Mehmet
Özay 7
Mayıs 2013
Malezya’da gelenek
bozulmadı. Seçimin galibi Ulusal Cephe. 222 Sandayle için yapılan genel
seçimlerde Ulusal Cephe Koalisyonu -şayet sayımlarda son anda bir değişiklik
olmazsa- 133 sandalye alarak bir kez daha hükümeti kurma görevini üstlendi.
Muhalefet ortaya koyduğu büyük çabaya rağmen, ülke tarihine damgasını vuracak
bir sonuç elde edemedi. Bununla birlikte, kazandığı 89 sandalye ile
parlamentoda iktidarın üçte iki çoğunluk ilkesini gerçekleştirmesine de imkân tanımadı. 2008 yılındaki seçimlerde Ulusal
Cephe’nin 140 sandalye kazandığı dikkate alınırsa, genel anlamda oylarında
düşüş olduğu aşikâr. Toplam 13 milyonu aşkın seçmenden on
milyonunun yani, %80’inin oy kullandığı seçimler bugüne kadarki en yüksek
katılım olarak değerlendiriliyor.
Bununla birlikte, Ulusal
Cephe’nin küçük bir oy farkıyla kazandığı ilân edilen seçim sonuçlarında sandalye sayısındaki fark
seçim sisteminden kaynaklanıyor. Özellikle kırsaldaki seçim bölgelerinden daha
çok sayıda milletvekili çıkartılması bunda başat rol oynuyor. 13. Genel
Seçimler’in pek çok açıdan önemli sonuçlar doğuracağına kuşku yok. Ancak ilk
etapta dikkat çeken husus, Başbakan Necib’in de ilk açıklamalarında vurguladığı
üzere ‘Çin kökenli Malezyalıların neden olduğu bir siyasi tsunami’ söz konusu.
Bunun gerekçesi de, elbette ki Penang Adası, Malaka, Cohor’un bazı bölgelerinde
Ulusal Cephe’nin ortağı Malezya Çin Birliği (MCA)’ın adaylarının muhalefet
kanadında yer alan ve daha çok Çin seçmenine hitap eden Demokratik Eylem
Partisi’nin (DAP) başarılı olması. Ulusal Cephe’nin küçük bir farkla da olsa
seçimlerden başarıyla çıkmasının ardındaki bir diğer neden Hint kökenli
Malezyalıların önemli bir bölümünün iktidar koalisyonu yönünde oy kullanması
olduğuna dikkat çekiliyor.
Bu minvalde seçim
sonuçlarının netlik kazanmasının ardından hükümet kanadından gelen ilk
tepkilerin hedefi Çin seçmenine yönelikti. Gerek Başbakan Necib, gerek Malaka
Bölgesi Başbakanı Ali Rustam Çin kökenli seçmenlerin hükümet icraatlarını
gereğince değerlendirmediklerini dile getiriyordu. Serzenişin ötesindeki bu
çıkışın elbette iktidar çevrelerinde rasyonel bir tarafı var. Kampanya sürecince Başbakan Necib’in ilgisini yönelttiği
kitleler arasında Çin azınlık farklı bir yer işgal ediyordu. Her ne kadar Çin
azınlığın ülkenin ekonomi dinamosu olduğu genel kabulünden hareketle ‘Bu
Çinliler daha ne istiyor’ denilebilir. Ancak gerçek pek öyle değil... Ülkedeki
Çinli azınlığın dört beş farklı alt etnik gruptan ve farklı dil gruplarına
mensubiyetleri, Malayca -şayet vakıfsalar- dışında birbirleriyle iletişim
kuramadıkları; her Çinlinin orta sınıf üstü bir sosyo-ekonomik yapıya aidiyeti
gibi bir gerçeklik olmadığı dikkate alındığında Çinlilerin gerek bu seçim
sürecinde gerekse genel itibarıyla ülkenin toplumsal yapısındaki sorunları,
talepleri vb. ne denli önemli olduğu ortaya çıkar. Bu faktörler Çinli azınlığın
bir bölümünü mevcut siyasi rejimle ve bu rejimin politikalarıyla ayrışmasına ve
muhalefet kanadına yönelmelerine sebep oluyor. İşte bu noktada Başbakan Necib,
Çinlilerin desteğini kazanma noktasında bazı icraatları olduğu gibi geleceğe
dönük ‘sözleri de’ bu potansiyeli kendi lehine çevirme yönündeydi. Tabii
bunların ne kadar tatminkâr olup olmadığı seçim
bölgesine, Çin alt gruplarının kazanımlarıyla doğru orantılı. Bununla birlikte,
Başbakan Necib’in teşebbüs ettiği ‘transformasyon’ sürecinin sadece kendi
inisiyatifiyle kaldığı, hükümeti oluşturan ya da rejimin dinamiklerini
oluşturan çevrelerden destek almadığı konusundaki görüşler de yabana atılır
gibi değil. Çinli
seçmen kitlesinin sergilediği siyasi açılım, önümüzdeki dönemde gerek Ulusal
Cephe içerisinde MCA’ın yerini gerekse Çin etnisitesi içerisinde yeni siyasi
oluşumları etkileyecek boyutta. Örneğin bu yöndeki ilk gelişme bugün yaşandı ve
MCA lideri Dr. Chua Soi Lek bu yıl yapılacak MCA seçimlerinde başkanlığa aday
olmayacağını açıkladı. Çin seçmenine yönelik bu tepkinin gerek Ulusal Cephe
Koalisyonu’ndaki ilişkilere gerekse hükümet politikalarına nasıl yansıyacağını
zaman gösterecek.
Buna ilâve olarak ulusal parlamentoda üçte ikilik çoğunluğu
sağlayamamış; Selangor, Penang, Kelantan gibi önemli seçim yatırımının
yapıldığı eyaletleri alamamış; bu anlamda “1 Malaysia” politikasının halk
nezdinde karşılık bulmadığı ve yarım yüzyılı aşkın geçmişinde en kötü seçim
sonucu almış bir UMNO liderinin parti içerisinde nasıl bir destek bulacağı da
tartışılacak konular arasında geliyor. Muhalefetin iktidarı ele geçirememekle
birlikte, siyasi bir olgu olarak Malezya siyasal iklimine yerleştiğini
rahatlıkla söyleyebiliriz. Böyle bir gelişmenin ortaya çıkmasında, muhalefetin 2008 seçimlerinde Ulusal Cephe Koalisyon
hükümetini ilk defa üçte iki çoğunluktan mahrum eden siyasi tsunamisinin
ardından giderek ivme kazanan toplumsal siyasal hareket varlığını düzenlenen
dev gösteriler, alternatif medya üzerinden sağlanan ve genç kitle üzerinden
yürütülen etkileşim iktidar aygıtını elinde tutan güçler üzerinde ister istemez
baskı unsuru olduğuna kuşku yok.
Ulusal Cephe neler kazandı
neler kaybetti? Elbette ülke modern siyasi tarihindeki 13. Genel Seçimleri kazanması
ve 13. kez hükümet kurma görevini üstlenmesi dolayısıyla Ulusal Cephe önemli
bir sonuç aldığına kuşku yok. Bu sadece ülke tarihi için değil, bölge ve dünya
siyasi tarihi için de kayda değer bir sonuç. Bu nedenle üzerinde uzun uzun
konuşulacak, gene bir kez daha ‘Malezya’ iç dinamiklerinin, toplum yapısının,
etnik unsurlarının vb. ne türden bir siyasi sonuca evrildiğini ortaya koyma
çabası sergilenecektir. Bununla birlikte, Ulusal Cephe’nin gerek adaylar
gerekse bölgeler noktasında nasıl bir başarı gösterdiğini ortaya koymaya
çalışalım.
İlk etapta Başbakan
Necib’in seçim kampanyası süresince üzerinde durduğu en önemli seçim bölgeleri
olarak dikkat çeken Selangor, Kelantan, Kedah, Cohor’da nasıl sonuç alındığı
önemli. Ulusal Cephe, bu eyaletler içinde sadece Kedah’ı geri alabildi. Geçen
beş yıl boyunca PKR’ın yönetiminde olan Selangor Eyaleti’nden bir kez daha ve
daha fazla oy oranı ve milletvekili ile muhalefete destek geldi. Muhalefet,
2008’e nazaran daha çok oy ve aday çıkartmayı başardı. Buna göre 56 sandalyeli
Eyalet Parlamentosu’nun 44’ünü elde etti. Ulusal Cephe ise milletvekili sayısı
20’den 12’ye düştü. Selangor ülkenin en zengin Eyaleti ve Başkent Kuala
Lumpur’un önemli bir bölümünü içine almasıyla dikkat çeken bir bölge.
Cohor genelinde başarı elde
etmekle birlikte, Eyalet’te seçimin kalbi ve sembolik öneme sahip olan ‘Gelang
Patah’ seçim bölgesinde muhalefet başarı sağladı. UMNO’nun doğduğu yer olan
Cohor’da herkes Gelang Patah seçim bölgesine odaklanmış burada Demokratik Eylem
Partisi’nin (DAP) kurucu figürlerinden Lim Kim Siang’ın aday gösterilmesinin
akabinde, MCA yerine Başbakan Necib son yirmi yıldır görevde olan Cohor Eyalet
Başbakanı Abdul Ghani Osman’ı aday göstermişti. Bu seçim bölgesi düne kadar
olduğu gibi, normal şartlarda MCA yani Ulusal Cephe’nin Çin kanadını temsil
eden parti adayıyla temsil ediliyordu. Ancak geçen gün yapılan seçimlerde
muhalefetin güçlü bir adyala çıkması Çin seçmenleri arasında kırılmanın büyük
ölçüde yaşanacağı endişesi ile Eyalet Başbakanı’nın yarışması uygun görülmüştü.
Ancak korkulan oldu.. Abdul Ghani Osman’ın, özellikle ekonomik kalkınma
konusunda gerçekleştirdiği icraatlar halk nezdinde karşılık bulmamış ve
muhalefetin adayı önemli bir oy farkıyla kazandı.
Adaylar konusunda yaşanan
bir diğer ciddi gelişme Malaka Bölge Başbakanı Ali Rustam’ın hezimete uğraması
oldu. 13 yıldır Malaka başbakanlığını yürüten ve hükümette bakanlık alacağı
öngörülen Ali Rustem bu amaçla parlamento milletvekilliği için yarışmıştı.
Ancak Rustam’ın ‘Bukit Katil’ seçim bölgesinde PKR adayı Shamsul Iskandar karşısında
varlık gösteremedi. Rustam yaptığı açıklamada, bugüne kadar bölge kalkınması
için gerçekleştirdiği icraatların, özellikle Çin seçmen tarafından
değerlendirilmemesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Seçimin kilit noktalarından
biri olan Kedah -ki 2008’de muhalefetin eline geçmiş ve PAS’ın idaresinde
bulunuyordu- Ulusal Cephe’ye geçti. Dr. Mahathir Muhammed’in memleketi Alor
Star’ın da bulunduğu Kedah Eyaleti’nde elde edilen bu başarının ardından Eyalet
Dr. Mahathir’in oğlu ve Ticaret ve Endüstri eski Bakan Yardımcısı Muhriz’in
başbakan olacağı kesinleşti.
Selangor bir diğer önemli
seçim bölgesiydi ve Başbakan Necib burada çoğunluğu sağlama adına elinden
geleni yapmıştı. Ancak Selangor seçmeni muhalefeti seçmeyi yeğledi. Eyalette
özellikle Lembah Pantai seçim bölgesi sembolik bir öneme sahipti. Enver
İbrahim’ın kızı Nurul Izzah’ın 2008’de dönemin UMNO kadın kolları başkanı ve
Aile’den sorumlu Bakan Shahrizat Abdul Jalil karşısında kazandığı başarıyı
birkez daha tekrarladı. Bu sefer, rakibi olan Federal Bölge Bakanı Nong Chik
Zainal Abidin karşısında aynı başarıyı sergiledi. Gözlemciler, bu başarısının
ardından PKR’ın Başkan Yardımcısı görevini de yürüten Nurul Izzah’ın babasının
yerine muhalefet içerisinde önemli bir aktör olmasına olanak tanıyacağı dile
getiriyorlar.
Seçim yarışı ile alevlenen toplumsal hareketlilik hiç kuşku yok ki etkisini
korumaya, araştırmalara konu olmaya devam edecek. Bu çerçevede, iktidar-muhalefet
ilişkisinde son beş yıla damgasını vuran etkileşimlerin boyutu çatışmacı bir
nitelik arz ettiği bir vakıa. Çatışmacı karakterin baskınlığını son yarım
yüzyılda birikmiş bir enerjinin açığa çıkışı olarak değerlendirmek de mümkün. Ülke siyasal yaşamına damgasını vuran iç politik
gelişmeler kendi halinde, sakin bir yaşam sürdüğü düşünülen Malay toplumunun
hemen hemen her kesiminin iştirak ettiği dinamik, heyecanlı bir yapıya dönüştüğünü
ortaya koyuyor.
Bu süreçte adına muhalefet denilen ve halk tabanında bulduğu azımsanmayacak
sayıdaki destekçisi siyasi oluşum ülkeye yeni bir soluk getirme amacında. Tam
da burada, özellikle Dr. Mahathir Muhammed’le birlikte önce bölgede ardından
küresel ölçekte dikkat çekici bir şekilde yer almaya başlayan, toplumsal
anlamda birbiriyle etkileşimin sınırlı olduğu çoğulcu etnik yapının ‘barış’
ortamını teneffüs eden , ekonomik kalkınmışlık noktasında da benzeri süreçleri
yaşayan ülkeler için ‘modellik’ statüsünde görülen bir ülkede yukarıda
zikredilen değişime yol açan faktörler neler diye sormak gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder