Mehmet Özay 12.01.2023
Bununla birlikte, Batı Avrupa’da İber Yarımadası’nda başlayan ve ‘keşifler!’
adıyla anılan Atlantik ve Pasifik Okyanusları’na açılan seferlerden 80/90 yıl
önce gerçekleştirilen, söz konusu yedi önemli deniz seferini kim, nasıl anlamalı,
ne tür sonuçlar çıkartılması vb. soruları da bir o kadar önemli.
Bu kısa yazıda bu hususu tüm detaylarıyla ele almak mümkün olmadığından temel
bazı hususlara değinmekle iktifa edeceğim.
Dünya tarihine bakış!
Vurgumuzu medeniyet ilişkisi üzerinden ortaya koymak mümkün gözüküyor.
Öyle ki, biri Doğu’da diğeri Batı’da ortaya çıkan bu her iki denizcilik inisiyatifi
üzerinden gerçekleştirilen siyasal, ekonomik, kültürel yapılaşmanın çıkış
nedenleri ve sonuçların bizi kaçınılmaz olarak medeniyet karşılaştırması
noktasına götürüyor.
618 yıl önce gerçekleşen ve günümüz jeo-politik söyleminde yer tutan
Hint-Pasifik bölgesini yani, Doğu Çin Denizi’nden Doğu Afrika sahillerine kadar
uzanan geniş suyollarını kuşatan deniz seferlerinin anlaşılması, sadece bu
coğrafya adına değil, özellikle dünya tarihine damga vurma iddiasındaki Batı
tarihi açısından da önem arz ediyor.
Temelde, biri Doğu Asya’da Çin’de, diğeri Batı Avrupa’da İber Yarımadası’nda
yani iki farklı coğrafyada, iki farklı tarihi zaman süreçte ortaya konulan
deniz seferleri, kültür ve medeniyetlerin dünya tarihini nasıl şekillendirdiği
veya şekillendiremedeği konusunu gizli açık akla getiriyor.
Dün ve bugün ilişkisi
Cheng Ho liderliğinde ortaya konulan deniz seferlerini anlama çabası, bu seferler
dizisini kronolojik bilgi dizgesi ile tarihi olgular bağlamında ortaya koymak kadar,
bugüne yansımaları noktasında da değerlendirmeyi mümkün kılıyor.
Bununla birlikte, bugünle ilişkisinde karşımıza bazı sınırların, sorunların,
ikilemlerin çıktığını da açık yüreklilikle söylemekte yarar var.
Bu noktada, Cheng Ho ve seferlerinin ağırlıklı olarak ne zaman gündeme
gelmeye başladığına göz attığımızda, -benzeri hadiselerde olduğu üzere-
seferlerin 600. yüzyılın tekabül eden 2005 yılı olduğu görülür.
2005 yılı ve sonrasında gerçekleştirilen akademik, yarı akademik
organizasyonlar ve özellikle de, yayın süreçleri Cheng Ho ve seferlerini içine
alan tarihi olgular bütününü aktarmada önemli işlev gördü ve görmeye devam
ediyor.
Bu çerçevede, söz konusu akademik çalışmaların ilintili olduğu bir diğer
alan, küresel ekonomi ve siyaset ile bağlantısı noktasında ortaya çıkıyor. Bu
noktada, vurgu yaptığımız ülkenin Çin olduğuna kuşku yok.
2000’li yılların başlarından itibaren uluslararası siyasetin odağına
giderek daha çok oturmaya başlayan Çin Halk Cumhuriyeti’yle bağlantılı bir yönü
olması gayet önemli.
Bununla birlikte, aynı coğrafyada ortaya çıkan gelişmeye rağmen, iki farklı
tarihi dönemde iki farklı ideolojik ve bunun ötesinde epistemolojik kökene
sahip siyasi yapının ne tür benzerliklere sahip olduğu ve birinin diğerinde
nasıl karşılık bulduğu konusunda gayet önemli çelişkiler olduğunu söyleyebiliriz.
Weltanschauung farkı
Chen Ho’nun yönetimindeki seferleri ortaya çıkaran dünya görüşü ve bunu
oluşturan kültür, medeniyet ve epistemolojik bakış açısı nedir sorusu burada
öne çıkıyor.
Bu noktada, seferlerin birincil aktörü konumunda gösterilen Ming
Hanedanlığı’nın 3. İmparatoru Yung-lo, onun daha prenslik döneminden itibaren
yanında yer alan Cheng Ho ile başta denizci olmak üzere tüm meslek gruplarından
insanı içinde barındıran ve sayısı 30 bini bulan mürettebatın, kadronun neyi
hedeflediklerini, neye hizmet ettiklerini değerlendirebilmenin yolu, böylesi
devasa bir eylem biçimini hayata geçiren düşünce yapısını anlamayı gerektiriyor.
Coğrafi mekân benzerliğinden yola çıkarak, söz konusu seferler ve tüm
boyutlarıyla ilişkiler ağını, bugün adına Çin Halk Cumhuriyeti (People’s
Republic of China-PRC) dediğimiz ideolojik ve bunun ötesinde epistemolojik
farklılığı ile dikkat çeken bir ulus-devletin düşünce ve siyasal eylemlerine
örtüştürme çabasında sorunlar olduğuna kuşku bulunmamaktadır.
Burada, bir adım daha ileri giderek, yedi büyük deniz seferini ortaya koyan
Ming Hanedanlığı’nın bu denizcilik alt yapısı, salt kendi dönemi ve düşüncesi
ürünü saymak hatalıdır.
Aksine, burada vurgu sadece Cheng Ho dönemini veya hamisi konumundaki Ming
Hanedanlığı’nın 3. imparatoru Yung-lo’ya değil, bu hanedanlık öncesinde gelen, en
azından Güney Sung, Yuan Hanedanlıkları süreçleriyle birlikte ele almak gerekir.
Bu üç hanedanlığın, yaklaşık 300 yılı bulan uzun dönemli yapılaşması,
ortaya 15. yüzyıl başlarında yedi büyük seferi ortaya koyabilme düşüncesini,
bilgisini, iradesini ve maddi alt yapısını oluşturmuştur.
Öyle ki, burada kültür ve medeniyet bağlamında birbirine eklemlenmiş
hanedanlıklardan bahsettiğimiz ortadadır.
Karşılaştırmalı tarih
Yazının girişinde kısaca değindiğim hususu, burada biraz daha açabilirim. Seferleri
anlama çabası demiştik...
Doğu Asya, Batı Avrupa süreçlerinde ortaya çıkan denizcilik süreçlerini anlama
çabasında, birkaç parametreye dikkat çekmekte yarar var.
İkincisi, seferlere konu olan coğrafyanın yani Geniş Hint Okyanusu’nun veya
günümüz ifadesiyle Hint-Pasifik coğrafyasının 15. yüzyıl ilk yarısındaki siyasal,
kültürel, dini boyutları bize Confüçyuscü Çin ile Müslüman dünyanın etkileşimi
olduğunu gayet sarih bir şekilde ortaya koyuyor.
Bu durum, bize sözde ait olduğunu iddia ettiğimiz Müslüman dünyayı ne kadar
tanıdığımız kadar, bu dünyanın irtibat halinde olduğu bir başka medeniyet
çevresiyle ne türden ilişkiler geliştirdiği konusunda da önemli bir zaafiyet
yaşadığımızı hatırlatıyor.
Üçüncü husus, Cheng Ho ve dönemin Ming Hanedanlığı yönetiminin insan
kaynağı, teknoloji, vb. gibi kayda değer denizcilik alt yapısıyla sınırlı
olmayan aksine, bunun ötesine geçerek, diplomasi, kültürel-dini etkileşim,
siyasal ve ekonomik işbirliği gibi boyutlarıyla da ortaya çıkan seferleri ile
Batı Avrupa’da önce İber Yarımadası ardından, Hollanda ve İngiltere ile
başlayan denizcilik süreçlerinin karşılaştırılmasıdır.
Dünya’yı keşiflerle anlayan ve aynı zamanda, sadece anlamakla kalmayan, bu
süreçlerle birlikte bilinçli veya bilinçsiz olarak ortaya konulan küresel egemen
yapı dikkat çekicidir.
Tam du bu nokta, Ming Hanedanlığı dönemindeki deniz seferleri dönemi
bağlamında küresel denilebilecek siyasal, ekonomik, kültürel bağlamları ile bundan
yaklaşık 80/90 yıl sonra ortaya çıkan Batı Avrupa sömürgeciliğinin ürettiği
siyasal, ekonomik ve kültürel ilişiler arasındaki fark bize bir medeniyet farkı
olduğunu gösteriyor.
Cheng Ho ve seferleri incelemenmeye ve anlaşılmaya devam ediyor. Bu süreci
takip etmekye yarar var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder