Mehmet Özay 18
Mart 2015
16 Eylül 1923 tarihinde dünyaya gelen Lee Kuan Yew, 20. Yüzyıla damgasını
vurmuş bir liderdi. Tıpkı diğer Çin kökenli göçmenler gibi, dedeleri Çin’in
güney bölgesinden İngiliz sömürgeciliğinin yayılmaya başlamasıyla Malay
Yarımadası’nı göç etti. O dönemler adına Malaya denilen Yarımada’nın devamı
olarak bilinen Singapur Adası’na yerleşen ailesi sayesinde Ada’da yaygın olan
İngiliz okullarına devam eden Lee, kazandığı burs sayesinde Yüksek Öğrenimini
Cambridge’de Hukuk Öğrenimi görerek tamamladı.
1959 yılında İngiltere’ye bağlı koloni olan Singapur’da özerk yönetimin
başbakanı olarak koltuğa oturdu. Ardından Malaya ve Singapur’daki Komünist
gerilla hareketi, Ada’nın ekonomik geleceği gibi siyasi ve ekonomik sebeplerle
Malaya Federasyonu ile birleşme kararının alınmasında rol oynadı. Bu amaçla,
bir yandan Malaya Federasyonu Başbakanı Tunku Abdurrahman öte yandan İngilizlerle
yoğun görüşmelerde hep ilk sırada yer alan Lee, Singapur’un geleceğinin
tarihsel ve jeo-stratejik olarak devamlılık olarak gördüğü Ada ve Malay
Yarımadası’nın birliğinden geçtiği düşüncesini hep gündemde tuttu.
Bu anlamda, “Halkın Eylem Partisi” (PAP)’ın kurucularından ve 1959 yılından
1990 yılına kadar başkanı olan Lee, 1963 yılında Ada’nın Malaya Federasyonu’na
katılmasında önemli rol oynadı. Ancak Malay liderlerle yaşanan krizin ardından
1965 yılında Singapur’un bağımsızlığını ilan etmesiyle Başbakanlık koltuğuna
oturdu. 1990 yılına kadar bu görevini sürdürdükten sonra, uzun yıllar kabinede ‘üst
düzey bakan’ konumuyla resmi görevini sürdürdü. 50 yılı aşkın bir süre Singapur
yönetiminde yer alan Lee, ülkenin kurucu babası olarak biliniyor.
Lee, 1965 yılında Ada’nın Malaya Federasyonu’ndan ayrılışının ardından
bağımsızlıkla birlikte yeni bir zorlu döneme adım attı. Ada’nın etrafını
çevreleyen yüzmilyonlarca Müslümana ev sahipliği yapan Malezya ve Endonezya
karşısında bir anlamda var olma mücadelesine soyunan Lee, bu süreçte
uluslararası yapılaşmadan bağımsız bir konum takınıyor gibi gözükse de, ABD ile
ilişkileri geliştirmesiyle ekonomik, siyasi ve de askeri varlığını sürekli
yenileyen ve güncelleyen Ada’yı dünyanın en gelişmiş bölgelerinden biri haline
gelmesinde başat rol oynadı.
Lee’nin aktif siyasi yaşamına son verişi ise 2011 yılı seçimlerinden sonra
oldu. Bu seçimlerde muhalefetteki İşçi Partisi ilk defa bir seçim bölgesinin
tüm milletvekillerini kazanması sonucu Lee kabinedeki görevinden istifa etti.
Lee’nin vefatı Singapur’un uzun 20. Yüzyılının da bitişi anlamına geliyor.
Singapur’la özdeşleşen Lee, aktif siyasi yaşamında pek çok Batılı ve Doğulu
devlet adamını görüşleriyle etkilemesiyle tanınıyor. Bir Amerikan Başkanı’nın
dile getirdiği üzere şayet Singapur gibi küçük bir ada ülkesinde değil de bir
Batılı ülkede olsaydı, dünya tarihine çok daha farklı bir şekilde geçecek bir
siyasetçi olarak anılacaktı.
Mücadeleci ve azmi ile bir Ada’dan bir ulus inşa etmeyi ‘başaran’ Lee Kuan Yew şu anda Singapur’da bir hastanede komada bulunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder