Mehmet Özay 13 Nisan 2015
Bu yıl Malezya için olağanüstü bir yıl. Bir yanda Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu geçici üyeliğine hem de yüksek oyla seçilmesi öte yandan ASEAN dönem
başkanlığını üstlenmesi Malezya’nın 2015 yılında bölgesel ve küresel ilişkilerde
önemli girişimlerde bulunacağı intibaını uyandırıyordu. Siyasi liderlerinin
‘Biz büyük ülke değiliz’ yollu, biraz alçak gönüllülük ve haddini bilme, biraz
da korku ifadesi yüklü yaklaşımlarına rağmen, 2015 yılının bu iki önemli
gelişmesi karşısında ‘Biz, ASEAN’ın ekonomi rotasını çizeriz, dünyadaki
sorunların çözümüne de katkı sağlarız’ babında bazı yaklaşımlar da yok değildi.
Ancak bir süredir ülkeyi yönetenlerin iç sorunlardan başını kaldırıp da bölgede
ve uluslararası arenada neler oluyor, katkımız ne olur türünden yaklaşım
sergilemeye sadece vakitleri değil, moralleri ve enerjileri de olduğu kuşkulu.
Malezya’ya birazcık vakıf olanlar mevcut durumu, elli yedi yıldır iktidarda
olan Birleşik Ulusal Malay Kongresi Partisi’nin (UMNO) güdümündeki Ulusal Cephe
(Barisan Nasional) ile Enver İbrahim eksenli muhalefet arasındaki siyasi
mücadeleye bağlayabilir. Evet, Enver İbrahim’in altı yıldır süren duruşmanın
ardından bir kez daha livatalık suçlamasıyla beş yıl hapis cezası aldığı 8
Şubat’a kadar durum bu minvaldeydi. Ancak iplerin kopuşu da hemen ondan sonra
oldu. 90 yaşına merdiven dayamış olan Dr. Mahathir Muhammed, mevcut hükümete ve
de özellikle Başbakan Necib Bin Razak’a yönelik uzun süredir düşük yoğunluklu
olarak sürdürdüğü eleştirilerin dozunu artırmakla kalmadı, adeta savaş açtı. Bu
savaş, 2003 yılında aktif siyaseti bırakmakla birlikte, ülkenin ve de UMNO’nun
siyasal dinamiklerini elinde tutan en azından belli ölçüde bir güç sahibi
olduğuna kuşku olmayan Dr. Mahathir’in bir kez daha Başbakanı alaşağı etme
projesi olarak değerlendiriliyor.
Burada hemen şunu soralım: “Dr. Mahathir, Başbakan Necib bin Razak’tan
niçin rahatsız?” Öyle ya, siyasi emekliliğinin ardından yerine bıraktığı Abdullah
Badawi’yi beş yıl sonra, gene kendi siyasi kararı ve baskısıyla görevden
ayrılmasına neden olmasının ardından önerdiği isim değil miydi Necib bin Razak?
Sorunun cevabı ‘Evet’. Dr. Mahathir’in memnuniyetsizliği, altında Başbakan’ın
imzası olan ekonomik kararlardan, Malay haklarının savunulmasına kadar bir dizi
alanda ortaya çıkıyor. Bu anlamda, 13. Genel seçimlerin yapıldığı 5 Mayıs 2013
öncesinde Başbakan Necib bin Razak 2008 yılında muhalefeti desteklemiş olan Çin
seçmenin gönlünü kazanma politikasından başlayarak Dr. Mahathir eleştirilerini
gündeme getirmeye başladı. Ancak son aylarda eleştiri okları yolsuzluk eksenli
olmakla sadece Başbakan’ı değil, UMNO’yu ve de genel itibarıyla ülke
siyasetinde kokuşmuzluğa vurgu yapmasıyla önem taşıyor. Dr. Mahathir’in
yolsuzluk derken kastettiği şey de Necib bin Razak’ın 2009 yılında Başbakanlık
koltuğuna oturur oturmaz uygulama kararı verdiği ‘Bir Malezya Kalkınma Fonu’yla
ilgili.
Aslında söz konusu fonla ilgili kelimenin en hafif anlamıyla usülsüzlükleri
ortaya çıkaran muhalefet milletvekilleri oldu. Bir de İngiltere’den ‘yayın yapan’
Sarawak Project adlı site. Burada ülke siyasetinde kimin hangi kanalla kimlerle
temasta olduğunun da karmaşa içinde olduğunu gösterecek şekilde muhalefetle tam
anlamıyla kanlı bıçaklı olan Dr. Mahathir aynı safta yer alması son yılların en
önemli siyasi gelişmesiydi. Muhalefet ve Dr. Mahathir kamusal alanda somut
olarak yan yana gelmeseler de Başbakan’a yönelttikleri ciddi eleştirilerle aynı
yerde duruyorlar.
Dr. Mahathir’in içinden çıktığı ve halen hamisi olduğu UMNO’nun Genel
Başkanı ve Başbakan’a niçin bu kadar yüklenme gereği duyuyor? Dr. Mahathir,
‘alçakgönüllülük’ yaparak “ben de hata yapabilirim” diyerek, Necib bin Razak’ı
UMNO içerisinden Başbakanlık konumuna yükseltmesine bin pişman. Burada hemen şu
benzetmeyi yapalım... 2003’de aktif siyaseti bırakan Dr. Mahathir, tıpkı
1990’da Singapur Başbakanlığı’ndan ayrılan ancak ülke siyasetinde belirleyici
olmaya devam eden Lee Kuan Yew gibi Malezya siyasetini yönetmeyi arzu ediyor.
Tıpkı Lee Kuan Yew gibi, bunda da kendince haklı gerekçeleri var tabii ki.
Örneğin ‘ben bilirimcilik’ten ülkenin geleceğini on yıllar öncesinden planlamış
olmanın verdiği bir tür siyasi sorumluluk da diyebilirsiniz buna. Dr. Mahathir,
ülkenin sadece dördüncü Başbakanı olarak değil, kalkınmacı kuvvenin ağırlık
noktasını oluşturmasıyla da önem arz eden bir lider. ‘Yeni Ekonomi Politikası’
(NEP), 2020 Projesi (Wawasan 2020) hiç kuşku yok ki, Dr. Mahathir’in ülkenin
geleceğini belirleyen önemli politikalarıydı. Bu politikalara ulaşma noktasında
gösterilecek zaafsa Dr Mahathir’in kabul edemeyeceği bir durum. İşte son birkaç
aydır ülke iç siyasetinde belirleyici olan mücadele de buna dayanıyor.
Başbakan Necib bin Razak vechesinden meseleye bakıldığında, aslında
Başbakan’dan ziyade, başta UMNO Genel Sekreteri ve Federal Bölge Bakanı Tengku
Adnan olmak üzere, yakın kurmaylarının Dr. Mahathir’e laf yetiştirmekte
oldukları gözlemleniyor. Tengku Adnan geçenlerde yaptığı açıklamada, Dr.
Mahathir’i doğrudan karşısına alacak şekilde “Senin dönemin bitti. Şimdi Necib
dönemi” diyerek bir anlamda mücadelenin ne kadar sert bir yönelim kazandığını
ortaya koyuyordu. Tengku Adnan bununla da kalmadı, UMNO’nun ülke genelindeki
160’a yakın temsilcisini Kuala Lumpur’a toplayarak Başbakan Necib bin Razak’a
“destek” gösterisini organize etti. Aynı zamanda, Dr. Mahathir döneminin
ekonomi politikalarındaki ‘yanlışlar/kayıplar’ gündeme taşınıyor.
Dr. Mahathir salvolarını atmaya devam ediyor. İlerlemiş yaşına rağmen, bir
köşede oturmak yerine, her gün bir etkinlikte yer alan ve de konuşma yapan Dr.
Mahathir artık açıktan açağıa Başbakan Necib’in gitmesi gerektiğini söylüyor. Dr.
Mahathir için durum, artık sadece ekonomi politikalarındaki yalpalamalar ve
yolsuzluk hikâyeleriyle sınırlı değil. Kökeni Necib bin Razak’ın Savunma Bakanı
olduğu 2002 yılında Fransa’dan alınan denizaltılarla ilgili ihaleye kadar
uzanan ve bunun devamı olarak 2006 yılında bu ihalede kayda değer rol oynamış
ve ‘tüm ihale süreçlerine vakıf’ Moğolistan’lı model Altantunya’nın Kuala
Lumpur’a çok yakın bir yerde C-4 ile havaya uçurulmasına kadar uzanan bir dizi
‘tabu konuyu’ gündeme taşımaya devam ediyor. Ve üstü açık/kapalı şekilde başta
Tengku Adnan olmak üzere mevcut UMNO yöneticilerine de ‘parayla satın
alınmışlar’ yaftasını yapıştırıyor.
Bunu yaparken de, Malay seçmeni ikna etme mahiyetinde olduğuna şüphe
olmayacak şekilde “Necip’le devam edip 2017 veya 2018’de yapılacağı tahmin
edilen 14. Genel Seçimlere girilmesi halinde UMNO ve Ulusal Cephe hükümeti
kaybeder” diyor. Hedefte tabii ki Malay seçmenin olmasının birkaç nedeni
olduğunu söylemeliyim. İlki, UMNO 1946 yılında kuruluşundan, 1957 yılındaki
bağımsızlıktan itibaren de 57 yıldır iktidarda olmasının var oluş şartı,
Malezya Federasyonu’nun siyasi gerçeği
olan etnik yapılanmaya dayanıyor. Öte yandan, Anayasa’da Malay
haklarının ‘pozitif ayrımcılık’ şeklinde ortaya çıkması da elbette ki, UMNO’nun
kesintisiz iktidarda olmasıyla gerçekleşecek ve Malay seçmenin -eğitimden,
dine, memuriyetten, ihalelere kadar- tabiri caizse sosyo-ekonomik ve kültürel
‘nemalanmasına’ karşılık gelecektir.
Ülke gündemini işgal eden bu atışmalar öyle kolay kolay sona erecek gibi
gözükmüyor. Ve bu olup biten ‘yaşlı bir politikacı’ ile ‘aktif politikacılar’
arasında bir söz düellosu olarak da kabul edilebilecek gibi değil. Ortada çok
ciddi manada, Malezya Federasyonu’nda dünden bugüne hükümetlerin hangi minvalde
politikalar yaptıkları ve ülkeyi yönettikleriyle ilgili çok ciddi ipuçları veren
açılımlara tanık olunuyor. Bakalım Dr. Mahathir yeni bir Başbakan atamasını gerçekleştirebilecek
mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder