Cihan Kurtaran 30
Mayıs 2016
Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, ASEAN devlet ve hükümet başkanlarını 19-20
Mayıs günlerinde Karadeniz sahilindeki Sochi şehrinde ağırladı. Bu toplantı,
Rusya ile ASEAN arasında diyalog partnerliği ilişkisinin 20. yılına denk
gelmesiyle de dikkat çekiyor. Toplantı sonrasındaki Sochi Bildirgesi’yle iki
taraf arasındaki diyalog partnerliğinden stratejik partnerliğe doğru bir
yönelimin olduğu görülüyor.
ASEAN açısından bu toplantının önemi, Birliğin sınırları dışında katıldığı
ikinci toplantı olma özelliği taşıması. Rusya-ASEAN ilişkileri Soğuk Savaş’ın bitmesiyle
1991 yılında başladı. O yıl, Kuala Lumpur’daki Bakanlar düzeyindeki toplantıya
davet edilen Rusya, 1996 yılında Cakarta’da yapılan 29. ASEAN Bakanlar
toplantısında ‘Diyalog Partneri’ olarak ilişkileri geliştirdi. Bundan sonra
çeşitli anlaşmalarla, özellikle ekonomi işbirlikleri şeklinde gelişme gösteren
ilişkilere paralel olarak Rusya 2009’dan itibaren ASEAN’da daimi temsilci
sıfatıyla yer almaya başladı. Bununla birlikte, Rusya’nın henüz ‘strateji
partnerlik’ düzeyinde ilişkisi bulunmuyor.
İlk etapta bakıldığında Rusya’nın ASEAN’la bu denli yakın olabileceğine
şaşırılabilir. Rusya’nın bu girişimini, ABD’e karşı bir hamle olarak
değerlendirilebileceği gibi, özellikle Kırım’ın ilhakının ardından ABD ve
AB’nin Rusya’ya yaptırımları karşısında Putin yönetiminin alternatif arayışları
arasında ASEAN’ın bir yerinin olduğu şeklinde yorumlamak gerekir. Hatırlanacağı
üzere geçen yıl Kasım ayında ABD Başkanı Barack Obama, ASEAN liderleriyle Los
Angeles’da biraraya gelerek birlik tarihinde bir ilke imza atmıştı. Ayrıca ABD’nin
Asya-Pasifik bölgesinde coğrafi, ekonomi, insan kaynakları, şehirleşme, orta
sınıflaşma eğilimleri gibi modernleşme süreçlerinin başat unsurlarının öne
çıktığı ASEAN’la ilişkilerini istikrarlı bir şekilde geliştirdiği görülüyor. Bu
noktada ABD Başkanı Barack Obama’nın ASEAN liderleriyle yedi kez biraraya
gelmesi ülkelerarası ilişkilerde bireysel temasların ne denli olduğunu ortaya
koyuyor.
Oysa Putin, bugüne kadar ASEAN’dan gelen davetlere kendisi gitmek yerine
başka temsilcilerini göndermeyi yeğlemesi ve sadece bir kez, o da Sochi Zirvesi
vesilesiyle ASEAN liderleriyle biraraya gelmiş olması Rusya’nın bölgeyle
temasındaki zaafiyeti ortaya koyuyor. Putin yönetimi ilişkilerinde, ASEAN
bölgede komünizmle yönetilmiş veya halen yönetilmekte olan Laos, Vietnam,
Kamboçya gibi ülkeleri öncelliyor. Ayrıca, çeşitli nedenlerle ABD ile
ilişkileri görece zayıflayan örneğin Tayland gibi ülkelerle yeniden masaya
oturmaya çalışıyor. Ancak ABD’nin en son Obama’nın silah ambargasonun da
kaldırıldığını açıkladığı Vietnam ziyareti ile ortaya koyduğu bir gerçek var
ki, o da artık ABD yönetimlerin hangi rejimle yönetildiklerinden ziyade, hangi
alanlarda işbirliğine kapı aralayabilirim yaklaşımıyla bölgede aktif bir
politika izliyor.
ASEAN’a üye ülkelerin her biri için Rusya’nın ne anlam ifade ettiğiyse
farklı değerlendirilmeyi hak ediyor. Sochi’deki toplantı, ASEAN liderlerinden
bazılarının ilk defa Rusya’yı ziyaretleri anlamı taşıyordu. Temelde bu her iki
‘davete’ bakıldığında, ABD’nin ‘Pasifik Yüzyılı’ projesinde önemli bir yeri
olan ASEAN’ın, Rusya tarafından da daveti ASEAN’ı giderek bölgesel bir
yapılanmanın ötesinde, küresel siyasette kayda değer bir yer aldığı yönünde bir
intibaya yol açabilir. Ancak, ASEAN’ın kuruluş ilkelerinde ekonomik işbirliği
temelli bir organizasyon olduğu hatırlandığında, ABD ve Rusya’nın ASEAN
üzerinden hem Pasifik hem de küresel siyaset ilişkisinde başat rol oynamaya
çalışmaları bir tür ikilemi de beraberinde getiriyor.
ASEAN ülkelerinin kendi aralarında ve bölgesel sorunlara yaklaşım
noktasında ‘ortak bir siyaset’ üretemediklerine zaman zaman değiniyoruz. Bu
bağlamda, en çarpıcı durum ise, Güney Çin Denizi konusunda Çin’le nasıl bir
ilişki kurulacağının dahi belirlenememiş olmasıdır. Güney Çin Denizi sorununda
ASEAN, sadece Çin’le karşı karşıya gelmiyor. Aksine egemenlik konusunda -şu ana
kadar pek gündeme getirilmemiş olsa da- üye ülkeler aralarında da anlaşmazlık söz
konusu. ASEAN’ın kendi coğrafyasında öne çıkan sorunlar karşısında ortak bir
siyaset geliştirememiş olması, Rusya ve ABD ilişkisinde nasıl bir siyaset
izleyeceği sorusunu akla getiriyor. Bu noktada, iki küresel güç karşısında
ASEAN’da lider konumunda olan ve tüm üye ülkelerle yapıcı ve sürdürülebilir
ilişki yürütebilecek bir ülkenin varlığı henüz ortada gözükmüyor.
Sochi Zirvesi çerçevesinde, ASEAN liderlerinin Rusya devlet başkanıyla
görüşmelerinin yanı sıra, ikili ilişkiler de yapıldı. Bu anlamda, Singapur,
Malezya, Tayland Başbakanları ile Endonezya devlet başkanının Vladimir Putin’le
ikili görüşmelerinde ticaret, yatırım ve silah satışı gibi konular gündeme
geldi. Bu görüşmelerin belki de en dikkat çekeni Putin-Jokowi buluşmaydı.
Görüşmede iki ülke işbirliği noktasında neredeyse değinilmeyen alan kalmadı
dense yeridir. Öne çıkan alanlar ise enerji ve petrol, alt yapı yatırımlarıydı.
Bu bağlamda, uzun bir aradan sonra
Endonezya’da petrol rafineri tesisinin kurulması kararıydı. Görüşmeden sonra
yapılan açıklamada, bu yatırımın başkent Cakarta’nın 120 km doğusunda inşa
edilmesi plânlanan rafinerinin 13 milyar dolarlık yatırım beledi olduğu belirtildi.
Bir diğer dikkat çeken yatırım ise, zengin doğal kaynaklara sahip Kalimantan
Adası’nda demiryolu inşaatı.
Putin-Prayut görüşmesinde ise, 2014 Mayıs’ında dönemin başbakanı Yingluck
Shinawatra hükümetine yönelik askeri darbenin ardından ABD’nin Tayland cunta
rejimiyle ilişkilerinde bir tür gerginlik yaşanıyor. Bu süreçte, ABD demokratik
seçimlerin en kısa sürede yapılması konusundaki baskılarına rağmen, rejimin bu
konuda elini ağırdan alması üzerine bir tür silah ambargosu gündeme geldi. Bu
noktada, Tayland, ABD-Rusya arasındaki çekişmeden de istifade ederek, silah
alımlarını aralarında Rusya’nın da olduğu diğer ülkelerle gerçekleştirmeye
kararı aldı. Putin-Prayut görüşmesinin zeminini hazırlayan ise, Başbakan
yardımcısı ve Savunma Bakanı Prawit
Wongsuwon’nun Rusya’ya daha önce yaptığı iki ziyaretti.
Zirve sonrasında yayınlanan bildiri, 2016-2010 yılları arasında iki taraf
arasında Kapsamlı Eylem Planı ve İşbirliğinin Geliştirilmesi anlaşması adıyla
da anılılıyor. Bu bildirideki bazı hususlara dikkat çekmekte fayda var. Rusya
ve ASEAN ilişkileri son dönemde gelişmekte olan ‘çok kutupluluk’ çerçevesinde
değerlendiriliyor. Bölge ülkelerinde bazı siyasetçiler ve akademisyenlerin ABD
hegemonyasında bir küresel siyaset istemedikleri biliniyor. Bu çerçevede, ABD
ile ilişkileri ‘tekel’ gibi görmek yerine, diğer ülkelerle de ilişkilerin
geliştirilmesinden yana bir söyleme sahipler.
Ancak örneğin Rusya ve Çin gibi ‘çok kutupluluk’ta yer alabilecek ülkelerin
ASEAN ile ilişkilerinde sadece ekonomi, ticaret, askeri bağlamla yetinmeleri ve
‘değerler’ düzeyinde hareket kabiliyetlerinin sınırlı olması da dikkat çeken
bir diğer husus. Halklar nezdinde konuya bakıldığında da ABD’nin şu veya bu
şekilde bir cazibe merkezi olduğu ve sosyo-ekonomik ve kültürel dinamikleriyle
bölgede var olduğuna tanık olunuyor. Bu noktada Rusya ve Çin’in daha alması
gereken epeyce yol bulunuyor. Deklarasyonda ‘insan haklarına’ yapılan vurgu -ki
burada somut adımlar vasıtasıyla denilerek dikkat çekiliyor- önemli olmakla
birlikte, bunun pratikte nasıl bir karşılığı olduğu ve olması için hangi
mekanizmaların harekete geçirilebileceği konusu netlik kazanmış değil.
Bir başka madde ise, küresel sorun haline gelmiş olan Güney Çin Denizi’ne
dolaylı bir atıfla deniz güvenliği meselesinde sorunların BM tarafından 1982
yılında kabul edilen Deniz Yasası Sözleşmesi’ne bağlılığa yapılan vurgu.
Bununla ilgili belki de doğrudan bir diğer vurgu ise teritoryal hak
iddialarında ‘Tarafların Yaklaşım Kodları’ şeklinde çevrilebilecek olan daha
önceki bir anlaşmaya atıftır. Şayet Rusya bu maddeler özelinde attığı imza,
Çin’e karşı ASEAN ve ABD’nin yanında mı yer aldığı sorusunu da beraberinde
getiriyor. Çünkü Çin’in bölgedeki egemenlik iddialarına karşı yükseltilen
öncelikli itiraz Çin’in uluslararası anlaşmaları tanımadığı yönünde. Rus
tarafının önerdiği kapsamlı serbest ticaret önerisi ise, ASEAN liderlerince
değerlendirileceği belirtiliyor. İşin akademik boyutunda ise, Moskova
Üniversitesi’ne bağlı Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde ASEAN Çalışmaları
Merkezi’nin kurulması öne çıkıyor.
Sochi Zirvesi’nin ortaya koyduğu üzere ASEAN giderek küresel görünürlük
kazanıyor. ABD’den sonra Rusya’nın davetine icabet eden ASEAN liderlerinin bir
süre sonra yolunun Avrupa Birliği’ne düşeceğini tahmin etmek güç değil. Ancak
bu gelişmelerde ASEAN ülkelerinin siyasi birlikten yoksun görünümü, kurulan ve
kurulacak ilişkilerde nasıl bir yapılaşmanın ortaya konulduğunu sorununun daha
konuşulacağını düşünebiliriz.
http://www.dunyabulteni.net/haber-analiz/366048/rusyadan-asean-acilimi
http://www.dunyabulteni.net/haber-analiz/366048/rusyadan-asean-acilimi