21 Mart 2025 Cuma

Eski başkan yardımcısı Mike Pence, Trump’ı eleştiriyor / Former Vice President Mike Pence criticizes Trump

Mehmet Özay                                                                                                                            20.03.2025

Başkan Trump ve hükümetinin gümrük vergileri politikası karşısında ekonomi çevreleri, ulusal ekonominin durgunlaşma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna vurgu yapıyorlar.

Bu gelişme, kamuoyunda Trump politikalarına yönelik eleştirilerin gelişmekte olduğuna dair ipuçları verirken, bu konuda önemli söylemlerden biri, Trump’ın birinci dönem başkan yardımcısı Mike Pence’den geliyor.

Trump politikaları ve Cumhuriyetçiler

ABD’de başkan Donald Trump ve yönetiminin sergilemekte olduğu politikaların, ABD’yi ve de küresel toplumu nereye evireceği konusu pek çok çevre tarafından yakından takip ediliyor.  

Bu çevreler arasında, ABD’de Trump’ın mensubu olduğu Cumhuriyetçi Parti içerisinden bazı çevrelerin varlığını yabana atmamak gerekiyor.

Trump denildiğinde, ABD’de akla sadece muhalefetteki Demokrat Parti ve çevrelerinin eleştirileri gelmiyor artık.

Aksine, muhalefet partisi Demokratlar bir yana, Cumhuriyetçiler yani, Muhafazakarlar içerisinde de, tepkilerin giderek gündeme gelmeye başlamasıyla Trump politikaları yakından takip edilerek değerlendirilmeye tabi tutuluyor.

Pence’den eleştiri

Bu çevreler arasında, Demokrat Parti’den ve Trump’ın birinci dönem başkanlığında yardımcılığını yapan Mike Pence’ın başta geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Pence, hem iç politika hem de küresel politikalar noktasında Trump açılımlarına yönelik eleştirilerini ortaya koyuyor.

Pence’in, Donald Trump’ın yardımcısı olması gibi yakınlığı ile ondan ayrılışı ve de Trump’ın ikinci başkanlık sürecinden itibaren ortaya koyduğu siyasi tutum yakından incelenmeyi hak ediyor.

Pence, tıpkı eleştiri geliştirdiği Trump gibi uluorta görüşlerini uluorta bir şekilde gündeme taşımıyor.

Daha dikkatli ve temkinli adımlarla bir anlamda, rakibi konumunda görülebilecek Trump ve onun geliştirmekte olduğu politikalara muhalefet ediyor.

Pence’in kurucusu olduğu “Amerikan Özgürlüğünü Geliştirme” (AÖG) kurumu bu anlamda, Trump politikalarına yönelik çekincelerini dikkatli bir dille ortaya koyuyor.

AÖG tarafından, Trump politikalarına yönelik geçen hafta yayınlanan rapor, üzerinde durulmaya değer.

Ciddi kaygı

20 Ocak’dan bu yana, Trump yönetiminin sergilediği iç ve dış politikalar, reformculuk yerine belki de bir anlamda, devrimcilikle anlaşılabilecek boyutlar içeriyor.

Federal kamu görevlilerini, uluslararası yardımlarında başını çeken USAid gibi kuruluşları hedef alan yaklaşımı, göçmen yasası, sağlık bakanlığı politikası vb. iç kamuoyunu doğrudan ilgilendiren alanların başında geliyor.

Bununla birlikte, bunları aşan ve bütünlüklü anlamda ABD ekonomisini etkileyeceği konusunda ciddi kaygılara neden olan gümrük vergileri konusu öncelikli bir yeri tutuyor.

Rapor

AÖG’nun yayınladığı raporda, Trump’ın küresel olarak adlandırılmayı hak eden gümrük vergisi artımına dair 15 önemli tehdidin varlığına dikkat çekiliyor.

Rapor temel itibarıyla, gümrük vergilerinin artırılmasını eleştiriren, ABD’de geniş toplum kesimlerinin ekonomik yaşamını kolaylaştırmanın yolunun serbest ticaretten geçtiğine vurgu yapıyor.

Öyle ki, tıpkı isyancı Senatör olarak adlandırılan Rand Paul’un da savunduğu üzere, gümrük vergilerinde artışa gidilmesinin borsada, tüketici güven endeksine yansıyan sarsıcı sonuçları ile ABD’nin küresel ittifaklarıyla arasının açılmasına değin varan etkileri, Trump politikalarına neden olan eleştirilerin nedenini teşkil ediyor.

Temelde, ne Trump’ın ne de Hazine Bakanı Scott Bessent’in yadsıdığı yüksek gümrük vergileri nedeniyle ülke ekonomisinin etkileneceği yönündeki yaklaşımın Pence örneğinde olduğu gibi, Cumhuriyetçi çevreler tarafından eleştiriliyor olmasıdır.

Her ne kadar, Trump, “görüp bekleyim” tarzında bir yaklaşımla uygulamakta olduğu politikaların haklılığına vurgu yaparken, Pence bu politikanın açmazlarını gündeme taşıyor.

Trump popülizmi

ABD’deki gelişmelere bakıldığında, sadece bir siyasetçinin yani, başkan Donald Trump’un kendi ülkesini yani ABD’yi, öteki ülkeler karşısında yeniden büyük yapma idealiyle belirlenmiş ve toplumun tümünün, onun arkasında gittiği şeklinde anlaşılamayacak bir durumun olduğuna işaret ediyor.

Cumhuriyetçi çevrelerde etkin olduğu anlaşılan Amerikan Özgürlüğünü Geliştirme gibi ve benzeri bazı Muhafazakar oluşumların ortaya koydukları yaklaşım, Cumhuriyetçi Parti geleneğini temsil etmeleriyle Trump’ın öncülüğünü yaptığı politikacı tipinden ve onun ortaya koyduğu politikalardan ayrılıyor.

Muhafazakar gelenek kavramının öne çıktığını söyleyebileceğimiz bu tutumda hedefte, Trump’ın ortaya koyduğu ve ‘popülist politikalar’ olarak adlandırılan duruma yönelik olduğu gözlemleniyor.

Bir yanda reform ötesi, diğer yandan popülist politikalar Trump’ın sergilemekte olduğu siyaset yapma biçimi ve icraatlarının yerleşik kanunları ve anlayışları yıkmaya matuf olduğu ortada. 

Trump da zaten bunu yadsımıyor...

Ve de bu nedenle, “Amerika’yı Yeniden Büyük Yapmakla” (Make America Great Again-MAGA) doğrudan ilişkilendirilen ‘Trumpizm’ denilen ve kendine özgülükleriyle tanımlanan, bir tür siyaset yapma biçimine atıfta bulunuluyor.

Küresel politikalar

Trump yönetimi, sadece ABD’yi büyük yapmakla ilgilenmiyor...

Bunun dışında ve ötesinde, dünya’ya yeni bir nizam verme peşinde ve bu arzusunu da, özellikle Orta Amerika’dan, Orta Doğu’ya, Kuzey Amerika’dan Orta Avrupa’ya değin uzanan politikalarıyla ortaya koyuyor.

Henüz Trump yönetiminin, örneğin Asya-Pasifik, Afrika gibi bölgesi gibi henüz doğrudan ve etkin bir şekilde değinmediği alanlar da var...

Bir açıdan bakıldığında, ABD’yi büyük yapmanın, dış politikada veya uluslararası ilişkilerde yeniden inşacılık rolüyle şekillendirilmeye çalışılan jeo-politik gelişmelerden geçtiğini de söylemek yanlış olmayacaktır.

Trump yönetiminin 20 Ocak’tan bu yana hayata geçirmekte olduğu bu ve benzeri politikalar karşısında Pence, sessiz kalmıyor. Örneğin, Ukrayna konusunda Trump’dan gayet farklı görüşlere sahip.

Ve Rusya devlet başkanı Putin’in olası bir sınır genişletme çabaları karşısında ABD askerinin sahada hazır olması gerektiğine vurgu yapıyor.

Bu anlamda, Pence’in Avrupa’nın öncü güçlerinde ortaya konulan politikalral benzerlik taşıdığını söylemek gerekir.

Bir başka ifadeyle, Pence, Trump’ın Ukrayna konusunda izlediği politikayla sadece, ABD’nin askeri harcamalarıyla ilgili bir sorun olmadığını, aksine bunun ötesinde NATO bünyesinde ele alınmayı hak eden daha bütüncül bir politik duruş sergiliyor. 

ABD’de Donald Trump’ın ikinci başkanlık sürecinin ikinci ayı dolarken, ulusal ve küresel politakalarına yönelik eleştiriler mensubu olduğu Cumhuriyetçi Parti içerisinden de gelmeye başladı.

Eski başkan yardımcısı Pence’in eleştirileri bu anlamda yabana atılacak gibi değil. Bunun yanı sıra, Pence’in kurucusu olduğu Amerikan Özgürlüğünü Geliştirme kurumunun yayınladığı rapor, önümüzdeki süreçte benzeri eleştirilerin artarak devam edeceğini gösteriyor.

https://guneydoguasyacalismalari.com/eski-baskan-yardimcisi-mike-pence-trumpi-elestiriyor-former-vice-president-mike-pence-criticizes-trump/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder