Mehmet Özay 14 Nisan 2012
Bir Cuma sabahı Terengganu’dayız... Terengganu Eyaleti, Malay Yarımadası’nın
doğusunda Güney Çin Denizi’ne bakan eyaletlerinden biri. Bu coğra fi konumu Eyaleti tarih boyunca Tayland,
Kamboçya, Vietnam ve Çin’le ilişkiler geliştirmesine neden olmuş.
Kelantan gibi kendine özgü değerleri ile ülkede farklı bir yeri olan
Terengganu, yaklaşık 250 km uzunluğundaki sahili altın kumsallarla kaplı olduğu
gibi açık denizde onlarca adası ile Malay ve Çin dünyasının kesişme noktası
özelliği taşıyor. Öte yandan, Güneydoğu İslam tarihi bağlamında da önemli bir
olguya ev sahipliği yapıyor. İslamiyetin Malay Yarımadası’na ulaştığının kanıtı
olan Batu Surat’ın Terengganu’da bulunması.
Eyalet’in başkenti adını eyaleti ikiye ikiye kesen nehirden alıyor: Kuala
Terengganu. Eyalette karşılaştığımız ilk dikkat çekici özellik, kendine özgü
Malayca diyalektiğinin konuşulması oldu. Öyle ki, kimi Malay dostlarla
yaptığımız görüşmelerde Kuala Lumpur’lu veya Cohor’lu Malayların dahi
Terengganu lehçesini anlamakta zorlandıklarını biliyorduk. Bir diğer özellik
ise Eyalet’te Cuma gününün resmi tatil olması. Pazar günü ise çalışma günü...
Yerli ve yabancı turistleri çeken popüler yönü ise Redang Adası’na buradan
ulaşılıyor olması. Şehir merkezinden
kalkan feribotla yaklaşık iki/ikibuçuk saatlik deniz yolculuğun ardından ulaşılan
Redang Adası, su altı varlığı nedeniyle bölgenin en önemli dalış merkezlerinden
biri olarak da biliniyor. Bu nedenle, Singapur, Avustralya başta olmak üzere
çeşitli ülkelerden onbinlerce turistin uğrak yeri olmayı sürdürüyor.
Birkaç günlüğüne keşif gezisine çıktığımız bu güzel belde de birbirinden
farklı özellikleri ile dikkat çekiyor.. Tarihi tekneleri, bölgede İslamiyetin 14.
yüzyıl başlarında ilk yayılışına dair önemli otantik kaynak (Batu Surat), geleneksel
evleri, camileri, altın kumsalı, masmavi denizi, şehrin merkezindeki Sultan
mezarları ile her açıdan görülmeye değer
bir yer. İslam Medeniyetinin önemli mimari yapılarının minyatürlerinin yer
aldığı İslam Medeniyeti Parkı, Sultan Zainal Abidin Camii (bir diğer adıyla
Beyaz Camii), saraylar (örneğin, Istana Maziah), Kristal Camii kadar, belki de
çok önemlisi şehir müzesi Terengganu tarihi ve kültürü önümüze seren görsel ve
yazılı kaynakları ile önemli bir mekân. Buna ilâve olarak, neredeyse tüm
Güneydoğu Asya’nın önemli şehirlerinde olduğu gibi, Kuala Terengganu’da da
mimarisiyle, insan ve maddi unsurlarıyla şehre farklı bir atmosfer kazandıran
Çin Mahallesinin varlığını zikretmemek olmaz.
Terengganu içerisinde öyle biryer var ki adını tüm dünyaya duyurmuş: Pulau
Duyong. Terengganu Eyaleti’nin başkenti Kuala Terengganu’yu doğu-batı istikametinde
kesen genişçe nehrin tam ortasındaki bu ada, Terengganulular tarafından, adanın
coğrafi yapısından ötürü ‘Nehrin Dili’ olarak adlandırılıyor. Şehir merkezinden
Ada’ya, şehri ikiye kesen nehir üzerinde 1970’lerde inşa edilmiş köprü
vasıtasıyla 15 dakikada ulaşılıyor. Bu köprü şehrin iki yakasını birleştirmekle
kalmıyor, aynı zamanda, Kelantan Eyaleti’nin başkenti Kota Bharu’ya ulaşan
karayolu olması dolayısıyla da oldukça yoğun bir trafiğe konu oluyor.
Ada, uzun bir geçmişe yayılan geleneksel tekne inşaası ile ilgili
çevrelerin dikkatini çekmiş bir belde. Atadan usta-çırak ilişkisi ile yetişen
tekne ustalarından bugüne sadece birkaçını kaldığını görmek üzücüydü. Üstüne
üstlük artık değişen maddi koşullar nedeniyle pek de kimsenin itibar etmediği
geleneksel tekne yapımcılığının geleceğinin ümitvar olmadığına tanık olduk. Son
nesil ustalar bu geleneksel sanatın devamı konusunda herhangi bir girişimin
olmamasından da ayrıca endişe içindeler. Bu kısa gezimizde vaktimizin önemli
bir kısmını geçirdiğimiz bu adada gözlemlerimizin yanı sıra röportajlar da
yapma fırsatı bulduk. “Cengal” adı verilen bir ağaçtan inşa edilen geleneksel
tarihi Terengganu yelkenli teknelerinin son nesil ustaları birer birer
görüşürken, uzun yıllar adada yaşayan Christen’e ve Kamboçlayı Malay eşi
Avee’ye de uğramadan etmedik.
Genel bir adlandırmayla ‘Perahu’ adı verilen bu yelkenli tekneler özelliklerine
göre Pinis, Bedar, Katup, Sekoci, Kolek gibi adlarla anılıyor. Bu teknelerden
birkaçı günümzde şehir müzesinin bahçesinde sergileniyor. 1970’li yıllardan bu
yana Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden Avustralya’dan, Yeni Zelanda’dan Kanada’dan
geleneksel tekne tutkunlarının vazgeçemediği Terengganu tekneleri Pulau
Duyong’da (Duyong Adası) inşa ediliyor.
Tek katlı evlerin kapladığı adanın en önemli varlığı geleneksel
tersaneleri. Geçmişte sayıları otuzu kırkı bulan tekne ustalarından artık
bugüne birkaç kişi almış. Bunlar arasında uluslararası bir üne de sahip olan 75
yaşındaki Hacı Abdullah bin Muda. Hakkında tezler yazılan, uluslararası ve
ulusal medyada röportajların yayımlandığı, National Geographic’in çekim için
ziyaret ettiği bir usta. Ulusal ve uluslararası pek çok ödüle layık görülmüş
olan Hacı Abdullah’ın şahsi kayıtları arasında uluslararası müşterilerine
yaptığı ilk teknenin 1965 yılına tarihlendiğini görüyoruz. Biz de kendisini
ziyaret ettik. Hacı Abdullah’ın yanı
sıra Hasni (64) ve Abdurrazzak (65) adında iki usta da halen aktif olarak tekne
yapımı ile ilgileniyorlar. Kadim zamanlardan bugüne taşınan tekne
yapımcılığının bu üç uta ismi ile yaptığımız röportajları ayrı bir yazıya konu
olacağını ifade edeyim.
Kuala Terengganu’da
dikkat çeken yapılar arasında şehir merkezine 20 kilometre mesafede ‘Rusila’
adıyla anılan bölgedeki küçük bir ada üzerine inşa edilmiş olan Tengku Tengah
Zaharah Camii. Şehir merkezindeki Kerinci mescidi (Surau Hacı Muhammed Kerinci),
tarihin bir döneminde Terennganu’ya İslami tebliğe gelen Sumatra’nın Kerinci
bölgesinden bir alimin yaptırdığı ifade ediliyor. Tarihte sahip olduğu
geleneksel dini okullar, yani Pondoklardan artık günümüzde sadece birkaç
tanesine rastlanıyor. Elbette bu kurumların, hızla “çözülmesinin” nedenlerinin
başında, “modernleşme” sürecinde ortaya çıkan ve bir anlamda aileleri,
çocuklarının geleceğini konusundaki “maddi çıkar” olgusu karşısındaki
çaresizlikleri geldiğini görüyoruz. Bir zamanlar önemli alimlerin yetişmesinde
rol oynamış pondokların günümüzde sadece bir elin parmakları sayısınca
kaldığını görmek, sadece Terengganu için değil, bölge için bir kayıp olduğuna
kuşku yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder