11 Ocak 2023 Çarşamba

Cheng Ho, seferleri ve dünya görüşü oluşumu / Cheng Ho, his expeditions and formation of weltanschauung

Mehmet Özay                                                                                                                            12.01.2023

Cheng Ho veya bir başka yazılışla Zheng He’nın (sesletimi ‘Cıng Hı’) liderliğinde, 15. yüzyıl başlarında, 1405-1433 yılları yılında gerçekleştirilen, dönemin küresel deniz seferlerinin, üzerinde konuşulmaya değer tarihsel olgular bütünü olduğuna kuşku yok.

Bununla birlikte, Batı Avrupa’da İber Yarımadası’nda başlayan ve ‘keşifler!’ adıyla anılan Atlantik ve Pasifik Okyanusları’na açılan seferlerden 80/90 yıl önce gerçekleştirilen, söz konusu yedi önemli deniz seferini kim, nasıl anlamalı, ne tür sonuçlar çıkartılması vb. soruları da bir o kadar önemli.

Bu kısa yazıda bu hususu tüm detaylarıyla ele almak mümkün olmadığından temel bazı hususlara değinmekle iktifa edeceğim.

Dünya tarihine bakış!

Vurgumuzu medeniyet ilişkisi üzerinden ortaya koymak mümkün gözüküyor.

Öyle ki, biri Doğu’da diğeri Batı’da ortaya çıkan bu her iki denizcilik inisiyatifi üzerinden gerçekleştirilen siyasal, ekonomik, kültürel yapılaşmanın çıkış nedenleri ve sonuçların bizi kaçınılmaz olarak medeniyet karşılaştırması noktasına götürüyor.

618 yıl önce gerçekleşen ve günümüz jeo-politik söyleminde yer tutan Hint-Pasifik bölgesini yani, Doğu Çin Denizi’nden Doğu Afrika sahillerine kadar uzanan geniş suyollarını kuşatan deniz seferlerinin anlaşılması, sadece bu coğrafya adına değil, özellikle dünya tarihine damga vurma iddiasındaki Batı tarihi açısından da önem arz ediyor.

Temelde, biri Doğu Asya’da Çin’de, diğeri Batı Avrupa’da İber Yarımadası’nda yani iki farklı coğrafyada, iki farklı tarihi zaman süreçte ortaya konulan deniz seferleri, kültür ve medeniyetlerin dünya tarihini nasıl şekillendirdiği veya şekillendiremedeği konusunu gizli açık akla getiriyor.  

Dün ve bugün ilişkisi

Cheng Ho liderliğinde ortaya konulan deniz seferlerini anlama çabası, bu seferler dizisini kronolojik bilgi dizgesi ile tarihi olgular bağlamında ortaya koymak kadar, bugüne yansımaları noktasında da değerlendirmeyi mümkün kılıyor.

Bununla birlikte, bugünle ilişkisinde karşımıza bazı sınırların, sorunların, ikilemlerin çıktığını da açık yüreklilikle söylemekte yarar var.

Bu noktada, Cheng Ho ve seferlerinin ağırlıklı olarak ne zaman gündeme gelmeye başladığına göz attığımızda, -benzeri hadiselerde olduğu üzere- seferlerin 600. yüzyılın tekabül eden 2005 yılı olduğu görülür.

2005 yılı ve sonrasında gerçekleştirilen akademik, yarı akademik organizasyonlar ve özellikle de, yayın süreçleri Cheng Ho ve seferlerini içine alan tarihi olgular bütününü aktarmada önemli işlev gördü ve görmeye devam ediyor.

Bu çerçevede, söz konusu akademik çalışmaların ilintili olduğu bir diğer alan, küresel ekonomi ve siyaset ile bağlantısı noktasında ortaya çıkıyor. Bu noktada, vurgu yaptığımız ülkenin Çin olduğuna kuşku yok.

2000’li yılların başlarından itibaren uluslararası siyasetin odağına giderek daha çok oturmaya başlayan Çin Halk Cumhuriyeti’yle bağlantılı bir yönü olması gayet önemli.

Bununla birlikte, aynı coğrafyada ortaya çıkan gelişmeye rağmen, iki farklı tarihi dönemde iki farklı ideolojik ve bunun ötesinde epistemolojik kökene sahip siyasi yapının ne tür benzerliklere sahip olduğu ve birinin diğerinde nasıl karşılık bulduğu konusunda gayet önemli çelişkiler olduğunu söyleyebiliriz.

Weltanschauung farkı

Chen Ho’nun yönetimindeki seferleri ortaya çıkaran dünya görüşü ve bunu oluşturan kültür, medeniyet ve epistemolojik bakış açısı nedir sorusu burada öne çıkıyor.

Bu noktada, seferlerin birincil aktörü konumunda gösterilen Ming Hanedanlığı’nın 3. İmparatoru Yung-lo, onun daha prenslik döneminden itibaren yanında yer alan Cheng Ho ile başta denizci olmak üzere tüm meslek gruplarından insanı içinde barındıran ve sayısı 30 bini bulan mürettebatın, kadronun neyi hedeflediklerini, neye hizmet ettiklerini değerlendirebilmenin yolu, böylesi devasa bir eylem biçimini hayata geçiren düşünce yapısını anlamayı gerektiriyor.

Coğrafi mekân benzerliğinden yola çıkarak, söz konusu seferler ve tüm boyutlarıyla ilişkiler ağını, bugün adına Çin Halk Cumhuriyeti (People’s Republic of China-PRC) dediğimiz ideolojik ve bunun ötesinde epistemolojik farklılığı ile dikkat çeken bir ulus-devletin düşünce ve siyasal eylemlerine örtüştürme çabasında sorunlar olduğuna kuşku bulunmamaktadır.

Burada, bir adım daha ileri giderek, yedi büyük deniz seferini ortaya koyan Ming Hanedanlığı’nın bu denizcilik alt yapısı, salt kendi dönemi ve düşüncesi ürünü saymak hatalıdır.

Aksine, burada vurgu sadece Cheng Ho dönemini veya hamisi konumundaki Ming Hanedanlığı’nın 3. imparatoru Yung-lo’ya değil, bu hanedanlık öncesinde gelen, en azından Güney Sung, Yuan Hanedanlıkları süreçleriyle birlikte ele almak gerekir.

Bu üç hanedanlığın, yaklaşık 300 yılı bulan uzun dönemli yapılaşması, ortaya 15. yüzyıl başlarında yedi büyük seferi ortaya koyabilme düşüncesini, bilgisini, iradesini ve maddi alt yapısını oluşturmuştur.

Öyle ki, burada kültür ve medeniyet bağlamında birbirine eklemlenmiş hanedanlıklardan bahsettiğimiz ortadadır.

Karşılaştırmalı tarih

Yazının girişinde kısaca değindiğim hususu, burada biraz daha açabilirim. Seferleri anlama çabası demiştik...

Doğu Asya, Batı Avrupa süreçlerinde ortaya çıkan denizcilik süreçlerini anlama çabasında, birkaç parametreye dikkat çekmekte yarar var.

İkincisi, seferlere konu olan coğrafyanın yani Geniş Hint Okyanusu’nun veya günümüz ifadesiyle Hint-Pasifik coğrafyasının 15. yüzyıl ilk yarısındaki siyasal, kültürel, dini boyutları bize Confüçyuscü Çin ile Müslüman dünyanın etkileşimi olduğunu gayet sarih bir şekilde ortaya koyuyor.

Bu durum, bize sözde ait olduğunu iddia ettiğimiz Müslüman dünyayı ne kadar tanıdığımız kadar, bu dünyanın irtibat halinde olduğu bir başka medeniyet çevresiyle ne türden ilişkiler geliştirdiği konusunda da önemli bir zaafiyet yaşadığımızı hatırlatıyor.

Üçüncü husus, Cheng Ho ve dönemin Ming Hanedanlığı yönetiminin insan kaynağı, teknoloji, vb. gibi kayda değer denizcilik alt yapısıyla sınırlı olmayan aksine, bunun ötesine geçerek, diplomasi, kültürel-dini etkileşim, siyasal ve ekonomik işbirliği gibi boyutlarıyla da ortaya çıkan seferleri ile Batı Avrupa’da önce İber Yarımadası ardından, Hollanda ve İngiltere ile başlayan denizcilik süreçlerinin karşılaştırılmasıdır.

Dünya’yı keşiflerle anlayan ve aynı zamanda, sadece anlamakla kalmayan, bu süreçlerle birlikte bilinçli veya bilinçsiz olarak ortaya konulan küresel egemen yapı dikkat çekicidir.

Tam du bu nokta, Ming Hanedanlığı dönemindeki deniz seferleri dönemi bağlamında küresel denilebilecek siyasal, ekonomik, kültürel bağlamları ile bundan yaklaşık 80/90 yıl sonra ortaya çıkan Batı Avrupa sömürgeciliğinin ürettiği siyasal, ekonomik ve kültürel ilişiler arasındaki fark bize bir medeniyet farkı olduğunu gösteriyor.

Cheng Ho ve seferleri incelemenmeye ve anlaşılmaya devam ediyor. Bu süreci takip etmekye yarar var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder