Mehmet Özay 09.08.2016
Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo,
iki yıldan daha az bir süre içerisinde ikinci kez kabine değişikliğine gitti. Bu
sıradan bir değişim değil, aksine dokuz yeni ismin bakanlığa getirilmesi ve
dört ismin de başka bakanlıklara atanmasıyla önem arz ediyor. Ülkede başkan ve
yardımcısının seçilme süreçleri ve bu bağlamda siyasi partilerin oynadıkları
rol, bugün yaşanan kabine değişikliğinde de kendini gösterdi.
2014 seçimleri öncesinde önemli
reformlar vaat eden Jokowi’nin başkanlığının ilk iki yılında söz konusu vaatlerin
pratiğe geçirilebildiğini, bir başka ifadeyle Başkan’dan büyük umutları olan
halkın gelişmelerden tatminkâr olduğunu söylemek güç. Bu noktada, Başkan’ın
kabinede ikinci ve de önemli bir değişikliğe daha gitmesi bunun göstergesi. Halka
yakınlığıyla tanınan Jokowi’nin, Endonezya Mücadeleci Demokrat Parti (PDI-P) üyeliğinin
dışında siyasi partilerin ‘derin’ yapılarıyla organik bağı bulunmuyor.
Bu nedenle, reform çabası arzu edilen
bir istikamette ilerleyememesine rağmen, Jokowi’nin devlet başkanlığına giden
süreçte halktan aldığı desteğin şu veya bu şekilde halen sürdüğü de görülüyor.
Ancak ülkede beş yılda bir yapılan başkanlık seçimleri için hazırlıkların
üçüncü yıla girilmesiyle başladığı düşünüldüğünde Jokowi’ye halk desteği kritik
bir aşamada bulunuyor. Uzun yıllardır siyasi partilerden umduğunu bulamayan
geniş halk kesimleri nezdinde Jokowi’nin bir umut olarak ortaya çıkması tesadüf
değildi. Ancak Jokowi’nin tek başına bu süreci götürmesi ve halkın sorunlarına
pratik karşılık bulma çabası da mümkün değil. Bu nedenle, Jokowi kendisini
destekleyen siyasi partiler koalisyonunu genişletirken, partilerin sunduğu
adaylar arasından tercihlerle kabineyi oluşturuyor. Bu çerçevede 2014
seçimlerinden sonra Jokowi’yi destekleyen partiler mecliste yüzde kırklardaki
destek bugün yaklaşık yüzde yetmişlere ulaştı.
Jokowi iktidarında üçüncü kabinede bazı
isimler özellikle dikkate alınmayı gerektiriyor. Bunlar arasında Siyasi, Hukuk
ve Güvenlik İşlerinden Sorumlu Koordinasyon Bakanlığına getirilen eski general,
Hanura partisi kurucusu ve önceki dönem başkan adaylarından Wiranto. Wiranto,
başından bu yana Jokowi’ye destek verse de, bugüne kadar kendisi kabine de yer
almamıştı. Bunun yanı sıra bu bakanlığın son derece stratejik oluşunu da bir
yere not etmek gerekir. Doğu Timor ve Açe süreçlerinde adı insan hakları ihlâlleriyle
anılan Wiranto’nun böylesine önemli bir bakanlığa getirilmiş olmasının süreçte
eleştirileri de beraberinde getirecektir. Bir diğer bakan ise, Susilo Bambang
Yudhohoyo (SBY) başkanlığı döneminde Maliye Bakanlığı yapan (2005-2010), ardından
Dünya Bankası’nda üst düzey bir göreve atanan Sri Mulyani Indrawati. Sri
Mulyani’nin bakanlıktan ayrılmasında o dönem ‘Bank Century’ vakası olarak
kayıtlara geçen yolsuzluk etken olmuştu. Aradan geçen beş yılın ardından Sri
Mulyani’nin yeniden aynı bakanlık koltuğuna oturması onun aklandığı anlamına
geliyor. Ancak tezat içeren husus, o tarihlerde bakanlıktan ayrılması için
baskı kuran çevrelerin, ki bunlar arasında bugün hükümete destek veren Golkar
Partisi de bulunuyor, bugün bakanı alkışlarla karşılamasıdır. Sri Mulyani’nin
yeniden göreve getirilmesinde, ekonomik kalkınmada geçen yıl yüzde 4.79, bu
yılın ilk altı ayında da 4.92 olarak, yani 2010’lu yılların en düşük seviyesini
görmesinin rolü büyük. Ülkenin önemli dini/sivil toplum kuruluşlarından
Muhammediyye’ye mensup Malang Muhammediyle Üniversitesi Rektörün Muhadjir
Effendy’nin Eğitim Bakanlığı’na getirildi.
Bu noktada, 2014 seçimleri öncesi ve
akabinde Müslüman çevrelerin Jokowi’ye yönelik eleştirilerinin, bu son atamalar
ve ittifaklarda da ortaya çıktığı üzere Muhammediyye’nin Başkanla
‘ilişkilerini’, PKS’in başkana verdiği destekle birlikte değerlendirmek
gerekir. Daha önce Başkan’a eleştirel yaklaşan Müslüman çevrelerin bu değişimin
nedenleri de dikkatle incelenmeyi gerektiriyor. Bununla birlikte, Müslüman
çevrelerin Başkan’la ilişkilerinde farklılaşmanın daha başlardan itibaren
gündem geldiği de biliniyor. Bu çerçevede, Diş İşleri ve Sosyal İşler
Bakanlarının Alimler Birliği’ne (Nahdat’ul Ulama) bağlı kişiler olması bunun
göstergesi. Bakanlık değişimi konusunda ise Başkan’a en yakın isimlerden biri
olarak bilinen eski general Luhut Paddjaitan’ın Siyasi, Hukuk ve Güvenlik
İşlerinden sorumlu koordinasyon bakanlığından Denizcilik İşleri Koordinasyon
Bakanlığına atanması oldu. Başkanın ‘yakın iş arkadaşı’ olmasının dışında,
kabinede giderek öne çıkan ve bir Başbakan gibi hareket eden Luhut’un bu yeni
atamayla belli bir ‘sınıra’ çekildi.
Tabii burada siyasi partiler Jokowi’yi
niçin destekliyor sorusu önemli. Bakanlıkların her birinin kendi iç dinamikleri
ve bu dinamiklere hakim olma arzu ve çabası siyasi partileri kabinede yer
almaya iten en önemli faktör. Bunun yanı sıra, Bakanların başında bulundukları kurumlarında
plân ve programlarını gerçekleştirme arzularının, başta Başkan olmak üzere
diğer ilgili bakanlıklarla koordinasyonun önüne geçmesi de bugüne kadar yaşanan
sıkıntıların başında geliyor. Özellikle geçen süre zarfında enerji ve
madencilik, maliye, küçük ve orta ölçekli işletmeler, ulaştırma bakanlıklarının
koordinasyon konusunda sergiledikleri düşük performans ve kendilerine tahsis
edilen ve bir anlamda reform sürecinin önemli ayaklarından birini oluşturan
bütçelerini uygun bir şekilde kullanamamaları Jokowi’nin vizyonunun pratiğe
dökülememesi anlamı taşıyor. Hem yurt dışı yatırımlar hem de ülke bütçesine
katkısıyla önemli bir yeri bulunan Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ile
Denizcilik İşleri Koordinasyon Bakanlığı arasında yaşanan söz düellosunun
Jokowi’nin ‘iktidarına’ yönelik bir müdahale olduğu gibi, ülkenin potansiyel
kaynaklarının işletilmesi konusundaki anlaşmazlık kabinedeki ayrışmayı en iyi
şekilde ortaya koyuyordu. Bu anlamda çeşitli bakanlıklar arasında koordinasyon
eksikliği doğal olarak reform sürecinin tıkanması anlamına geliyordu.
Kabine değişikliğindeki bir diğer faktör
ise bazı siyasi partilerin Jokowi yönetimine destek verme kararıdır. Bu
nedenle, Başkan ve siyasi partiler arasındaki pazarlıkların kabinede bakan
dağılımlarına yansıma gerekliliği ikinci kabine değişikliğinde rol oynadı. Bu
çerçevede Golkar, Ulusal Emanet Partisi (PAN) ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin
(PKS) öne çıktığı görülüyor. Her üç parti de 2014 seçimleri ardından başkan
adaylarından ve adı insan hakları ihlalleriyle birlikte anılan, eski general
Prabowo Subianto’yu destekleyen ‘Kırmızı-Beyaz Koalisyonu’ adı verilen ittifak
içerisinde yer alıyordu. Parlamentoda milletvekili çoğunluğunu elinden tutan bu
koalisyonun hedefi mecliste blok oluşturarak reforma dönük politikaların önünü
tıkayarak Jokowi’yi köşeye sıkıştırmaktı. Ancak bu üç parti bugün gelinen
noktada siyasi pragmatiklik örneği göstererek, eski generalle yollarını
ayırmakta bir sakınca görmüyor. PKS yönetiminin Jokowi’yle görüşmeler yapmasına
ve politikalara destek vermesine rağmen, yeni kabinede üyesi bulunmuyor. Buna
mukabil, PAN iki, Golkar ise bir bakanlık alarak Jokowi’ye verdikleri desteğin
somut karşılığını almış oldular.
Bu üç partinin siyasi ideolojileri
çerçevesinde 2014 seçimlerden bu yana sergiledikleri tutum ayrıntılı olarak
incelenebilir. Ancak burada, özellikle Golkar üzerinde dururken, benzer bir
yaklaşımın diğer parlilerce de ortaya konduğunu akılda tutmakta fayda var. Ülkenin
köklü partilerinden Golkar’ın 2014 seçimleri sonrasında Jokowi’ye destek
vermemişti. Partide daha seçimler öncesinde başlayan liderlik yarışı seçimlere
başarısızlık olarak yansımakla kalmamış, liderlik kavgasının devamı da
Jokowi’nin desteklenip desteklenmemesinde de ortaya konmuştu. Suhartolu ‘Yeni
Düzen’ döneminin yegâne iktidar gücü Golkar bugünlerde iç çelişkilerini kısmen
aştığı intibaı vererek Jokowi’ye destek veriyor. Bu destek, Jokowi’nin
popülaritesinden istifadeyle, ‘Biz de Jokowiciyiz’ yaklaşımının bir yansıması
olarak pratikte karşılığını buluyor. Parti içi tartışmalar şimdilik durulsa da,
ideolojik olarak iflas etmişliğin bir göstergesi olarak 2019 seçimlerine
yönelik bir vizyon sunulamıyor. Bu vizyonsuzluğun doğurduğu açık, parti üst
yönetiminin Jokowi’nin 2019’da yeniden başkan seçileceği tahminleri bağlamında
‘Jokowicilik’le karşılık buluyor. Geniş kamuoyu önünde Başkan Jokowi’yle aynı
safta yer aldığını gösteren Golkar’ın hedefinde seçimlerde yüksek oranda oy
alarak daha çok milletvekili çıkartmak. Bu anlamda, Golkar’ın başkana sunduğu
bu destek, 2019 seçim sürecinin de somut olarak başladığı anlamı taşıyor.
Devlet Başkanı Jokowi’nin kabineyi
yenilemesiyle hem siyasi partilere hem de halka önemli bir mesaj verdi.
Atamalar sonrasındaki ilk konuşmasında ‘söz bende’ diyen Jokowi, kabinede bir
daha bakanlar arası çatışmalara meydan vermeyeceğini ortaya koymuş oldu. Kabine
değişikliğiyle Endonezya yeni bir döneme adım attı ve bu gelişme halk nezdinde
yakından takip edilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder