27
Temmuz 2012
Bir süredir kuşkularımızda yer tutan ‘sahte diploma’ sahipleri ile
kanaatlerimizi pekiştirecek yeni bir gelişmeye tanık olduk bugünlerde.
Sahteciliğin akademi dünyasında yer alması genelde piligarizm adıyla bilinen
kaynak eserlerin kopyalanmasıyla gündeme gelir. Bu işin manevi boyutu. Bir de
maddi boyutu var ki, şu veya bu yüksek öğretim kurumundan alınan sahte
belgelerin bu işe tevessül edenlerin “hayat kariyerlerindeki” merdivenleri birer
birer değil, zıplayarak çıkmalarına neden olmasıyla elbette ki maddi bir boyutu
var... Ancak bu şahısların geldikleri makamlar kadar, bu makamlarda “işlevselsizlikleri,
başarısızlıkları” bir yana, bile isteye giriştikleri onulmaz “sahtekârlıklar”
bir sapkınlık boyutunda sürer gider... Buna şahit olduğumuzdan mıdır nedir,
bugün New Strait Times’da (27 Temmuz, s. 24) çıkan bir haber bu yazının kaleme
alınmasına neden oldu... Kimilerinizin
zannedeceği gibi, diploma sahtekarlığı, diyelim ki, A Yüksek Öğretim Kurumu’nda
bu işle meşgul kişi ve kişilerle girişilen ‘para karşılığı’ alınmış olabilir.
Ancak Kuala Lumpur’da polisin deşifre ettiği sahketarlık, üniversite içinde
değil, bizzat “piyasada” rol alan bir matbaa tarafından organize ediliyormuş. Malezya Yüksek Öğretim Kurumu’n yaptığı başvuruyu değerlendiren polis şehrin
matbacılarla ünlü bir semtindeki kuruma yapılan baskında, 2003 yılından bu
yana çeşitli yüksek öğretim kurumlarının diplomalarını “ücrete tabi”
pazarladıkları ortaya çıkardı. Bu haberi okuduğumda, bir süre önce
hatırlayacağınız üzere gündeme getirdiğim adında “İslami” kelimesinin bulunduğu
uluslararası kurumun Açe’deki görevlisinin hali aklıma gelmedi değil... Bu
şahısla ilgili “yolsuzluk iddialarını” araştırmak üzere Açe’ye gelen iki üst
düzey yöneticinin bizimle yaptığı görüşmede, söz konusu şahsın üniversiteden
atıldığını, malum kuruma çalışma başvurusunda bulunurken de sahte (fake)
diploma kullandığını söylediğimizde “Yok canım, biz baktık, sahte değil” dediği
aklıma geldi... Şimdi diyorum ki, acaba birileri uluslararası bir avukatlık
bürosuna başvursa da, Malezya polisince Kuala Lumpur’da ortaya çıkartılan “sahte
diploma düzenlenir” tabelasının asılı olduğu ticarethane ile bu ve benzeri şahısların
ne gibi bir ilgisi vardır araştırılsa mı!
Sahte diploma düzenleyen bu kuruma “ticarethane” diyorum, çünkü ücretler
hazırlanacak sahte evrakın niteliğine göre değişiyor. Nasıl mı? Bakın şöyle...
Örneğin dört yıllık lisans programından mezuniyetinizi belgeleyen sahte diploma
için 6500 Malezya Ringgit (RM), yüksek lisans için 8500 RM, Doktora için
10.500 RM talep ediyorlar. Yani aşağı yukarı iki bin Dolara bir yüksek lisans
diploması sahibi olabiliyorsunuz... Aslında fiyatlar pek de yüksek değilmiş! Bugünkü koşullarda Malezya şartlarında bir sömestr için sadece öğretim masrafının ortalama 3500 Ringgit olduğu düşünüldüğünde bunun nedeni ortaya çıkar. Son dokuz yıldır, yani 2003'den bu yana, "faaliyet gösteren" şirketin geliri de merak konusudur herhalde... Merakınızı gidereyim. Tamı tamına 5 milyon Ringgit toplanmış bu "akademik" faaliyetten.
Polisin ele geçirdiği belgeler arasında Malezya’nın VIP sınıfına mensup
kişilerin de olması bu işin ne kadar talep gördüğünün ve nerelere kadar
uzandığının bir göstergesi... Öyle ki, sahte diplomaların verildiği üniversiteler adı sanı duyulmasa da işe yaradığına şüphe yok. Polisin yaptığı açıklamada adı geçen üniverseteler arasında Rockhampton, Harvey International (ABD); Brook, Glastonbury (İngiltere) ve Charles Molnar (Macaristan) bulunuyor.
Zamanında, Açe’deki kurumun başında bulunan kişi “Merkez, bağımsız ‘audit’
kurumu Ernst&Young’ı buraya göndermek istiyor. Karşı çıktım... Yoksa
yanarız...” manasına gelen cümleyi sarf etmesine sebep bu durum olmasın... Belki
başka "ciddi" nedenleri de vardır ne dersiniz...
Hangisine yanacaksınız... Adında ‘İslam’ kelimesini taşıyan kurumun nasıl
aldatıldığına mı? Aldatan kişinin babasının fıkıhçı olmasına mı? Çalıştığı işi yüzüne
gözüne bulaştırmasıyla Açelilerin çektiğine mi? Yoksa kahramanlığı kimseye bırakmayan kimi anlı şanlı STKcıların ve 'Baba'larının bu durum karşısında sus pus olmasına mı? Yeri gelmişken şunu da söylemeden
geçmeyelim... Yukarıda referans edilen kişinin Kuala Lumpur’daki meşhur üniversiteden sahte
diploma aldığını ortaya koyan “atıldığına dair” belge bizzat kurumun başındaki
kişiye ulaştırılmış olsa da hala gereğinin yapılmamış olması belki yukarıda
soruları sormamızı bile gereksiz kılacak “derin bir ayrıntı”. Herhalde bu malum şahıs, malum üniversiteden mezun olanların geçenlerde İstanbul'da açtıkları Mezunlar Derneği'ne de aynı "fake" mezuniyet belgesiyle başvuracaktır herhalde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder