foto: asia.nikkei.com |
Yaklaşık 52 milyon
seçmenin 500 sandalyeli parlamentoyu belirleyecek. Kesin sonuçların Mayıs ayı
içerisinde açıklanması bekleniyor. 2011 yılından sonra yapılan ilk seçim
olmasıyla dikkat çeken dünkü seçime çok sayıda parti katılırken, temelde
darbeci ve darbe karşıtı olmak üzere iki koalisyondan bahsetmek mümkün.
Thaksinci parti ilk sırada ama…
İlk sonuçlar
dikkate alındığında, Thaksin yanlısı Pheu Thai Partisi en çok milletvekili
çıkardı. Pheu Thai, şu an itibarıyla kazandığı 135 milletvekilliği ile tek
başına iktidar kurması bir yana, çeşitli koalisyon hesaplarına rağmen, hükümet
kurması oldukça zor gözüküyor.
Bununla birlikte, Pheu
Thai Partisi, ülke seçmeninin darbeciler karşısında yine sivil, kendilerinden
ve değişimden yana bir siyasi parti olarak varlığını görece güçlü bir şekilde
devam ettirmesiyle dikkat çekiyor.
Darbecilerin
partisi olarak adlandırılan ve darbeci Prayut’u başbakan adayı olarak gösteren Phalang
Pracharat Partisi ise şu anki rakamlara göre 117 milletvekili ile ikinci
sırada.
Yeni bir parti
olan ve hedefine gençleri koymuş olan Future Forward Partisi ise ilk seçimi
olmasına rağmen aldığı 80 milletvekili ile üçüncü sırada. Future Forward
Partisi’nin gerek koalisyon gerek önümüzdeki dönemde ülke siyasal yaşamında bir
güç olacağı tahmin ediliyor.
2006 yılındaki
darbenin ardından ordu tarafından göreve taşınan, ülkenin köklü partisi olarak
bilinen Demokrat Parti ise 53 milletvekili ile dördüncü sırada. Bu çerçevede, seçimin
belki de ilk önemli sonucu Demokrat Parti lideri ve bir dönem başbakanlık yapan
Abhisit Vejjajiva seçim başarısızlığını üstlenerek parti başkanlığından istifa
ettiğini açıkladı.
Parçalı demokrasi
Yukarıda dikkat
çekilen milletvekilleri sayıları, herhangi bir partiyi tek başına iktidara
taşımaya yetmediği aşikâr. Burada önemli olan, 500 sandalyeli parlamentonun
ötesinde, atamaları ordu tarafından yapılacak olan 250 üyeli senatonun başbakan
seçiminde milletvekilleri ile aynı oy hakkına sahip olması.
Son beş yıldır
ülkeyi yöneten darbeci hükümet 2017 yılındaki anayasa değişikliği ile 250 üyeli
senato üyelerinin ordu mensuplarınca belirlenecek olması, sivil yönetim
üzerinde bir gölge darbe işlevi gördüğüne kuşku yok.
Bu bağlamda, Phalang
Pracharat Partisi parlamentoda 126 milletvekilen ulaşması halinde 250 üyeli
senatonun desteğiyle toplam 376 oyla başbakanı belirleme ve hükümeti oluşturma
hakkını elde edecek. Veya ikinci senaryo olarak, aralarında Demokrat Parti’nin
de olduğu mevcut siyasi partilerden biri veya birden fazla parti ile koalisyon
kurarak bu süreci kendi lehine yine kullanabilecek.
Thaksinci Pheu
Thai Partisi’nin sahip olduğu milletvekili sayısına ve tıpkı daha önceki
seçimlerde olduğu üzere, mevcut siyasi partilerle koalisyon kurma gücüne
rağmen, senatonun 250 oyunu aşabilecek bir sayıya ulaşması mümkün gözükmüyor.
Bu durum, başbakanın
belirlenmesinde ve hükümetin kurulmasında ordunun belirleyeceği ve kuvvetle
muhtemel ordu eski mensuplarından oluşacak senatonun belirleyiciliği dikkate
alındığında Tayland’da parçalı bir demokrasiden söz etmek mümkün.
Halkın seçimdeki
rolünden ziyade, seçim öncesi alınan kararların belirleyici olduğu 24 Mart
seçimleri, önümüzdeki son beş yıl boyunca Tayland’da başbakan olarak yine eski
general, yeni politikacı Prayut Chan-o-cha’yı ve onun belirleyeceği bir hükümet
iş başında olacağına işaret ediyor.
Bir kez daha koalisyon hükümeti
Yukarıda dikkat
çekilen ve sıralamada büyük bir değişiklik olması beklenmeyen seçimin ardından hükümeti
kimin kuracağı ise büyük ölçüde koalisyon bloklarına bağlı olacak. Bu noktada,
küçük partilerin önemi daha da öne çıkıyor.
Bu süreçte, siyasi
çıkar ilişkileri ile ülkede askeri darbe ve bunun sivil uzantılarına karşı
durma cesareti gösteren partiler arasında bir ayrışma bekleniyor. Bunun,
Thaksinci veya sivil eğilimli partilerin hükümet kurmasında ne kadar başarılı
sonuç vereceğini ise önümüzdeki günlerdeki gelişmeler ortaya koyacak.
Bu sonuçlara göre,
Pheu Thai partisinin tek başına iktidar olmamakla birlikte, her halükârda yeni
bir koalisyon hükümetinin kurulacağı bir gelişme söz konusu.
Seçimden birinci
parti olraak çıkan Pheu Thai Partisi başkanı Sudarat Keyuraphan, darbecileri
destekleyen Phalang Pracharat ile koalisyon yapmayacaklarını açıkladı.
Darbecileri
destekleyen Palang Pracharat Partisi ise, diğer partilerle hükümet ortaklığı
üzerinden iktidarı kurmanın yollarını arayacaktır.
Siyasal değişim ama nasıl?
Seçimler
öncesindeki düzenlemeler Thaksin yanlısı parti veya partilerin zaferinin önünü
almaya matuf olduğundan, Pheu Thai partisinin tek başına iktidar olamaması
doğal. Ancak bu durum, diğer siyasi partilerin duruşunun hangi yönde gelişeceği
ve bu anlamda sivil toplum ve sivil siyaset yapma tarzlarındaki belirleyicilik
rol oynayacak.
Seçim sonuçlarına
bakıldığında, ülkede yapılan son beş seçimi Thaksin veya onu destekleyen
partilerin zaferiyle bittiğini ortaya koyuyor. Darbelerle önü alınmaya
çalışılan Thaksin Shinawatra’nın her seferinde ya kendisi veya onu destekleyen
partilerin seçimlerden başarıyla çıkması, hiç kuşku yok ki, modern Tayland
tarihinin en önemli gelişmelerinden biri.
Bu gelişme, ülkede
değişimi isteyen halk kesimleri ile değişime direnen kurulu düzen yanlılarının
yani monarşi, ordu ve Bangkok zenginleri arasında devam eden bir siyasal güç
mücadelesinin ötesinde bir anlam taşıyor.
Bu gelişme,
sürgünde bulunan ve 2010’dan bu yana yapılan sivil seçimlerde ilk sırayı alarak
başbakanlık koltuğuna oturmuş olan Thaksin Shinawatra ve kızkardeşi Yingluck
Shinawatra’larla bir şekilde bağlantılı olsa da, süreç salt Shinawatra
ailesiyle sınırlı değil. Aksine, seçmenin ülke siyasal yapısında değişimi
öncellemeye yönelik taleplerine karşılık gelen bir süreç yaşandığına dikkat
çekmek gerekiyor.
Bu bağlamda,
2010’dan bu yana Shinawatra ailesinin olması kendi başına ülkede sivil
yönetimin öncellenmesi talebi ve bu yönde sergilenen çabaya bir halel getirecek
durum olarak algılanmamalı. Aksine, sivilleşerek değişmeyi öncelleyen bir
toplumsal talebin önünün açılmasında belki de Shinawatraları bir araç olarak
görmek mümkün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder