerine katılamamıştı. 2012 yılında
hakkında açılan ikinci livatalık davası sonrasında 2015 yılında beş yıl hapis
cezasına çarptırılan Enver İbrahim’in milletvekilliği düşmüştü. Ancak 9 Mayıs
seçimlerinde muhalefetin iktidarı ele geçirmesinden kısa bir süre sonra, Federal
Sultan tarafından hakkındaki suçlamalardan bağışlanarak özgürlüğüne kavuşmuştu.
Federal Sultan
Enver İbrahim’i bağışlarken, bir siyasi baskıdan öte, görüşme sırasında dile
getirdiği üzere bu siyasi lidere yönelik açılan davaya inanmadığı ve adalet
içeren bir karar olmadığı yönündeki görüşü dikkat çekiciydi.
Federal Sultan’ın
bu görüşü, sıradan bir bağışlama olmanın ötesinde, ulusal siyasette yaşanan kan
kaybının ve adaletsizlikler ortamını görünür kılması açısından kayda değer bir
gelişmeydi. Ve belki de bu karar, ülkenin sembolik lideri konumundaki sultanlık
makamının son dönemde aldığı en önemli karar olmakla tarihe geçti.
Başbakanlık yolu
13 Ekim’de Port
Dickson’da yapılan seçim Enver İbrahim’in başbakanlığı yolunda önemli bir adım
kabul ediliyor. Bu sürecin doğal bir seyir mi takip edeceği yoksa siyasilerin
şahsi ihtiraslarının mı öne çıkıp bir çatışma ortamına dönüşüp dönüşmeyeceği de
ülke siyasi gündeminin belki de en önemli konularından biri.
Ancak, daha 9
Mayıs seçimleri öncesinde, hatta 2016 yılı sonlarından başlayarak Ulusal Malay
Birleşik Organizasyonu’dan (UMNO) ayrılarak yeni bir siyasi parti kuran Dr.
Mahathir Muhammed ile o dönem muhalefeti oluşturan üç partinin yani Halkın
Adaleti Partisi (PKR), Demokratik Eylem Partisi (DAP) ve Emanet Partisi-
partilerin liderleri ile yapılan görüşmelerde, seçimin kazanılmasının ardından
kimin başbakanlık koltuğuna oturacağı konusunda ortak görüş Dr. Mahathir olarak
belirlenmişti.
Ancak gerek Dr.
Mahathir’in ilerlemiş yaşı, gerekse Enver İbrahim’in muhalefetin doğal lideri
olma vasfı ve seçmen kitlesinin talepleri göz önüne alınarak Dr. Mahathir’in
başbakanlığının iki yıla varan bir süre olarak belirlenmesi ve ardından
başbakanlığın Enver İbrahim tarafından yürütülmesi kararında fikir birliği
sağlanmıştı.
Dr. Mahathir ve Enver İbrahim sürtüşmesine yer yok
Şimdi Dr. Mahathir
ile Enver İbrahim arasında liderlik değişim sürecinin herhangi bir sarsıntıya
yer vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu konuda her iki liderin
de temkinli olduğu gerek iktidar partileri ve özellikle de dışındaki siyasi hareketlerin
ve çevrelerin iki lider arasını açmaya, bir kaos ve istikrarsızlık ortamı
oluşturmaya matuf çıkışlarına rastlanmaya başlandı bile.
Ancak Enver
İbrahim bu konuda zaman zaman yaptığı açıklamalarla bu tür beklentilerin önünü
almaya çalışarak bir güven ortamı tesisine katkıda bulunuyor. 13 Ekim seçiminin
ardından meclisteki varlığının da bir acil başbakanlık çağrısı yerine, Dr.
Mahathir’e verilen sürenin dolmasını beklemek şeklinde olacak.
Bu sürenin
beklenmesi, iktidarı oluşturan koalisyon partilerinin iktidar yapılanmasını ve
ülke bürokrasisine adaptasyonu anlamında da büyük önem taşıyor. Nihayetinde
UMNO gibi bir kurucu güç içerisinde 1970’lerden itibaren var olan Dr.
Mahathir’in tecrübesi diğer parti liderleri ile kıyaslanmayacak ölçüde.
UMNO güç kırılması yaşarken, mevcudiyeti hala devam
ediyor
Unutulmamalı ki,
gerek 9 Mayıs seçim atmosferi gerek sonrasında oluşan gelişme, açıkcası 62 yıl
boyunca iktidarı oluşturan Ulusal Cephe’nin ve özellikle de bu cephenin
omurgasını oluşturan UMNO’nun böylesi önemli bir siyasal değişikliğe ne denli
hazır olduğu ve buna izin vereceği de gündemin önemli konularındandı. Bu
bağlamda, UMNO sadece ülkenin en önemli siyasi hareketi olarak görmek yanıltıcı
olacaktır.
UMNO, özellikle
Malay çoğunluğun hakim olduğu ve adına iktidar aygıtı denilen içinde silahlı
kuvvetler, emniyet, dışişleri, savunma, adalet mekanizması gibi can alıcı
kurumların yanı sıra, tüm ekonomik yönetim birimlerini kontrol altında tutan
dev bir yapı olarak düşünmek gerekiyor. Zaten bu nedenle, 9 Mayıs seçim
sonuçlarının açıklanması, neredeyse 24 saate varan bir süreyle gecikmiş ve
nihayetinde ülkede iktidar değişikliğine ‘onay’ verilerek muhalefet partileri
koalisyonu iktidar koltuğuna oturmuştu.
Seçim sonuçlarının
gecikmeli olarak açıklanmasının nedeni ise, ülkede siyasal değişikliğin önünü
alma yönünde bir çabanın sergilenme çabasına maruz bırakıldığı anlaşılıyor.
Ülkenin ‘derin’ güçlerinin Dr. Mahathir’in başbakanlığını engellemek onun
yerine, daha ‘mülayim’ ve ‘anlaşmaya müsait’ bir siyasi kişilik olarak kabul
edilen PKR lideri Dr. Wan Azizah’nın önerildiği açıklamaları geçtiğimiz
günlerin en önemli konusuydu.
Bu bağlamda, Yeni
Malezya’nın oluşumu sürecine geçildiği bu birkaç aylık süreç, Enver İbrahim’in
mecliste temsili ile yeni bir aşamaya evrilmiş durumda. Ancak ‘Yeni Malezya’
kavramının kalıcı ve sürdürülebilir bir nitelik arz etmesi için sadece siyasal
yaşamda değil, toplumsal ve bürokratik yapılaşmanın her köşesinde yapılması
gereken daha çok iş var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder