Mehmet Özay 26 Mart 2016
26 Mart 1873 Hollanda Savaşı’nın yıldönümü. Şayet bu tarihi vak’a Açe’de bir
nebze olsun dikkat çekerken, Açe’nin salt bir Eyalet düzeyinde yer aldığı
Endonezya Cumhuriyeti’nde ele alınmıyorsa bunda büyük bir eksiklik var demektir.
Bu savaşın bir ‘Beyaz’ ve ‘Yerli’ mücadelesine indirgenemeyeceğini en başta
vurgulayalım. Bu savaşın karşılık geldiği tarihi, dini, ekonomik, toplumsal ve
kültürel vechelerini dikkate almak Açe’nin 19. yüzyılın son çeyreğine
girilirken üzerinde yükseldiği toprakların neye tekabül ettiğini anlamakla
mümkündür. Sumatra Adası’nın kuzeyinde Açe topraklarında cereyan eden savaşın
Hollandalılar açısından neye karşılık geldiğini sorduğumuzda, hiç kuşku yok ki,
sömürgecilikten ‘emperyalizme’ evrilen bir Avrupa devletinin ihtiyaç duyduğu ekonomik
ve de siyasi genişleme hedefiyle karşılaşılır.
Hollanda bir Protestan güç olmakla birlikte, temelde dini saiklerle bu
savaşa girişmemekle birlikte, Açe istila girişmi dini referanslarından da
bağımsız değildir. Açe noktai nazarında ise, savaş tam anlamıyla dini bir
içeriğe ve de bütüne sahiptir. Açelilerin bu savaşı birkaç yıl gibi sürede
değil, farklı değerlendirmelerle kırk ila yetmiş yıla varan bir sürece
yayılmasında bu içerik ve bütünün sürekliliği olduğu fark edilir. Açe’de vatan
ile din olgusunun ayrılmazlığı ile insanlık onuru ile özgürlüğün içiçe geçtiği
derinlikli bir sosyo-politik ve dini algı, Hollanda gücüne karşı verilen
savaşta başat unsurdur.
Açe toprağında, bu savaşın verildiği yıllarda, aynı coğrafyada yani Takımadalar
ve Güneydoğu Asya’da örneğin bir Cava Adası’na ya da Malaya denilen
topraklardaki önemli bir siyasi yapı olarak dikkat çeken Cohor Sultanlığı’na
bakarak da değerlendirilebilir. Her üç bölgenin de kendine has özellikleri
olduğunu göz ardı etmemekle birlikte, bu coğrafyaya tarihsel süreçlerde
bakıldığında bu üç bölgenin sürekli karşımıza çıkan siyasi değerler olması
hasebiyle karşılaştırmanın dikkate değer bir yönü olduğu da gerçektir.
Hollanda Doğu Hint Yönetimi’nin (VOC) sömürge topraklarında kalıcılığının
simgesi olarak ortaya çıkan sömürge başkenti Batavya yani bugünkü Cakarta, Cava
Adası’nın Hollanda sömürge yönetimi ile Hollandalı ticaret sınıfının güdümüne
girdiğinin bir delilidir. Öte yandan, Cohor Sultanlığı, Riau-Cohor Sultanlığı’ndan
koparılarak, İngiltere Krallığı’nın Singapur Adası’nda kurduğu siyasi ve
ekonomik yapının güdümünde gelişen bir siyasi yapı olarak varlığını
sürdürüyordu. Öyle ki, Cohor’da siyasi yapının en tepe noktasını teşkil eden
‘Temenengong-Maharaja ve Sultan’ unvanlarının yapılaştırdığı siyasi varlığın
temellerinin de İngiltere Krallığı’nın nüfuzuyla kayda değer bir etkileşimi söz
konusudur.
Öte yandan, Hollanda sömürge yönetiminin Açe topraklarına olan ilgisi ilk
olarak 1873’te de ortaya çıkmış değildir. Bu anlamda, Açe Devleti’nin siyasi varlığına kast eden ve nihayetinde bunu fiili
olarak ortadan kaldıran Hollanda istilasını 26 Mart 1873’den itibaren okumak ve
anlamaya çalışmak yerine, iki Hollanda gemisinin 16. yüzyıl sonlarında Açe
Devleti başkentine ticari anlaşma amacıyla gelmeleriyle başlatmak gerekir. Ardından
modern dönemde ulus devlet kurulma aşamasında tıpkı diğer Takımadalar gibi Açe
topraklarının da ne şekilde bir yeniden yapılaştırılmaya sürüklendiğini de
unutmamak gerekir.
Bu vesileyle, sömürge tarihinin en önemli savaşlarından biri kabul edilen
ve Açelilerce ‘Hollanda Savaşı’, ‘Kahpe Savaşı’ adlarıyla anılan bu savaşta mücadele
ederek hayatını yitiren şehidlere, Hollandalıların uyguladığı soykırım
düzeyinde saldırılara maruz kalan ve hayatlarını kaybeden yaşlılara, kadınlara
ve çocuklara Allah’tan rahmet dilerim.