Mehmet Özay 21
Ekim 2013
Malezya’da
iktidardaki ‘Ulusal Cephe’nin büyük
ortağı Birleşik Ulusal Malay Organizasyonu (UMNO)’nda uzun süredir beklenen
parti lider kadrolarını belirleyecek seçim 19 Ekim Cumartesi günü yapıldı.
Necib bin Razak ve Muhyiddin Yasin genel başkan ve başkan yardımcılığına
yeniden seçildi. Parti başkan yardımcılığı için mevcut üç adaya karşı
alternatif adayların varlığıyla heyecanın dorukta olduğu yarış sonunda Necib ve
M. Yasin’in destek verdiği üç aday yeniden seçilme başarısı gösterdi. Alınan bu
sonuçlar, 5 Mayıs sonrasında önemli eleştirilere maruz kalan Başbakan Necib’i
rahatlatırken, parti içinde alternatif olarak adları zikredilen kesimin ise
umudunu bir sonraki seçime bıraktığı anlamı taşıyor.
Bu seçimler, bir
tür parti içi değişim, demokratikleşme söylemlerine konu olsa da, ‘alternatif’
adayların umutlarının gerçekleşmemesiyle ‘statüko’nun devamının habercisi oldu.
Parti içinde statükonun değişebileceğine örnek gösterilen aday Mukhriz
Mahathir, rakibi Hisamuddin Hussein’den 9 oy daha az oy alarak umudunu üç yıl
sonra yapılacak seçimlere bıraktı. 25 kişilik parti üst düzey kuruluna ise
aralarında iki kadın üyenin de olduğu on yeni aday seçildi. Partide başkan
yardımcıları en az iki dönem görev yaptıktan sonra partinin en üst düzeyi için
yarış hakkı kazanabiliyor.
UMNO Başkan ve
yardımcısının, 56 yıllık geleneğin ortaya koyduğu gibi, aynı zamanda Başbakan
ve yardımcısı olması dolayısıyla salt bir siyasi parti içi seçim değildi.
Bundan öte, UMNO’daki bu seçim, ülkenin yakın geleceğinde ülke politikalarını
belirleyecek kadroların seçimi anlamına geliyordu. Bu nedenledir ki, seçimler
ulusal çapta ilgiye mazhar oldu. Bunda
elbette, Ulusal Cephe’nin diğer görece kayda değer iki ortağının seçimlerde
uğradığı hezimetin de payı olduğu düşünülebilir.
Peki bu seçimlerde
gündeme gelen ‘değişim’ kavramı neyi ifade ediyor? Aslında genel anlamıyla
ülkede özelde ise Parti’de değişimi istemeyen kimse yok gibi. Parti başkanlığına
ve dolayısıyla Başbakanlığa geldiği 2009 yılından bu yana değişim söylemini
gündeme taşıyan Necib bin Razak’ın hiç de kolay geçmeyeceği konusunda her
kesimin görüş birliğinde olduğu 2017 seçimleri öncesinde güç temerküzü anlamı
taşıyor. Bu noktada özellikle Dr. Mahathir Mohamad’in parti içinde değişime ve
gençlere ihtiyaç var söyleminin neye tekabül ettiği de önemli. Dr. Mahathir
halkın UMNO’da değişim istediğini, ancak parti lider kadrosunda değişim olmadan
nasıl bir değişim olabileceğini de sorguluyor.
Bu noktada
mevcut statükoyu temsil eden mevcut üst düzey yönetim ile örneğin ‘farklı’
olduğu söylenen Mukhriz Mahathir’in temsil ettiği kitle arasında nasıl bir
ayrım olduğunu geniş kamuoyunun pek de vakıf olduğu söylenemez. Bunda parti içi
demokrasi vb. söylemlere rağmen, adayların görüşlerini kamuoyu önünde tartışıp
partiye ve ülke politikalarına neler katabilecekleri konusunda görüş alış
verişi oluşturacak bir zeminin henüz olmadığı veya arzu edilen düzeyde olmadığı
dikkat çekiyor.
İlk etapta
Parti’nin 67 yıllık tarihinde lider kadrolarının seçilmesinde orta ve alt
düzeyde yetkili partililere ‘söz hakkı’ verilmesi anlamında bir ilk yaşandı.
Seçim prosedürlerine bakıldığında olan biteni “Parti içi demokrasi” kavramıyla
açıklamak mümkün. Bunda doğruluk payı yok değil… Ancak sadece bir siyasi parti
değil, ülke bağımsızlığı ve kuruluşunda rol almış bir siyasi hareket olarak
dikkat çeken böylesi oluşumlarda yatay değil, tam tersine hiyerarşik yani dikey
bir yapılanmanın kolay kolay ortadan kalkmayacağı da bir gerçek. Çünkü parti
lider kadrosu hükümette görev alırken, orta kadrolar da ülkenin önemli
kurumlarında üst düzey yönetimini teşkil ediyorlar. Dr. Mahathir, bu konuya
dolaylı olarak eğilerek geleneksel olarak UMNO’da delegeleri ‘liderin’ hedef
gösterdiği isimlere yöneldiklerini söyleyerek parti içinde stakükonun
korunmasına ‘açıklık’ getiriyordu. Kimi siyaset analizcileri de, parti içi
seçimlerin hükümetin Malay halkları (bumiputra) kapsayan önemli ekonomi
paketinin açıklanışından hemen sonra gerçekleşmesinin de kayda değer bir neden
olabileceği üzerinde duruyor.
Özellikle,
Malezya gibi etnik çoğunluk/etnik azınlık ikilemlerine sürekli maruz kalan bir
ülkede, kurucu siyasi iradenin salt seçmenler eline bırakılmayacak kadar gizli
sosyal sözleşmelere konu olduğunu unutmamak gerekir. Kaldı ki, UMNO gibi en
küçük idari birimler olan köylere kadar güçlü bir yapılanmaya sahip partinin
partinin değişik düzeylerindeki sorumluları belirleyecek seçimde aday belirleme
süreçlerinin de bir ‘disiplin’ içerisinde gerçekleştirdiği beklenir. Bu
bağlamda, seçimleri Başbakan ‘aile içi yarış’ olarak yorumlarken kimi
gözlemciler büyük ölçüde bir ‘müttefikler’ yarışından bahsediyor. Bu sürece
kısaca göz atalım…
Başkanlığın tek
adayı Necib bin Razak dahil tüm adaylar Malay seçmene hitap eden yani din, Malay
çıkarları vb. yanı sıra, Parti’nin gelecek seçimlerde kayda değer başarı
alacağı bağlamındaki mesajlarla kadrolara sesleniyorlardı. Bu söylem ülkede
siyasi partilerin etnik temel üzerine inşa edilmişliğine vurgu yapmasıyla
önemliydi. Öte yandan, bu siyasi yapılaşmanın ülkede tartışma götüren ulus
devletleşme süreciyle ilişkisi de araştırılmaya değer bir konu.
5 Mayıs
seçimlerinin ardından Başkan, yani Necib ve yardımcısı Muhyiddin Yasin lehine
başlatılan lobi işlevini gördü ve partinin üst düzey iki yöneticisi karşısında
rakip çıkmadı. Bu gelişmede, hiç kuşku yok ki parti lider kadrosunun seçimlerde
Malay oylarında artış sağlandığı konusundaki argümanı işlev görüyordu. Ancak,
üç başkan yardımcılığı için Necib’in desteklediği mevcut üç yardımcının, yani
Ahmad Zahid (İçişleri Bakanı), Mohamad Shafie Apdal (Kırsal ve Bölgesel
Kalkınma Bakanı) ve Hisamuddin Hussein (Savunma Bakanı)’ın yanı sıra, üç aday
genel başkan yardımcılığı koltuğu kapmak için yarıştı.
Kurulu yapının
dışında, seçimlere katılan adaylar arasında kuşkusuz ki en favori aday Mukhriz
Mahathir’di. Dr. Mahathir Mohamad’in oğlu ve Kedah Eyaleti Başbakanı olan
Mukhriz yenilikçi kanadın temsilcisi olarak dikkat çekiyordu. Seçimlerden hemen bir gün önce yaptığı basın
açıklamasında UMNO seçimlerinin sıradan bir parti seçimi değil, Başkan ve
Yardımcısının, aynı zamanda ülkenin Başbakanı ve Başbakan Yardımcısı
olacağından hareketle kamuoyu genelindeki görüşlerinin dikkate alınması
gerektiğine vurgu yapıyordu. Mukhriz, bu bağlamda 5 Mayıs sonuçlarına gönderme
yapıyor ve sonuçları beğinilsin ya da beğenilmesin geniş seçmen kitlelerinin
yaklaşımının da dikkate alınmasına atıf yapıyordu. Mukhriz bu seçimi kaybetse
de, gerek görüşleriyle gerekse Kedah Eyaleti’nde ortaya koyacağı icraatla
hükümete ve de kamuoyuna mesajlar vermeye devam edecek. Bu süreç, geleceğin
başkan adayları arasında adı zikredilen Mukhriz için büyük önem taşıyor.
Genel
seçimlerdeki zaafiyetten sonra ekonomi ve sosyal politikaları uygulamada sıkıntı
yaşayan Hükümet şimdi aldığı ‘parti içi destekle’ bu politikaları birer birer
yerine getirmeye başlayacak. Başbakan Necib dün yaptığı açıklamada buna vurgu
yapıyor ve artık tüm partililerin ülkeyi ekonomik anlamda tam gelişmiş seviyeye
çıkartmak için çalışmak olması gerektiğini söylüyordu.
UMNO parti
seçimleri büyük katılıma rağmen, sorunsuz atlatılması diğer partiler için de
bir örnek gösterilmeyi hak ediyor. Siyasi partilerin değişimi önce kendi
bünyelerinde tecrübe etmeleri, orta vadede ülkede katılımcı, şeffaf bir
sistemin güçlü bir şekilde yer etmesinde başat rol oynayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder