Mehmet
Özay 25.02.2018
Önümüzdeki yıl Singapur Adası’nın
kuruluşunun 200. yılı kutlanacak. Bundan tam 199 yıl önce 6 Şubat’ta Ada,
içinde bulunduğu sosyo-kültürel evrenin dışında bir yapının etkisiyle yeni bir
yönetimle ve yeni bir anlam dünyasıyla tanıştı.
Bu Ada’nın serüveni üzerinden, genel
anlamda sömürgecilik, özelde de İngiliz sömürgeciliği üzerinde önemle
durulabilir. Öyle ki, Ada’nın kuruluşu ve bugüne kadar geçen süreç, sanki bize herhangi
bir insan toplumu tarafından mekân ve yurt seçilmediği anlamında bir yorum
yapmaya sevk edebilir. Bununla birlikte, hiç kuşku yok ki bu süreç, bugün adına
Singapur Cumhuriyeti denilen Ada devletinin, bir başka ada devleti yani,
İngiliz Krallığı’nın doğu denizlerinde ve buraları çevreleyen kara parçalarında
sergilediği ticarei, ekonomik ve hatta siyasi varlığını korumaya yönelik
çabalarının bir ürünü olarak gündeme gelmesiyle bağlantılıdır.
Ada’nın kurucusu unvanını taşıyan Thomas
Stamford Raffles, İngiliz sömürge imparatorluğu’nun Asya ve özellikle de
Güneydoğu Asya bölgesinde yetiştirdiği önemli bir isimdir. Genç yaşında sömürge
merkezinde katiplik düzeyinde başladığı ‘çıraklık’ döneminin ardından Kalküta,
Penang, Java ve nihayetinde Singapur’la taçlandırılmış bir sömürge memuru
olmanın ötesinde bir anlama sahiptir Raffles.
Raffles, imparatorluğa hizmetini
yüce bir bağlılık şuuru ile yerine getiren bir memur olmakla kalmadığını,
görece kısa süren yaşam süresince ortaya koymuş bir isimdir. Günümüzde Raffles
adı Singapur’la özdeşleşmiş olsa da, onun özellikle Penang Adası’nda bulunduğu
sırada Açe Darüsselam Sultanlığı yönetimi ile yaptığı uzun görüşmeler, Napolyon
Savaşları sırasında Hollanda Krallığı’nın Takımadalar’daki sömürge başkenti
Batavia’yı (Cakarta) beş yıl boyunca (1811-1816) yönetmesi, hem bu coğrafyalara
bıraktığı izler hem de kendi yaşam hikâyesi açısından önem taşımaktadır.
Raffles’ın Singapur Adası’nın
önemini 1816 yılında keşfetmesinin hemen akabinde, yani 1819’da Ada’nın kuruluşunu
William Farquar ile gerçekleştirmiştir. Tabii burada, Ada’nın ‘gerçek’
kurucusunun Raffles mı yoksa Farquar mı olduğu noktasında bazı tartışmalar
olduğunu da hatırlatalım. Burada dikkat çekilmesi gereken bir husus, İngiliz
sömürge yönetiminin katip ettiği siyasi yapılaşmadır. Tıpkı Penang Adası’nın
Kedah Sultanlığı’ndan ‘alınmasında’ olduğu gibi, Singapur Adası’da o dönem
Cohor-Riau adıyla anılan bir ucu Malaya’da diğer ucu Doğu Sumatra’daki siyasi
yapının bir daha birleşmemesine bölünmesi ile sonuçlanan süreci başlatmıştır.
Bunun bir sonraki aşamasında, 1824
yılında İngiltere ve Hollanda arasında imzalanan Londra Anlaşması ile Malaka
Boğazı’nın kuzey ve güneyinin aynı antropolojik ve sosyolojik yapının unsurları
olan toplumların birbirlerinden koparılışının yaşandığı bir safhaya taşınması
olmuştur. Bu noktada, sömürge yapılara yönelik ‘suçlayıcı’ algının yerine, daha
çok bölgedeki İslami siyasi yapılarının kendi içlerindeki sorunlar,
yalpalamalar ve çöküşler tecrübe ettikleri üzerinde düşünmeye ve araştırmaya
sevk etmelidir.
Raffles’ın Ada’daki valilik görevi,
sadece Ada’nın aradan geçen iki yüzyıllık süreçte kat ettiği mesafedeki rolünü
ortaya koymaz. Belki de bundan çok daha önemlisi, İngiliz imparatorluğu Doğu
Hint yönetimi merkezi Kalküta’yı Çin’e ve dolayısıyla Hint Okyanusu’nu Malaka
Boğazı üzerinden Güney Çin Denizi’ne bağlaması anlamına gelir.
Bu su yolları, bölgede 15 yüzyıl
sonu ve 16. yüzyıl başlarında zuhur eden sömürgecilik süreci öncesinde sahip
olduğu dinamik yapısını, özellikle 18. yüzyıl ikinci yarısından itibaren İngiltere
Krallığı’nın Hint Alt Kıtası’na yerleşme çabaları ve bunu giderek teritoryal
egemenlik sahasına yayarak gerçekleştirmesiyle farklı bir evreye taşınmıştır. Bu
su yolları, dün sahip olduğu öneminden bir şey kaybetmediği ve bugün dahi
dünyanın gözünün üzerinde olması dolayısıyla, küresel güçler veya küresel güç
olma eğilimindeki yapılar tarafından jeo-stratejik önemine yapılan vurgularla
ve pratiklerle ortaya konulduğu üzere gündemde yer işgal etmektedir.
Buradan yeniden Raffles’a dönecek
olursak… Raffles’ın Singapur’da karaya çıkıp kısa süre sonra ilk yönetim
binasını inşa ettiği yerdeki anıtının yanı sıra, adına kurulu yapıların varlığı
da bu sömürge memurunun bugün dahi adının yaşamasına sebep olmaktadır.
Ancak unutulmaması gereken önemli
bir husus varsa, o da Raffles’ın sömürge memuru olarak bulunduğu topraklardaki
toplumların tarihi, kültürü, doğası, coğrafyası gibi bir sosyal yapıyı
oluşturan unsurların neredeyse tüm özellikleriyle tanıma konusunda ortaya
koyduğu çabadır. ‘Sömürge etiği’ adını verdiğim kavram bağlamında ve pratiğinde
önemli bir yeri olduğunu düşündüğüm Raffles, Singapur’un kuruluşuyla birlikte ‘yerli
elit ailelerin çocuklarına yönelik eğitim faaliyetini başlatması’, yaşamını
yitirmesinin ardından onun adına kurulan ‘Raffles Yüksek Öğretim Bursu’ gibi
bir yapının ortaya konmasıyla süreklilik arz etmiştir. Tabii, Raffles’ın ‘yerli’
derken, Malay Müslüman yönetici kesiminin çocuklarına yönelik eğitim vurgusu ve
eğitim alanında attığı tohumların ‘Malay Müslümanlardan’ daha çok, zaman
içerisinde bölgenin başat göçmen unsuru Çinliler tarafından değerlendirilmiş
olmasının da üzerinde ayrıca düşünülmesi ve araştırmaya muhtaç bir yanı
olduğunu söylemek gerekmektedir.
Raffles, “alçakgönüllükle” yerli
ailelerin çocuklarının eğitimi konusunu gündeme getirirken, Ada’nın zaman
içerisinde gerek Takımadalar bölgesinde ve gerekse bugün de gözlemlendiği üzere
bölgenin önemli eğitim kurumlarına sahip bir nitelik kazanmasında kurucu bir
rol üstlenmiştir. Raffles, eğitimin hangi kanallarla ve hangi kültürel
donanımla yürütüleceğine dair de temel hususlarda rol almış ve misyonerlik
faaliyetlerine konu olan kurumların Ada’da daha ilk yıllardan itibaren faaliyet
göstermelerinin önünü açmıştır.
Burada dikkat çekmek istediğim bir
başka husus ise, İngiliz deniz ve sömürge imparatorluğu içerisinde Singapur’la
birlikte, ki bu Ada’nın da tarihi, geleneksel ve doğal bağlamlarda içinde yer
aldığı Malaya’nın neye tekabül ettiği konusunda bilgi düzeyindeki
yanlışlıklardır. Bunun, sadece dışarlıklılarda değil, hatti zatında İngiliz
toplumunda da zuhur ettiğine dair referanslar bulmak mümkün.
Straits Times Weekly Issue’nun 16
Temmuz 1884 tarihli nüshasında yer alan bir makalede bu konuya değinilerek, “Boğaz
Yerleşimleri Kolonisi” (Colony of Straits Settlements) adı verilen bu bölgenin
İngiliz sömürge yönetimi için sağladığı maddi ve manevi tüm avantajlar
arasındaki uyuşmazlığa vurgu yapılır. Öyle ki, Singapur Adası kıtalararası
ulaşım ağının odağında yer alması nedeniyledir ki, “Altın Yarımada” adıyla
anılan “İngiliz Malayası”nın önemli bir giriş kapısıdır. Ada’nın, bir yandan Avrupa
ve Hindistan, öte yandan Çin, Siam, Avustralya arasında deniz ulaşımının
merkezinde bulunuşu buranın niçin vazgeçilmez bir merkez olduğunu açıkça ortaya
koymaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder