11 Mayıs 2013 Cumartesi

Malezya’da Ulusal Cephe İktidarına Devam

Mehmet Özay                                                                                                                    7 Mayıs 2013
Malezya’da gelenek bozulmadı. Seçimin galibi Ulusal Cephe. 222 Sandayle için yapılan genel seçimlerde Ulusal Cephe Koalisyonu -şayet sayımlarda son anda bir değişiklik olmazsa- 133 sandalye alarak bir kez daha hükümeti kurma görevini üstlendi. Muhalefet ortaya koyduğu büyük çabaya rağmen, ülke tarihine damgasını vuracak bir sonuç elde edemedi. Bununla birlikte, kazandığı 89 sandalye ile parlamentoda iktidarın üçte iki çoğunluk ilkesini gerçekleştirmesine de imkân tanımadı. 2008 yılındaki seçimlerde Ulusal Cephe’nin 140 sandalye kazandığı dikkate alınırsa, genel anlamda oylarında düşüş olduğu aşikâr. Toplam 13 milyonu aşkın seçmenden on milyonunun yani, %80’inin oy kullandığı seçimler bugüne kadarki en yüksek katılım olarak değerlendiriliyor.
Bununla birlikte, Ulusal Cephe’nin küçük bir oy farkıyla kazandığı ilân edilen seçim sonuçlarında sandalye sayısındaki fark seçim sisteminden kaynaklanıyor. Özellikle kırsaldaki seçim bölgelerinden daha çok sayıda milletvekili çıkartılması bunda başat rol oynuyor. 13. Genel Seçimler’in pek çok açıdan önemli sonuçlar doğuracağına kuşku yok. Ancak ilk etapta dikkat çeken husus, Başbakan Necib’in de ilk açıklamalarında vurguladığı üzere ‘Çin kökenli Malezyalıların neden olduğu bir siyasi tsunami’ söz konusu. Bunun gerekçesi de, elbette ki Penang Adası, Malaka, Cohor’un bazı bölgelerinde Ulusal Cephe’nin ortağı Malezya Çin Birliği (MCA)’ın adaylarının muhalefet kanadında yer alan ve daha çok Çin seçmenine hitap eden Demokratik Eylem Partisi’nin (DAP) başarılı olması. Ulusal Cephe’nin küçük bir farkla da olsa seçimlerden başarıyla çıkmasının ardındaki bir diğer neden Hint kökenli Malezyalıların önemli bir bölümünün iktidar koalisyonu yönünde oy kullanması olduğuna dikkat çekiliyor.
Bu minvalde seçim sonuçlarının netlik kazanmasının ardından hükümet kanadından gelen ilk tepkilerin hedefi Çin seçmenine yönelikti. Gerek Başbakan Necib, gerek Malaka Bölgesi Başbakanı Ali Rustam Çin kökenli seçmenlerin hükümet icraatlarını gereğince değerlendirmediklerini dile getiriyordu. Serzenişin ötesindeki bu çıkışın elbette iktidar çevrelerinde rasyonel bir tarafı var. Kampanya sürecince Başbakan Necib’in ilgisini yönelttiği kitleler arasında Çin azınlık farklı bir yer işgal ediyordu. Her ne kadar Çin azınlığın ülkenin ekonomi dinamosu olduğu genel kabulünden hareketle ‘Bu Çinliler daha ne istiyor’ denilebilir. Ancak gerçek pek öyle değil... Ülkedeki Çinli azınlığın dört beş farklı alt etnik gruptan ve farklı dil gruplarına mensubiyetleri, Malayca -şayet vakıfsalar- dışında birbirleriyle iletişim kuramadıkları; her Çinlinin orta sınıf üstü bir sosyo-ekonomik yapıya aidiyeti gibi bir gerçeklik olmadığı dikkate alındığında Çinlilerin gerek bu seçim sürecinde gerekse genel itibarıyla ülkenin toplumsal yapısındaki sorunları, talepleri vb. ne denli önemli olduğu ortaya çıkar. Bu faktörler Çinli azınlığın bir bölümünü mevcut siyasi rejimle ve bu rejimin politikalarıyla ayrışmasına ve muhalefet kanadına yönelmelerine sebep oluyor. İşte bu noktada Başbakan Necib, Çinlilerin desteğini kazanma noktasında bazı icraatları olduğu gibi geleceğe dönük ‘sözleri de’ bu potansiyeli kendi lehine çevirme yönündeydi. Tabii bunların ne kadar tatminkâr olup olmadığı seçim bölgesine, Çin alt gruplarının kazanımlarıyla doğru orantılı. Bununla birlikte, Başbakan Necib’in teşebbüs ettiği ‘transformasyon’ sürecinin sadece kendi inisiyatifiyle kaldığı, hükümeti oluşturan ya da rejimin dinamiklerini oluşturan çevrelerden destek almadığı konusundaki görüşler de yabana atılır gibi değil. Çinli seçmen kitlesinin sergilediği siyasi açılım, önümüzdeki dönemde gerek Ulusal Cephe içerisinde MCA’ın yerini gerekse Çin etnisitesi içerisinde yeni siyasi oluşumları etkileyecek boyutta. Örneğin bu yöndeki ilk gelişme bugün yaşandı ve MCA lideri Dr. Chua Soi Lek bu yıl yapılacak MCA seçimlerinde başkanlığa aday olmayacağını açıkladı. Çin seçmenine yönelik bu tepkinin gerek Ulusal Cephe Koalisyonu’ndaki ilişkilere gerekse hükümet politikalarına nasıl yansıyacağını zaman gösterecek.
Buna ilâve olarak ulusal parlamentoda üçte ikilik çoğunluğu sağlayamamış; Selangor, Penang, Kelantan gibi önemli seçim yatırımının yapıldığı eyaletleri alamamış; bu anlamda “1 Malaysia” politikasının halk nezdinde karşılık bulmadığı ve yarım yüzyılı aşkın geçmişinde en kötü seçim sonucu almış bir UMNO liderinin parti içerisinde nasıl bir destek bulacağı da tartışılacak konular arasında geliyor. Muhalefetin iktidarı ele geçirememekle birlikte, siyasi bir olgu olarak Malezya siyasal iklimine yerleştiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Böyle bir gelişmenin ortaya çıkmasında, muhalefetin 2008 seçimlerinde Ulusal Cephe Koalisyon hükümetini ilk defa üçte iki çoğunluktan mahrum eden siyasi tsunamisinin ardından giderek ivme kazanan toplumsal siyasal hareket varlığını düzenlenen dev gösteriler, alternatif medya üzerinden sağlanan ve genç kitle üzerinden yürütülen etkileşim iktidar aygıtını elinde tutan güçler üzerinde ister istemez baskı unsuru olduğuna kuşku yok.
Ulusal Cephe neler kazandı neler kaybetti? Elbette ülke modern siyasi tarihindeki 13. Genel Seçimleri kazanması ve 13. kez hükümet kurma görevini üstlenmesi dolayısıyla Ulusal Cephe önemli bir sonuç aldığına kuşku yok. Bu sadece ülke tarihi için değil, bölge ve dünya siyasi tarihi için de kayda değer bir sonuç. Bu nedenle üzerinde uzun uzun konuşulacak, gene bir kez daha ‘Malezya’ iç dinamiklerinin, toplum yapısının, etnik unsurlarının vb. ne türden bir siyasi sonuca evrildiğini ortaya koyma çabası sergilenecektir. Bununla birlikte, Ulusal Cephe’nin gerek adaylar gerekse bölgeler noktasında nasıl bir başarı gösterdiğini ortaya koymaya çalışalım.
İlk etapta Başbakan Necib’in seçim kampanyası süresince üzerinde durduğu en önemli seçim bölgeleri olarak dikkat çeken Selangor, Kelantan, Kedah, Cohor’da nasıl sonuç alındığı önemli. Ulusal Cephe, bu eyaletler içinde sadece Kedah’ı geri alabildi. Geçen beş yıl boyunca PKR’ın yönetiminde olan Selangor Eyaleti’nden bir kez daha ve daha fazla oy oranı ve milletvekili ile muhalefete destek geldi. Muhalefet, 2008’e nazaran daha çok oy ve aday çıkartmayı başardı. Buna göre 56 sandalyeli Eyalet Parlamentosu’nun 44’ünü elde etti. Ulusal Cephe ise milletvekili sayısı 20’den 12’ye düştü. Selangor ülkenin en zengin Eyaleti ve Başkent Kuala Lumpur’un önemli bir bölümünü içine almasıyla dikkat çeken bir bölge.
Cohor genelinde başarı elde etmekle birlikte, Eyalet’te seçimin kalbi ve sembolik öneme sahip olan ‘Gelang Patah’ seçim bölgesinde muhalefet başarı sağladı. UMNO’nun doğduğu yer olan Cohor’da herkes Gelang Patah seçim bölgesine odaklanmış burada Demokratik Eylem Partisi’nin (DAP) kurucu figürlerinden Lim Kim Siang’ın aday gösterilmesinin akabinde, MCA yerine Başbakan Necib son yirmi yıldır görevde olan Cohor Eyalet Başbakanı Abdul Ghani Osman’ı aday göstermişti. Bu seçim bölgesi düne kadar olduğu gibi, normal şartlarda MCA yani Ulusal Cephe’nin Çin kanadını temsil eden parti adayıyla temsil ediliyordu. Ancak geçen gün yapılan seçimlerde muhalefetin güçlü bir adyala çıkması Çin seçmenleri arasında kırılmanın büyük ölçüde yaşanacağı endişesi ile Eyalet Başbakanı’nın yarışması uygun görülmüştü. Ancak korkulan oldu.. Abdul Ghani Osman’ın, özellikle ekonomik kalkınma konusunda gerçekleştirdiği icraatlar halk nezdinde karşılık bulmamış ve muhalefetin adayı önemli bir oy farkıyla kazandı.
Adaylar konusunda yaşanan bir diğer ciddi gelişme Malaka Bölge Başbakanı Ali Rustam’ın hezimete uğraması oldu. 13 yıldır Malaka başbakanlığını yürüten ve hükümette bakanlık alacağı öngörülen Ali Rustem bu amaçla parlamento milletvekilliği için yarışmıştı. Ancak Rustam’ın ‘Bukit Katil’ seçim bölgesinde PKR adayı Shamsul Iskandar karşısında varlık gösteremedi. Rustam yaptığı açıklamada, bugüne kadar bölge kalkınması için gerçekleştirdiği icraatların, özellikle Çin seçmen tarafından değerlendirilmemesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Seçimin kilit noktalarından biri olan Kedah -ki 2008’de muhalefetin eline geçmiş ve PAS’ın idaresinde bulunuyordu- Ulusal Cephe’ye geçti. Dr. Mahathir Muhammed’in memleketi Alor Star’ın da bulunduğu Kedah Eyaleti’nde elde edilen bu başarının ardından Eyalet Dr. Mahathir’in oğlu ve Ticaret ve Endüstri eski Bakan Yardımcısı Muhriz’in başbakan olacağı kesinleşti.
Selangor bir diğer önemli seçim bölgesiydi ve Başbakan Necib burada çoğunluğu sağlama adına elinden geleni yapmıştı. Ancak Selangor seçmeni muhalefeti seçmeyi yeğledi. Eyalette özellikle Lembah Pantai seçim bölgesi sembolik bir öneme sahipti. Enver İbrahim’ın kızı Nurul Izzah’ın 2008’de dönemin UMNO kadın kolları başkanı ve Aile’den sorumlu Bakan Shahrizat Abdul Jalil karşısında kazandığı başarıyı birkez daha tekrarladı. Bu sefer, rakibi olan Federal Bölge Bakanı Nong Chik Zainal Abidin karşısında aynı başarıyı sergiledi. Gözlemciler, bu başarısının ardından PKR’ın Başkan Yardımcısı görevini de yürüten Nurul Izzah’ın babasının yerine muhalefet içerisinde önemli bir aktör olmasına olanak tanıyacağı dile getiriyorlar.
Seçim yarışı ile alevlenen toplumsal hareketlilik hiç kuşku yok ki etkisini korumaya, araştırmalara konu olmaya devam edecek. Bu çerçevede, iktidar-muhalefet ilişkisinde son beş yıla damgasını vuran etkileşimlerin boyutu çatışmacı bir nitelik arz ettiği bir vakıa. Çatışmacı karakterin baskınlığını son yarım yüzyılda birikmiş bir enerjinin açığa çıkışı olarak değerlendirmek de mümkün. Ülke siyasal yaşamına damgasını vuran iç politik gelişmeler kendi halinde, sakin bir yaşam sürdüğü düşünülen Malay toplumunun hemen hemen her kesiminin iştirak ettiği dinamik, heyecanlı bir yapıya dönüştüğünü ortaya koyuyor.

Bu süreçte adına muhalefet denilen ve halk tabanında bulduğu azımsanmayacak sayıdaki destekçisi siyasi oluşum ülkeye yeni bir soluk getirme amacında. Tam da burada, özellikle Dr. Mahathir Muhammed’le birlikte önce bölgede ardından küresel ölçekte dikkat çekici bir şekilde yer almaya başlayan, toplumsal anlamda birbiriyle etkileşimin sınırlı olduğu çoğulcu etnik yapının ‘barış’ ortamını teneffüs eden , ekonomik kalkınmışlık noktasında da benzeri süreçleri yaşayan ülkeler için ‘modellik’ statüsünde görülen bir ülkede yukarıda zikredilen değişime yol açan faktörler neler diye sormak gerekir.

http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=258748

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder